James G. Frazer - Altın Dal Cilt 1 & 2
ALTIN DAL, 1890’ da ilk basımının çıkışından beri doksanlı yıllarda birçok kimse için büyülü bir kitap olmuştur. Onun kendi alanı olan antropolojinin çok ötesinde kültür ve yazın üzerindeki etkisi, çok büyük olmuştur. Fakat Sir James George Frazer’ın adı, Darwin, Marx ve Freud gibi on dokuzuncu yüzyıl kültür devrimcileri kadar ağızlarda dolaşmamıştır.
Bu kitap nedir, ilk okurları için neydi? Frazer’ın başlangıçtaki amacı, alçakgönüllü bir şeydi, eski bir İtalyan halk töresini açıklamak istiyordu. Kaçak bir köle, özel bir altın ağaçtan bir dal koparabilirse, Nemi’deki kutsal ormanın kralıyla ölümüne dövüşmeye ve belki de ormanların ondan sonraki kralı olmaya hak kazanırdı. İlginç fakat şaşırtıcı olmayan bir töre, diye düşünebilirsiniz. Fakat Frazer, Nemi’deki altın dalın, Vergilius’un epik şiirindeki kahraman Aeneas’a yeraltına girme iznini veren ve onun yeraltının gizlerini öğrenmesini sağlayan altın dalla benzerliği üzerinde uzun uzun düşündü. Frazer buradan yola çıkarak, altın daim, kralın ve onun yaşam için verdiği savaşın, ölümünün ve yerine bir başkasının geçişinin ne anlama geldiğini açıklamaya çalışırken, geçmiş söylencelerin ta en başından günündeki ilkel halkların uygulamalarına kadar tüm bir mit ve dinsel tören dünyasının kapılarını açmış oldu. Uygar toplumun töre ve boş inanlarının ilkel halkların inançları ve uygulamalarıyla birçok bakımdan karşılaştırılabilir olduğunun keşfi, Frazer’ın kültüre bağımlı dünyası için şaşırtıcı bir keşifti.
Frazer, ilk kez, hem kolay anlaşılır hem de biçem bakımından güzel bir dille, daha o zamandan küçülmeye başlamış olan bir dünyada gezginlerin rastgele edindikleri gözlemlerini bize sunuyor ve dünyanın en ücra köşelerinden dönen her gün daha çok sayıdaki bilimsel gözlememin düşüncelerini, yorumlarını ortaya seriyordu. Sonuç, yeni bir bilim dalı olan antropolojinin ilk zaferlerinden biri oldu, Frazer'ın kendi dünyasının kültürlü okurlarına önerdiği şey, geri ve ilkel halkların edimlerinin anlaşılabilir şeyler, hatta kendi anlayışlarıyla akla uygun şeyler olduğu idi. Fakat bundan daha devrimci bir şey vardı ortada: Frazer, bizim "yabanıllar"dan öğrenebileceğimiz şeyler olduğunu bildiriyor ve ilkel kurumların incelenmesinin kendi toplumumuz üzerine ışık tutacağını söylüyordu.
Frazer bir İngiliz üniversite araştırmacısının olaysız, sakin özel yaşamım yaşadı. Hatta uzun süre de ders vermedi. Kırk beş yaşında, bir dulla geç bir evlilik yaptı. Çocukları yoktu, birbirine son derece yakın bir çifttiler. Frazer yeryüzünün her köşesinden çok sayıda kimseyle mektuplaşmasına karşın Yunanistan’dan öte İngiltere sınırları dışına çıkmamıştı. Kendi kişisel tarihi, yaşamöyküsünü yazan eski sekreterinin yazdıklarına bakılırsa tekdüzeydi: "Onun yaşamının gerçekleri, aslında bir kitap listesinden ibarettir."
Ama bu kitaplar, özellikle de bu kitap: Altın Dal bütün dünyayı sarstı. Frazer, Freud’u okumayı reddetse de, Çorak Ülke’yi anlaşılmaz da bulsa, Freud da, T.S. Eliot da Frazer’ın yazdıklarından etkilenmiştir.
Biz bu kitapta, birçoğu Frazer’la çağdaş kaynaklardan olmak üzere eklediğimiz resimlerle birlikte 1890 tarihli iki ciltlik ilk basımı sunuyoruz size, kısaltmadan ve Frazer’ın özgün dipnotlarıyla. Bu basım, Frazer’ın, kitabı, temel düşüncesini gizleyebilecek, ciltler dolusu örneklerle, resimlerle tıka basa doldurmadan önce, öteki kültürlere yaklaşımım en açık cümlelerle vermektedir.