[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Yazdırılabilir Görünüm
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
403, 409 ve 410. sayıların linkleri güncellenmiştir,
Ayrıca 412, 413 ve 416. sayılara alternatif mega linki eklenmiştir.
Sayı 401-402-404-405-406-407-408-417-418-421-422-425 konu linkleri güncellenmiştir.
Bu seri için emeği geçenlere teşekkürler. Elinize sağlık.
Özellikle de son sayıları renkli okumanın ayrı bir zevk vereceğini düşünüyorum. Emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Büyük bir emek ve zahmet. Teşekkürler. Sayıların yanına macera adlarının yazılması daha iyi olur diye düşünüyorum.
Sevgili Akay Aktaş kardeşim,Alıntı:
Akay Aktas Nickli Üyeden Alıntı [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Listede macera numarasına tıkladığınız zaman,
Hem macera ismini, hem renkli kapak fotoğrafını, hem de
Aşağıda yapılmış yorumları okuyarak detaylı bir bilgi ile karşılaşmış oluyorsunuz.
Öneririm. Tıklayınız lütfen.
Kıymetli HACILI üstadım,Alıntı:
HACILI Nickli Üyeden Alıntı [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Yazacağım sakın ola ki yanlış anlaşılmasın, size saygım sonsuz. Sadece naçizane bir alternatif fikir olarak belirtmek istedim.
Linke tıklandığı zaman, bu çalışmalara emek vermiş değerli üstadlarımızın isimleri de çıkmaktadır. Sizin öne sürmüş olduğunuz mantıktan yola çıkılacak olursa, linke tıklandığında, nasıl olsa üstadlarımızın isimleri de çıktığına göre, linkte onların isimlerine de yer vermememiz gerekir.
Maceranın adı, bana göre, o maceranın vitrinidir. Macera adına da linkte minik bir yer ayrılabilirse çok iyi olur. Teknik açıdan mümkün olmuyorsa, macera adına nazaran öncelik elbette emeklerinin karşılığı hiç bir şekilde ödenmeyecek olan üstadlarımızın isimleri olmalıdır.
Hürmetlerimle.
Sevgili gorgon, değerli kardeşim.
Nazik yorum ve iltifatınız için teşekkürler.
Kuşkusuz siz de haklısınız.
Belki teknik olarak sizin düşünceniz de gerçekleşebilir.
Üstad iltifatınıza gelince;
Aman efendim üstadlık ne haddime.
Sayfamızda her ne kadar bazılarının yaşları benden küçük olsa da,
Öyle üstadlarımız var ki; bende bu unvan iğreti durur.
Hatta hiç mi hiç yakışmaz.
Değerli üstadlarımıza en derin saygılarımla.
Çok kıymetli HACILI üstadım,Alıntı:
HACILI Nickli Üyeden Alıntı [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Sözlükler, "üstad" sözünün alanında üstün bilgisi ve yeteneği olan kimse anlamına geldiğini yazmaktadır. Bu platformda bulunduğum süre boyunca, yazdığınız her mesajı merakla takip ettim, hâlâ takip etmekteyim. Yazdıklarınızdan çizgi romana dair çok şey öğrendiğimi belirtmem gerekir. Foruma olan katkılarınız tartışılmaz. Siz üstadlığa lâyık olmayacaksınız da kim olacak? Alıntıladığım şu tevazu dolu yazınız dâhi üstadlığınızın âdeta kanıtı niteliğindedir.
Saygılarımla.
Çizgi romanların bazılarında sürekli kahraman ile mücadele eden, düşman olanlar vardır. Tom Miks'de Binbir Surat,Teksas'da Yarasa,Ten Ten'de Sponz, Red Kit'te ise tabi ki Daltonlar. Teks'de ise Mefisto. Bunlar adeta ölmezlerdir. Ölseler bile yerine çocukları,hatta torunları geçerler. Daltonlar,Yama gibi.Sanırım senarist, okuyucuların kahramana alışmaları gibi, rakiplerine de alıştıklarını düşünerek, onları tekrar tekrar diriltiyor.Dizi filmlerinde de böylesi sürekli düşmana yer verilmekte,okuyucu ve izleyici gerilim içerisinde tutulmaya çalışılmaktadır.Kahramanlar kadar bu düşmanlara da alıştığımızı düşünüyorum.Senaryoların tuzu, biberi, baharatı oluyorlar.
1970 Yılı.Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nün son sınıfında Edebiyat-Kompozisyon öğretmenimiz ile sınıfta tartışırken:
-Hocam gün gelecek artık basılı kitaplar yerine film, video kasetleri izlenecektir dedim.(O yıllarda video icat edilmiş ama sanırım daha Türkiye'ye gelmemişti.)
Beni azarladı.Hiç bir şey basılı kitabın gazetenin yerini veremez,seninki ütopya bile değil demişti.
Zaman zaman arkadaşlar ile konuşuyoruz.Yaşıtlarım gazeteyi ellerine alıp okumayı,kitabın sayfalarını çevirmeyi,daha sağlıklı,güzel bulduklarını söylüyorlar.Bense tersini.Artık kitap olsun, gazete olsun internet üzerinden,bilgisayarımdan okuyorum.Arşivliyorum.Benim gibi milyonlarca insan var.Ve sayımız giderek artarken basılı kitap ve gazete sayısı ve oranları hızla düşüyor.Zaman hocalarımı değil beni haklı çıkarmıştır.Bu noktada ÇİZGİLİ KİTAP sitesini tanıdıktan ve gerek çizgi romanlar olsun gerek diğer romanları indirip okumak bana daha fazla keyif veriyor.Daha kolay.Daha ulaşılır ve daha az yer kaplıyorlar. Bu açıdan bizleri teknoloji ile buluşturan,sevdiren ve müthiş bir kolaylık sağlayan,geçmişimize götüren, anılarımızı canlandıran bu formun emek ve katkısı çok büyüktür. Saygıyla minnetle teşekkürlerimi sunuyorum.
Teks'in maceralarında aldığı kurşun yaralarını okuduğum bir kaynaktan aktarıyorum.
22 kez kurşun başını sıyırmış
Sağ omzuna 9
Sol omzuna 12
Sağ koluna 7
Sol koluna 9
Sağ bacağına 2
Sağ eline 1
Karnına 1
Göğsüne 1
Sol kalçasına 1
Kaburga kemiklerine 2 olmak üzere toplam 45 kurşun yemiş. Ancak bunlar 1997 yılına kadar yayınlanmış maceralardaki rakamlar. Bu tarihten sonra olanları da varın siz hesap edin. Bunların dışında attan, uçurumdan düşme, kırılma, yaralanmalarda var. Kısaca Teks'in vücudunda ameliyat dikişlerinden yer yok ama, bizim kahramanımız yine dinç, yine yakışıklı.Tabii ki o Teks!