Konu: Çizgiromanlarda enteresan kareler...

  1. #131
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Esrarengiz Kitap — VI

    Galad ne diyordu_?


    " Zaman Kitabı " nı okuyup bitirdiğinde Golnor'un mutlak efendisi olacak!

    Kara İlah ne diyordu_?

    Bir sayfa... Sadece bir sayfa kaldı... Düşmanlarım gelmeden onu da okuyup bitirmeliyim!..





    İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, Doktora Öğrencisi Halise Tarımcıoğlu " Özdeşlik İlkesi Sorunu ve Yansımalı Olmayan Mantıklar " adlı makalede ne diyordu_?

    Görüldüğü üzere yansımalı olmayan mantıkların ortaya çıkması fiziğin temelleriyle ilgili tartışmalardan kaynaklanmaktadır. Bu sistemleri geliştirmek için gerekli olan ana motivasyon göreceli olmayan kuantum mekaniğinden (non-relativistic quantum) gelmektedir. Göreceli olmayan kuantum mekaniğine göre "kuantum varlıkların bir şekilde "özdeşliklerini kaybettikleri", tekil olmayan [non-individual] oldukları iddia edilir." Bunun nedeni kuantum parçacıkları arasında dolanık bir ilişki olmasıdır. Dolanıklık (entanglement) genel olarak şöyle açıklanabilir:

    Dolanıklık en az iki nesneyi içeren bir sistemin kuantum durumunun bir özelliğidir, bu iki nesne ki, sistemin herhangi bir üyesinin durumunu [hızını ve konumunu] diğer üyesinin durumlarından bahsetmeden yeteri kadar tanımlayamadığımız şekilde birbirine bağlı olan iki nesnedir. Ve bu, nesneler birbirinden uzakta olsalar bile böyledir.

    Alıntı uyarınca parçacıklar arasındaki dolanıklık ilişkisi, aynı anda sürekli bir etkileşimi ve geçişi, dolayısıyla da değişimi ifade eder. Dolanıklık söz konusu olunca bir parçacık hakkında konuşmak sistemdeki her parçacık hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirir. Sözgelimi normal şartlarda bildiğimiz şekliyle yazılmış 100 sayfalık bir kitabın ilk 10 sayfasını okuduğumuz zaman kitabın yüzde 10'u hakkında bilgi sahibi olduğumuzu düşünürüz, ancak aynı kitap kuantum dünyasına göre yazılırsa ve ilk on sayfasını okursak, bu tür bir kitapta bilgi her sayfaya birbirinden bağımsız bir şekilde yazılmadığı için ve bilgi sayfalar arasındaki ilişkilerin veya bağlantıların içerisine gömülü olduğu için, kitabın tamamını okumadığımız sürece kitap hakkında hemen hemen hiçbir şey öğrenemediğimiz anlayışı hakimdir. Dolayısıyla kuantum parçacıkları arasında dolanıklıktan kaynaklanan sürekli bir geçiş ve etkileşim söz konusuyken klasik mantığın özdeşlik ilkesinin ifade ettiği keskin ayrımın kuantum evreninde de geçerli olduğunu söylemek mümkün değildir. Burada A gibi bir parçacık hem A'dır hem de A olmayandır. Dolayısıyla yansımalı özdeşlik ilkesinin ihlali söz konusudur.

    En genel haliyle özdeşlik, yansımalı özdeşlik ilkesi ve yansımalı olmayan mantıkları tanımlamak gerekirse şöyle söylemek mümkündür:

    Özdeşlik İlkesi (Öİ): Her nesne kendisine özdeştir.

    Yansımalı Özdeşlik İlkesi (YÖİ): ∀x (x=x)





    Hüküm:

    _ Zaman Kitabı, Klasik Mantık İlkeleri' nden ' principia logica formalia ' Üçüncü Hâlin Olanaksızlığı İlkesi' nin ' principium tertii exclusi ' reddidir.

    _ Zaman Kitabı, Schrödinger Denklemi' dir.









    İçtenlikleri hiçbir zaman azalmayan sevgili Fındıkfındık, Victoryv, Melange ve adı sayılamayacak kadar çok eski dostlarımız için:





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  2. #132
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Esrarengiz Kitap — VII

    Kitapta adı geçen bazı adların, ırkların,... " Galad, Mord ve Parvoller,... " kökenleri.

    Nōmen Substantīvum / Dēclīnātiō Secunda / Nōminātīvus / Singulāris / Māsculīnum

    Gladi - ī / Genetīvus Singulāris

    Gladi - us : Kılıç

    Parvul - us : Çocukluk


    Nōmen Substantīvum / Nōmina Parisyllaba / Dēclīnātiō Tertia / Nōminātīvus / Singulāris / Feminīnum

    Mort - ium / Genetīvus Plūrālis

    Mor - s : Ölüm


    Nōmen Adiectīvum / Dēclīnātiō [Secunda - Prīma - Secunda] / Nōminātīvus / Singulāris / Māsculīnum - Feminīnum - Neutrum

    Parvul - ī / Genetīvus Singulāris

    Parvol - us - a - um || Parvul - us - a - um : Küçük, genç


    Ölüm kelimesinin latin " Mors " ve diğer dillerdeki karşılığına dikkat edilirse ortak bir yan görülür.

    Eski Almanca' da, İsveçce' de Mord, Hollandaca' da Moord, Eski İngilizce' de Morþ, Türkçe' de Mort olmak, etc.

    The Lord of the Rings' deki düşman krallıklardan birinin Mordor olduğunu hatırlayınız.

