Hari Seldon, ilginize teşekkür ediyorum..Zaman ayırıp eleştiri ve önerilerinizi paylaşmanız bizi memnun etti.
Madde madde ben sorularınızı yanıtlamaya çalışayım.
1.Her iki orduda da hem haki hem de bej rengin tonları var.
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da
üye olmak için TIKLAYINIZ.][Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da
üye olmak için TIKLAYINIZ.]
2.İskenderiye'deki kampın adı Seydibeşir.Tel El Kebir Kampı ise Port Said ile Kahire arasında çölde.Ben ulaştığım Tel El Kebir kampı resimlerinde pek ağaç göremedim.
3,4,5.Esir barakalarının ayrıntılı tasviri
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da
üye olmak için TIKLAYINIZ.] linkinde ayrıntılı olarak yapılmış.Bunlar tarihi belgeler bu belgeleri referans aldık diyebiliriz.
6.Evet çadır kullanmadık.Bunu düzeltebiliriz sanıyorum.
7.Evet döneme ait fotoğraflarda bu görülüyor.Fakat dönemin belgelerinde dikkat çeken bir konu diğer ülke askerlerinin (Almanlar, Avusturyalılar, Bulgarlar vb.) esir düştükten sonra askeri disiplinden tamamen koptukları gerçeğidir.Ancak bu Türk esirlerde böyle olmamıştır.Subay,astsubay ve erler aynı askeri disiplini sürdürmüşlerdir.İngiliz orusu da bu hiyerarşiye önem veren bir yapıya sahip olduğu için Türk esirlere statülerine göre davranmışlardır.Örneğin yüzbaşıdan alt rütbedeki subayların dörder kişilik odalarda kalmaları, yüzbaşı üst rütbeli subayların üçer kişilik odalarda kalmaları,albay rütbesindeki subaylar ise iki kişilik odalarda kalmaları gibi.
Burada esir askerlerin üniformalı olmaları Sadık'la benim tercihimdir.Disiplinden kopmadıklarının bir göstergesi olarak düşündük.
8.Evet Araplar da eklenebilir İngiliz ordusuna.
9.Bize göre tipler çok benzer değil ama sizin takdiriniz...
10.Evet İngiliz ordusunda çavuş rütbesi o şekilde..İncelediğim fotoğraflara göre..
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da
üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Tekrar ilginize teşekkür ediyorum...