    Kitapta, Kara İlah' ın yardımcısı Büyücü Mord' un ölümle birebir özdeşleştirildiği açıkca görülmektedir.


    Geri dönün!.. Daha ileride sizi ölüm bekliyor!..





    Evet, Mord... Mord sonunuzun geldiğini haber veriyor!





    .. Bu sizin sonunuz olacak!

    İşte gecenin kanatları ölümü getiriyor... " Sonsuz uyku, ölüm değil midir_? "





    Büyücü Elchin' in ölümsüzlüğü de, Gandalf' ın ölümsüzlüğünden gelmektedir.

    Kara İlah ise, Karanlıkların Efendisi Morgoth' dur. Düşmanları tarafından Bauglir " Zorba hükümdar " olarak anılırdı ve Elfler ile insanların,... üzerinde bir güç olmak istiyordu.

    Elfler ve Troller ise İskandinav mitolojisinden esinlenmiştir.

    _ Elfler, " Cin, Peri,... ", bir peri halkıdır ve deniz kıyılarında, ormanlarda, dağlarda ve light elfleri Álfheim' da, dark elfleri Svartálfaheim' de yaşarlar,...

    Büyücülükle uğraşanları vardır,... " birinin adının Galadriel olması da ilgi çekicidir. "

    _ Troller, insan benzeri, fakat korkunç görünümlü, " vahşi, dağlarda yaşayan, büyük kulak ve burunlu,... " yaratıklardır.

    Kitapta adı geçen bir başka boyuttaki Golnor ülkesi ise, J.R.R.Tolkien' in " The Lord of the Rings " Orta Dünya evrenindeki " Mordor' un batısında, Belfalas Körfezi' nde " Gondor' dur. " Taş ülkesi, Güney krallığı "

    Cīvitās Lapidis— Taş ülkesi , Austrālis Rēgnum— Güney krallığı


    Adı sayılamayacak kadar çok, eski dostlarımız için.






    N.B.: Mandrake bir başka. : )





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  3. #133
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Fındıkfındık, ZaFrEsA, Victoryv, Anthis, Melange ve adı sayılamayacak kadar çok eski dostlarımız için...


    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    N.B.: Mandrake bir başka. : )





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  4. #134
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Esrarengiz Kitap — VIII

    Galad ne diyordu_?


    Kitapta... Golnor'un geçmişi, şu anı ve geleceği yazar. Ayrıca içinde korkunç büyüler anlatılır...

    Golnor'da zaman kavramı sizinkinden farklıdır.





    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Metafizik' te ' Metaphysica ' ne diyordu_?

    ... bundan dolayı her şeyin aynı zamanda hem doğru, hem de yanlış olduğunu söyleyen kişilere şöyle cevap verilebilir: Evet, şeyler bize birbirine karşıt niteliklerle görünürler; ancak onlar, hiç olmazsa, aynı duyuya, aynı bakımdan, aynı koşullarda ve aynı zamanda öyle görünmezler. Bunlar ise duyumun doğruluğu ile ilgili olarak zorunlu olan belirlemelerdir.

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Kategoryalar' da ' Categoriae or Praedicamenta ' ne diyordu_?

    Fakat, hiçbir şey, demin öz hakkında gördüğümüz gibi, aynı zamanda zıdlar kabul etmez: öz, zıd alabilirse de hiç olmazsa aynı zamanda hem hasta hem de sıhhatte olamaz. Bunun gibi, hiçbir şey hem ak, hem de kara değildir, bütün başka şeyler de zıdların aynı zamanda var olmalarını kabul etmez.

    Materyalist felsefenin teorisyenlerinden Leon Trotsky, Marksizmi Savunurken ' In Defensione Marxismi ' adlı eserinde ne diyordu_?

    Diyalektik düşüncenin vülger düşünceyle olan ilişkisi, hareketli bir resmin —hareketsiz— bir fotoğrafla ilişkisi gibidir. Hareketli resim —e.c., sinema filmi— fotoğrafı geçersizleştirmez, ancak bir dizi fotoğrafı hareket yasalarına göre birleştirir. Diyalektik, tasımı* ' diyalektik olmayan mantık, i.e. Klasik Mantık ' reddetmez, ancak bize tasımları, kavrayışımızı sonsuz değişen gerçekliğe daha yakın hale getirecek bir tarzda birleştirmeyi öğretir. Hegel, Logic'inde (Mantık) bir dizi yasa saptadı: niceliğin niteliğe dönüşümü, çelişkiler yoluyla gelişim, öz ve biçim çatışması, kesintili süreklilik, olasılığın kaçınılmazlığa dönüşmesi, vb. Bunlar, daha elementer görevler için basit tasım ne kadar önemliyse, teorik düşünce için o kadar önemlidirler.

    * Tasım, doğru gibi görünen iki veya daha fazla önermeye dayanan bir sonuç bulmak için rasyonel çıkarımlar kullanan mantıksal bir argümandır. " Syllogismus est argumentum de logica qui rationalibus deductis utatur invenire ad conclusionem conditam in duo pluresue propositiones quae visa sunt vera "

    Muallim-i Evvel' in ne demek istediğine dair güzel bir misaldir. Sinema filmi hareket eder, lakin fotoğraflar hareket etmez ' haddizatında hareket halinde olmayan hiçbir şey olmadığından hareket halindedirler, lakin hareket görecelidir, ki sinema filminin hareketine göre de —hareketsiz addedilebileceğinden— önemsizdirler, ayrıca herhangi bir ' sonsuz küçük ' anda, ne ise odurlar '. Nasıl ki sonsuz küçük anda, —hareketsiz addedilebilecek— hareketsiz fotoğraflar olmadan sinema filmi de olmazsa, klasik mantık olmadan da diyalektik mantık olmaz.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.:

    Rönesans' tan bu yana, —üstüne üstlük de fasarya tezler üzerinden— bazı felsefeler ' Kartezyenizm, Diyalektik Materyalizm, Darwinizm,... ' ya da mantıklar ' Diyalektik Mantık, Bulanık Mantık, N Değerli Mantık,... ' ya da bilimler ' Kuantum Fiziği,... ' tarafından Muallim-i Evvel' e karşı ikide bir atağa geçmek, alışkanlık haline gelmiştir, ki iddialarının aksine Klasik Mantık İlkeleri & Tasım ' Principia Logica Formalia & Syllogismus ' ne reddedilebilir ne de çürütülebilir, zira böyle bir şey imkânsızdır.

    _
    Meselâ, Aydınlanma felsefecilerinden ' Illuminismus Philosophus ' Descartes, tasımın fasit bir daire olduğunu, yeni bir bilgi vermediğini, bilineni tekrarladığını ileri sürer, lakin,

    Türkiye' de klasik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Necati Öner, Klasik Mantık adlı eserinde ne diyordu_?


    Bazan yalnız öncüllerin biri ifade edilmez. Meselâ Descartes'ın meşhur sözü: "Düşünüyorum, o hâlde varım" bu da matvi (enthymème) kıyastır —ilk öncülü gizli tutulan bir kıyas, enthymema—, zihindeki tam şekli şudur:

    Bütün düşünenler ' her düşünen ' vardır ' omnis res cogitans est existentia '

    Ben düşünüyorum " cogito "
    __________________________________________________ ____________

    O hâlde varım. " ergo sum. "




    _
    Sanal âlemde, Kuantum Fiziği üzerinden sözüm ona Muallim-i Evvel' e karşıtlık pozlarıysa, bir başka âlem zaten. O hâlde soruyoruz:

    Hiç hem ölü " diri olmayan " hem de diri " ölü olmayan " bir kedi gören, bilen var mı_? : )

    Ne demek istiyoruz_?

    {Mikro | Makro} âlemin yasalarının farklı olması, {Makro | Mikro} âlemin yasalarının çürütüldüğü anlamına gelmez. Meselâ, klasik fiziğin ışık hızına yakın hızlarda geçersiz olması, çürütüldüğü anlamına gelmez.

    Neden_?

    Klasik Fizik çürütülemez de ondan.

    Aksi hâlde_?

    Ay' a ' klasik fizik ile gidilmiştir, ki ' gidilememesi gerekirdi.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Peki Klasik Mantık ' i.e. İki Değerli Mantık ', geçmiş ' mazi ', şu an ' hâl ' ve gelecek ' ati ' için de geçerli midir_? Bu son derece önemli soru, tarihsel açıdan, meşhur bir pasajla da ilişkilidir, ki şudur:

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Yorum Üzerine' de ' De Interpretatione ' ne diyordu_? " 18a 28 - 18b 25 "


    In his ergo quae sunt et facta sunt necesse est affirmationem uel negationem ueram uel falsam esse; in uniuersalibus quidem uniuersaliter semper hanc quidem ueram, illam uero falsam, et in his quae sunt singularia, quemadmodum dictum est; in his uero quae in uniuersalibus non uniuersaliter dicuntur, non est necesse (dictum autem est et de his). In singularibus uero et futuris non similiter; nam si omnis affirmatio uel negatio uera uel falsa est, et omne necesse est uel esse uel non esse; si hic quidem dicat futurum aliquid, ille uero non dicat hoc idem ipsum, manifestum est quoniam necesse est uerum dicere alterum ipsorum si omnis affirmatio uera uel falsa est (utraque enim non erunt simul in talibus). Nam si uerum est dicere quoniam album uel non album est, necesse est esse album uel non album, et, si est album uel non album, uerum est uel affirmare uel negare; et, si non est, mentitur, et si mentitur non est; quare necesse est aut affirmationem aut negationem ueram esse.

    Nihil igitur neque est neque fit nec a casu nec utrumlibet, nec erit nec non erit sed ex necessitate omnia et non utrumlibet (aut enim qui dicit uerus est aut qui negat); similiter enim uel fieret uel non fieret; utrumlibet enim nihil magis sic uel non sic se habet aut habebit. Amplius, si est album nunc, uerum erat dicere primo quoniam erit album, quare semper uerum fuit dicere quodlibet illud eorum quae facta sunt quoniam erit; quod si semper uerum est dicere quoniam est uel erit, non potest hoc non esse nec non futurum esse. Quod autem non potest non fieri, impossibile est non fieri; et quod impossibile est non fieri, necesse est fieri; omnia ergo quae futura sunt necesse est fieri. Nihil igitur utrumlibet neque casu erit; nam si a casu, non ex necessitate. At uero nec quoniam neutrum uerum est contingit dicere, ut quoniam neque erit neque non erit. Primum enim, cum sit affirmatio falsa, erit negatio non uera, et cum haec sit falsa, contingit affirmationem esse non ueram.

    Ad haec, si uerum est dicere quoniam album est et magnum, oportet utraque esse, sin uero erit cras, esse cras; si autem neque erit neque non erit cras, non erit utrumlibet, ut nauale bellum; oportebit enim neque fieri nauale bellum neque non fieri nauale bellum.

    Dediğimiz gibi olanlar ve olmuş olanlarda evetlemenin ya da değillemenin doğru ya da yanlış olması bir zorunluluk; bütünsel kaplamıyla alınmış tümellerde de her zaman birinin doğru ötekinin yanlış olması bir zorunluluk; tekillerde de bu böyle. Bütünsel kaplamıyla alınmamış tümellerde bu zorunlu değil. Bunlar üzerine konuştuk. Olacak olan tekillerde ise bu böyle değil; çünkü her evetleme ile değilleme doğru ya da yanlış olsa, her şeyin ya olması ya da olmaması gerekecek: Biri bir şeyin olacağını, bir başkası bu aynı şeyin olmayacağını söyleyecek olsa, her evetleme doğru ya da yanlış olduğundan, bu ikisinden birinin doğruyu söylemesi gerektiği açık; çünkü bunlarda ikisi aynı anda olmayacaktır. 'Aktır' ya da 'ak değildir' demek doğruysa, 'ak olması ya da ak olmaması' zorunludur. Ak olursa ya da olmazsa, evetlemek ya da değillemek doğrudur. Olmazsa yanlış olur, yanlışsa olmaz. O halde ya evetlemenin ya değillemenin doğru olması bir zorunluluk olur.

    Çünkü hiçbir şey ne belirsizdir ne de gelişigüzeldir; ne belirsiz ne gelişigüzel olur, ne olacaktır ne de olmayacaktır. Tersine her şey bir zorunluluktan ötürü olacaktır, gelişigüzel değil (çünkü ya evetleyen ya değilleyen doğru söyler). 'Oluyordu' ya da 'olmuyordu' bu şekildedir. Belirsizlik, hiçbir şeyin böyle olmaktan çok şöyle olmadığı ya da olmayacağıdır. Öte yandan şimdi ak ise, olmuş olan bir şeyin olacağını söylemek her zaman doğru olacak biçimde, ak olacağını daha önceden söylemek doğru olurdu. Olduğunu ya da olacağını söylemek her zaman doğru olsa, bunun olmaması ya da olmayacak olması olamaz. Olmaması olamayan şeyin olmaması olanaksızdır; olmaması olanaksız olan şeyin olması zorunlu. Demek ki hiçbir şey ne gelişigüzel ne de belirsiz olacak; çünkü gelişigüzel olsa zorunlu olmazdı. Bununla birlikte bir şeyin ne olacağını ne olmayacağını söylemenin doğru olduğu söylenemez. Çünkü ilkin, evetleme yanlışken değilleme doğru değil; değilleme yanlışken evetlemenin doğru olmadığı oluyor.

    Bunun yanında hem ak hem kara olduğunu söylemek doğru olsa, her ikisinin de olması gerekir; yarın olacaksa yarın olacaktır. Yarın ne olacaksa ne olmayacaksa, belirsizlik olmayabilir. Örneğin bir deniz savaşı, 'bir deniz savaşının ya olması ya da olmaması' zorunludur.






    Klasik & Modal Mantık ' Logica Formalis & Modalis ' & Zaman ' Tempus ' üzerine olan bu pasaj ' ve devamı, i.e. IX. Cap. ' , son derece karmaşıktır ve uzak geçmişten günümüze de kılı kırk yararcasına incelenmesine rağmen, yine de tartışmalıdır, ayrıca bu bölümde, bizi ilgilendiren de esasen Klasik Mantık ve Zaman ilişkisidir. Bu yüzden de Modal Mantık ve kavramları hakkında sathi bir inceleme mevzubahistir.

    " Sanal âlemde araştırıldığında, Modal Mantık açısından detaylar hakkında, son derece nitelikli pek çok yazıya ulaşılabilir. "

    N.B.:

    Klasik Mantık' ta tekil önerme, tümel önerme hükmündedir.

    SaP: Her S, P' dir ' Omnis S est P '

    SeP: Hiçbir S, P değildir ' Nullus S est P '

    SiP: Bazı S' ler P' dir ' Quidam S est P '

    SoP: S' ler P değildir ' Quidam S non est P '

    Tümel olumlu önerme ' propositio universalis affirmativa: SaP ' doğru ise, altlık ' subalternae; tikel olumlu önerme —propositio particularis affirmativa—: SiP ' doğru, lakin, çelişik ' contradictoriae; tikel olumsuz önerme —propositio particularis negativa—: SoP ' ya da karşıt ' contrariae; tümel olumsuz önerme —propositio universalis negativa—: SeP ', yanlıştır. ' Muallim-i Evvel' in Karşıtlık Karesi —translaticium contrarium quadratum—, ki aksi bir hâl olamaz. '

    " bütünsel kaplamıyla alınmış tümeller " ile kastedilen ya üst karşıt ' SaP, SeP ' ya da çelişik önermelerdir ' SaP, ~(SaP) '.

    _
    " bütünsel kaplamıyla alınmış tümellerde de her zaman birinin doğru ötekinin yanlış olması bir zorunluluk; " denildiğine göre, üst karşıt önermeler olamaz, zira, üst karşıt olan iki tümel önerme birlikte doğru olamaz, ama birlikte yanlış olabilirler. Biri doğru ise, öbürü yanlıştır. Ne var ki, biri yanlış ise öbürünün doğru olması gerekmez. Öyleyse, zorunluluk, çelişik önermeler açısından söz konusudur.

    _
    " tekillerde de bu böyle " dir, zira, ' S, P' dir, S, P değildir ' önermeleri çelişiktir, ki biri doğru iken, diğerinin yanlış olması zorunludur. ' Muallim-i Evvel, burada, çelişik olmalarına rağmen, SaP ile SoP & SeP ile SiP' i ele almamıştır '
    _
    " Olmuş olanlar " ile kastedilen ya uzak geçmiş ' tempus praeteritum plusquamperfectum ' ya da geçmiş zamandır ' perfectum '. Bu açık değildir, lakin önemli de değildir, zira her iki hâlde, pekâlâ " olmuş olanlara " girmektedir. Her neyse.

    Meselâ, ' uzak geçmişte Varşova' da olmuştum ya da geçmişte Varşova' daydım ' {uzak geçmişte | geçmişte} gerçekleşmiş olduğundan, zorunludur, ki demek ki önerme de zorunludur, ki doğru ya da yanlıştır.

    " Olanlar " ile kastedilen şimdiki zamandır ' praesens ', ki hâlihazırda olan zorunlu olarak olduğundan, doğru ya da yanlışlığı da zorunludur.

    Meselâ, ' hâlihazırda, Varşova' da [oluyorum, olmaktayım], i.e. Varşova' dayım ' [gerçekleşiyor, gerçekleşmekte] olduğundan, zorunludur, ki demek ki önerme de zorunludur, ki doğru ya da yanlıştır.

    Şu hâlde, mazi ve hâle ait önermeler zorunludur ve doğru ya da yanlıştır.

    Ya ati_?

    Muallim-i Evvel, —olacak olan hakkında— " Yarın ne olacaksa ne olmayacaksa, belirsizlik olmayabilir. Örneğin bir deniz savaşı, 'bir deniz savaşının ya olması ya da olmaması' zorunludur. " dediğine göre, atiye ait önermelerin de belirsiz d e ğ i l zorunlu olduğu aşikârdır, değil mi_?

    D e ğ i l. : )

    Lakin bu karışık bir mevzudur, ki bir sonraki yazıda ele alınmalıdır.


    Fındıkfındık, ZaFrEsA, Victoryv, Anthis, Melange ve adı sayılamayacak kadar çok eski dostlarımız için...



    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    N.B.: Mandrake bir başka. : )





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  5. #135
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    İçtenlikleri hiçbir zaman azalmayan sevgili Fındıkfındık, ZaFrEsA, Hakan Alpin, Anthis, Victoryv, Melange ve uzak geçmişten günümüze tüm eski dostlarımız için:











    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  6. #136
    Super Moderator
    Üyelik Tarihi
    Sep 2018
    Mesajlar
    930

    Seviye: 40 
    Tecrübe: 1,889,588
    Sonraki Seviye: 2,111,327

    Beğenmiş
    11,855
    Beğenilmiş
    2,090
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    "Dedektif Nik" i görünce uşak Desmond'un samimi dostu Wiggers ve küçük kardeşi Hakkı Başçavuş'u anımsadım.

    Elbette Mandrake'nin yeri bir başka.


  7. #137
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Esrarengiz Kitap — IX

    Felsefeci Caner Çiçekdağı, Aristoteles, İbn Sina ve Thomas Aquinas'ın "Peri Hermeneias"ları: Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme adlı Doktora Tezi' nde ne diyordu_?


    Bu akıl yürütmelerin başlangıcında olan önerme eğer hatırlanırsa, "ne olacağı ne de olmayacağı doğru değildi" şeklindeydi. Aristoteles bunu çürütmek için geliştirdiği iki kanıtın birincisinde bu önermenin doğru olmasının koşulunun bileşenlerinden en az birinin doğru değeri alması olduğunu söylemişti ve alamadığını göstermişti. Böylece "ne...ne" önermesi eğer belirsiz önerme olarak kabul edilirse olumlamanın ya da olumsuzlamanın birinin doğru olması gerekirken olmuyordu. Oysa belirsiz önermeler şimdi değil ama gelecekte olumlama ya da olumsuzlamasından birinin zorunlu olarak doğru olacağı önermelerdi. Bu durumda ilk kanıta göre bu tip bir önerme belirsiz olamamaktaydı. Yine bu önermeyi çürüten ikinci kanıtında ise "ne...ne" önermesinin zorunlu olup olmadığı araştırılmıştır. Bilindiği gibi zorunlu önermeler doğru olduğu önceden bilinen önermelerdir ve böylece bir seçenek durumu da olmamaktadır. Bu anlamda önce "hem...hem" bağlacıyla kurulan bir önerme vererek zorunluluk argümanına göre böyle bir önermenin geçmişte de gelecekte de zorunlu olarak doğru olması gerektiğini bildirmişti. Şimdi eğer böyle bir önerme zorunlu olarak gerçekleşecekse, o zaman bu önermenin bağlı olduğu ve içinde yer aldığı ilk önerme olan "ne...ne" önermesi de zorunlu olarak gerçekleşeceği için, aslında "hem...hem" önermesi yarın zorunlu olarak "ne gerçekleşecek ne de gerçekleşmeyecek"tir. Bu durumda yarın olduğunda olumsallık da ortadan kalkacak ve ne öyle ne de böyle olması gerektiği zorunlu olacaktır. Örneğin bir deniz savaşının da yarın ne olması ne de olmaması gerektiği zorunlu olacaktır. Deniz savaşı, işte bu durumu örneklemek ve bu akıl yürütmenin devamı olmak üzere verilmiş ve önceki akıl yürütmelerle bağlantı içinde sunulmuştur.

    Tam burada bir kez daha hatırlatılması gereken bir başka şey de Aristoteles'in bu bölümün önceki kısımlarında belirsizliğe, yani olumsallığa ait vermiş olduğu tanımdır (18b 8-9). Ona göre belirsizlik "hiçbir şeyin böyle olmaktan çok şöyle olmadığı ya da olamadığı"dır. Bu durumda bir olay eğer belirsizlik, şans, olumsallık veya zorunlu olmayışa tabiyse iki seçeneğin ikisi de eşit bir olma veya olmama olasılığına sahiptir. Ancak belirsizlik hiçbir şeyin olmaması, yani iki seçeneğin de gerçekleşmemesi anlamına gelmemekte ya da her iki seçeneğin birden gerçekleşmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü eğer iki seçenek de olmuyorsa veya iki seçenek birden oluyorsa o zaman baştan itibaren belirsizlik olmayacak ve zorunlu olarak ikisi de olmayacak ya da zorunlu olarak ikisi birden olacaktır. İşte bu nedenlerle Aristoteles, "ne...ne" ve "hem...hem" bağlaçlarıyla kurulan önermeleri zorunluluk olarak almış ve bir yandan da bunun saçmalığını açığa çıkarmıştır. Aristoteles'in vermiş olduğu örneklerde "ne...ne" bağlacıyla ve "ya...ya" bağlacıyla kurulan önermelerin yüklemleri çelişik kavramlardan oluştuğu için bileşenleri de birbiriyle çelişiktir. "Hem...hem" bağlacıyla kurulan önermelerin bileşenlerinin yüklemlerini ise "ak" ve "kara" gibi karşıt kavramlar oluşturmaktadır. Aslında "ak" ve "büyük" de olsa ana sonuç itibarıyla bir şey değişmemesine rağmen tam buradaki akıl yürütme açısından çok anlamlı olmaktadır. Çünkü bir şeyin "hem ak hem kara" olması o önermeyi çelişik bir hale getirirken, "hem ak hem büyük" olması getirmemektedir. Sonuçta iki seçenek sunan üç farklı ekleme sahip önermeler çelişik bir yapıda ortaya konmuş olmakta ve fakat bunlardan ikisi yıkıcı bir yapıda olup yalnızca zorunluluğu getirirken, yapıcı bir özellikte olan bağdaşmaz seçeneklilik önermesi hem zorunluluğu hem de olumsallığı, zamanlara bağlı olarak getirmektedir.

    Ancak bu kısımla ilgili Aristoteles'in bazı önermeler açısından zorunluluğu elemek için geliştirmiş olduğu akıl yürütmesinin, bir yandan da "ya...ya" bağlacına seçenek oluşturabilecek ikili durumları anlatan bağlaçları elemek amacıyla oluşturulduğu söylenebilir. Aristoteles mantığının orta durumun yokluğu veya üçüncü halin olanaksızlığını doğruluk değerleri açısından temele aldığı düşünülürse, bu mümkün görünmektedir. Eğer bir önerme çelişmezlik kuralı gereği doğru ya da yanlış oluyorsa ve orta bir durum yoksa, o zaman bir önerme ya doğru ya da yanlış olacaktır. Buna bağlı ve dönüşebilir olarak da olaylar ya olacak ya da olmayacaktır. Bunların zorunlu ya da olumsal olması bir şey fark ettirmeyecek, yine de "ya olacak ya da olmayacak"tır. Ancak bu ikili bağlacın diğer alternatifleri de var olup, aynı zamanda bu bağdaşmaz seçeneklilik durumunu çürüten bağlaçlar "ne...ne" ve "hem...hem" bağlaçlarıdır. Bu arada "Mantığın Tarihi" bölümünden özellikle Stoalıların bağdaşmaz seçeneklilik eklemiyle böyle durumlardaki öneminden dolayı özellikle ilgilendikleri hatırlanmalıdır. Bu son iki bağlaç bugünün sembolik mantığında "birlikte değilleme" (ne...ne) ve "tümel evetleme" (hem...hem) eklemi olarak adlandırılmaktadır. Bu iki eklemin iki seçenekli ve dolayısıyla iki değerli (bivalence) olma durumunu çürüten yanı, birlikte değillemenin iki seçeneğin de olamayacağını, tümel evetlemenin ise iki seçeneğin de olabileceğini söylemesinden kaynaklanmaktadır. Şimdi Aristoteles bu ikisini elemekle aynı zamanda çelişmezlik ve iki değerlilik anlayışını da korumuş olmaktadır. Çelişmezlik ilkesinin almış olduğu tek darbe ise geleceğe yönelik olaylarda artık belirliliğin, kesinliğin ve zorunluluğun ortadan kalkması olmuştur ama gelecek gerçekleştiği an bu olumsallık da ortadan kalkarak zorunluluk yeniden devreye girmiş olacaktır.








    Ậdeta şiir gibi bir mantık, değil mi_? Herhâlde. : )

    Felsefeci, mantıksal bağlaçlarda kılı kırk yarmaktadır, bu kesin, lakin hâlihazırdaki sembolik mantık karşılıkları sunulmazsa, mantık üzerine benim diyenler tarafından bile bu yazının bir anda anlaşılması müşküldür.

    {tümel | birlikte} değilleme ekleminde, P ve Q yanlış olduğunda ' önerme ' doğru, diğer hâllerde yanlıştır. Demek ki:

    ~(~P -> Q) " ne...ne "

    tümel evetleme ekleminde, P ve Q yanlış olmadığında ' önerme ' doğru, diğer hâllerde yanlıştır. Demek oluyor ki:

    ~(P -> ~Q) " hem...hem "

    bağdaşmaz seçeneklilik ekleminde, P doğru Q yanlış ya da Q doğru P yanlış olduğunda ' önerme ' doğru, diğer hâllerde yanlıştır. Öyle ise:

    ~(P <-> Q) " ya...ya "

    ' Detaylarına girilmeksizin ' eklemlerin ne menem bir şey olduğu üzerine bir misal de sunulabilir. Meselâ ne deniliyordu_?

    " Ancak bu kısımla ilgili Aristoteles'in bazı önermeler açısından zorunluluğu elemek için geliştirmiş olduğu akıl yürütmesinin, bir yandan da "ya...ya" bağlacına seçenek oluşturabilecek ikili durumları anlatan bağlaçları elemek amacıyla oluşturulduğu söylenebilir. Aristoteles mantığının orta durumun yokluğu veya üçüncü halin olanaksızlığını doğruluk değerleri açısından temele aldığı düşünülürse, bu mümkün görünmektedir. "

    Niçin " mümkün görünmektedir "_? Çünkü,

    " ya...ya " bağlacında, şudur ya da budur, odur olamaz.

    " hem...hem " bağlacında, şudur da budur da.

    " ne...ne " bağlacında, şu da değildir, bu da değildir, odur.

    Her neyse. Hani zurna var ya, zurna, hah, işte onun zırt dediği yer nere_?

    " Çelişmezlik ilkesinin almış olduğu tek darbe ise geleceğe yönelik olaylarda artık belirliliğin, kesinliğin ve zorunluluğun ortadan kalkması olmuştur ama gelecek gerçekleştiği an bu olumsallık da ortadan kalkarak zorunluluk yeniden devreye girmiş olacaktır. "

    Demek ki hâlde, atiye yönelik olaylar zorunlu değil, olumsal ' zorunludur ki, ne doğru ne de yanlış ', ati gerçekleştiğinde de zorunluluk yeniden devrede ' zorunludur ki, ya doğru ya da yanlış '.


    N.B.: [] zorunluluk modalı sembolüdür.

    Türkiye' de sembolik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Teo Grünberg, Sembolik Mantık El Kitabı C2' te ne diyordu_?


    Üç değerli Lukasiewicz Sistemi

    Beş Temel Eklem

    Polonyalı mantıkçı Lukasiewicz ("Vukasyeviç" diye okunur), gelecek zamandaki olaylara ilişkin önermelerin şimdilik doğruluk değerinin doğru veya yanlış olmayıp, Belirsiz olduğunu ileri sürmüştür. Bu görüşünü şöyle savunmuştu: Gelecek yılın 31 Aralık gününde Varşova'da olacağım" önermesi şimdi doğru ise o tarihte Varşova'da olması zorunlu olurdu. Oysa bu zorunlu değildir. O halde önerme doğru olamaz. Öte yandan önerme şimdi yanlış olsaydı o tarihte Varşova'da olması imkânsız olurdu. Oysa bu imkânsız da değildir. O halde önerme şimdi ne doğru ne de yanlıştır. Bu savunmaya kiplik mantığı çerçevesinde şöyle bir itirazda bulunulmuştur.

    İmdi

    (1) Gelecek yılın 31 Aralık gününde Varşova'da olacağım önermesi A olsun. O zaman Lukasiewicz'in savunması

    (2) A şimdi doğrudur -> []A, ~[]A :. ~(A şimdi doğrudur) " —Modal— Modus Tollens "

    biçiminde dile getirilebilir. Oysa (2) çıkarımının

    (3) A şimdi doğrudur -> []A

    öncülü yanlıştır. Doğru olan

    (4) [](A şimdi doğrudur -> A)

    önermesidir. Oysa (2) çıkarımının yanlış olan (3) öncülü yerine doğru olan (4) öncülünü koyarsak, elde edilen

    (5) [](A şimdi doğrudur -> A), ~[]A :. (A şimdi doğrudur)

    çıkarımı geçersiz olur. Böylece

    (6) ~(A şimdi doğrudur)

    yani

    (7) A şimdi doğru değildir

    sonucu elde edilemez.

    Böylece gelecek zamandaki olaylara ilişkin önermelerin doğru veya yanlış olmadıkları iddiası çürütülmüş olur. Ancak Lukasiewicz'in kurmuş olduğu çeşitli çok değerli mantık sistemleri gene de önemlerini koruyorlar. Nitekim doğru veya yanlış olmayıp doğruluk değeri belirsiz olan bazı önermeler vardır. Örneğin fizikte kuvantum teorisine göre taneciklerin hareketine ilişkin önermelerin doğruluk değeri belirsizdir.





    Demek ki ne hâlde, atiye yönelik olaylarda ne de ati gerçekleştiğinde olumsaldır; i.e., her hâlükârda zorunludur.

    Doğrusu enteresan. : )



    İçtenlikleri hiçbir zaman azalmayan sevgili Fındıkfındık, ZaFrEsA, Hakan Alpin, Anthis, Victoryv, Melange ve uzak geçmişten günümüze tüm eski dostlarımız için:

    Alıntı victoryv Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    "Dedektif Nik" i görünce uşak Desmond'un samimi dostu Wiggers ve küçük kardeşi Hakkı Başçavuş'u anımsadım.
    N.B.: Bize göre, bazı çizgiromanlarda, bazen ana karakter, bazen de hem ana hem tali karakter birebir mülhemdir. Meselâ,


    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    Alıntı victoryv Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

    Elbette Mandrake'nin yeri bir başka.




    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  8. #138
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    Esrarengiz Kitap — X

    Türkiye' de klasik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Necati Öner, Klasik Mantıkta Modalite: Modal Önermeler adlı makalede ne diyordu_?


    Yukarıda işaret ettiğimiz gibi, Aristo eserlerinde ne modalite kelimesini kullanmış ne de onun tarifini yapmıştır, ancak Aristo tefsircileri ile başlayan modalite tarifine göre denilebilir ki; Aristo, zorunlu ve "contingent" (yahut mümkün) diye iki modalite çeşidi kabul etmiştir.

    Arı yahut basit önerme dediği modalitesiz önermedir. Aristo zorunlu ve contingent'in tariflerini veriyor:

    Zorunlunun tarifine Organon'da rastlanmıyor. Metafizik'te ise şöyle diyor: "Zorunlu başka türlü olmayan şeydir". Contingent'in tarifi ise Organon'da var. "Contingent zorunlu olmayan ve varolmasında imkânsızlık olmaksızın varlığı farz edilendir. " Zorunlu ve "contingent" nın (yahut mümkün) çeşitleri olduğu gerek Batı gerek İslâm mantıkçılarını ilgilendirmiş ve üzerinde uzun uzadıya durulmuştur. Rodelet, Aristo'nun zorunlu ve mümkün için verdiği misallere dayanarak, Aristo'ya göre üç türlü zorunlu ve üç türlü mümkünün olduğuna işaret ediyor.

    Zorunlu üç türlü olur:

    1— Gelecekte zorunlu olarak gerçekleşmeye mecbur olan.

    2— Yalnız konuşulduğu anda mevcut olan.

    3— Mutlak ve edebiyat açısından, zorunlu olarak olan ve olmaya mecbur olan.


    Mümkün geleceğe göre üç türlüdür:

    1— Eğer gelecek hadise zorunlu ise ona mümkün denir.

    2— Gelecek hadise, mutlak olarak önceden estirilemez, iki ihtimal de eşit olursa ona da mümkün denir.

    3— Eğer belirsizlik mutlak değilse, iki alternatiften biri için bazı amiller varsa, şu alternatifler muhtemeldir deriz, buna da mümkün denir.





    "Mütekaddimin"e göre modal önermeler

    Mütekaddimin üç türlü modalite kabul ediyor: "imkân" (possibilité), "imtina" (impossibilité - imkânsızlık) ve "vücub" (nécessité - zorunluluk)


    "vücub", "imkân" ve "imtina" kavramlarından kastedilen manayı aydınlatmak için eski mantık kitaplarının çoğunda verilen misal şudur: Ateşin sıcak olması zorunlu (vücub), soğuk olması imkânsız (imtina) ve sönmesi mümkündür. Bunları önermeler halinde ifade edersek:

    Ateş sıcaktır zorunluluk ifade eder.

    Ateş sönücüdür imkân ifade eder.

    Ateş soğuktur imkânsızlığı ifade eder.

    İslâm mantıkçıları modal önermeleri bu şekilde ifade ederken dayandıkları kaynak İbni Sina'dır*. İbni Sina ise; garp Orta Çağ mantıkçıları gibi Aristo'nun Organon'unun ikinci kitabı Önermeler'deki anlayışından mülhemdir. "Yalnız contingent listeden çıkarılmış, imkân (possibilité) içerisinde mütalaa edilmiştir".

    * Bizdeki klasik mantık kitapları, mütekaddimine göre modal önermelerden bahsederken, modalite çeşitlerinin adlarını sayar ve birer misal vererek konuyu geçiştirirler. Bu kavramların felsefî münakaşasına girişmezler. İbni Sina'nın ise meselenin felsefî yönü üzerinde fazla durduğunu görüyoruz. Necat ve İşarat adlı eserlerinde bunu mantık - metafizik bir mesele olarak inceliyor. Bilhassa mümkün üzerinde duruyor. I. Madkour'a göre buna sebep İbni Sina'nın, Aristo'daki çelişmeyi görüp onu kaldırmaya teşebbüs etmesidir. (Madkour, L'Organon d'Aristote Dans le Monde Arabe, s. 175). İbni Sina'ya göre çok karışık olan mümkün kavramı tahlil edilirse birçok hata ve karışıklıklar ortadan kaldırılır. Mümkünün iki ayrı anlamına dikkati çekiyor; biri halkın anladığı manada mümkün, diğeri filozofların kastettiği mümkündür. Filozoflar mümkünden, zorunlu ve zorunlu olmayanı dikkate almadan imkânsız olmayanı anlar. Halk için, şeyler, ya mümkün veya imkânsızdır; zorunlu mümkünün bir kısmını teşkil eder. Filozoflara göre ise mümkün, hem zorunlu olmayan hem de imkânsız olmayan şeydir. (Bk., Madkour, ayn. eser., s. 175 ve Hüseyin Atay, Farabi ve İbni Sina'da yaratma, doçentlik tezi, basılmamış, s. 18)





    İçtenlikleri hiçbir zaman azalmayan sevgili Fındıkfındık, ZaFrEsA, Hakan Alpin, Anthis, Victoryv, Melange ve uzak geçmişten günümüze tüm eski dostlarımız için:


    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  9. #139
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Eski dostlarımız için:

    Enteresandır ki, bazı çizgiroman kapak resimleri, mütemadiyen kullanılmışlardır. Misaller:












    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  10. #140
    Moderator
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,057,713
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,578
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Eski dostlarımız için:








    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 9

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları