Tommiks Özel Seri 07 Sahtekarlar

Cok tesekkür ederim. Uzun zamandir Tommiks okumamistim.
Elinize emeginize saglik.

Her şeyiyle çok güzel bir seri oldu.Özellikle kapaklardaki Tommiks daha güzel.Teşekkür ederim Vefalı Bey.

Teşekkürler emeğinize sağlık kapak resmi gerçekten şahane.smile

Bütün arkadaşların değindiği gibi kapak görsel bir şölene davet ediyor okurunu. İçerik ise, sürprizli bir Fransız suflesi tadında.
Vefalı elinin değdiği o kadar belli ki. Teşekkürler değerli dostum. Israrla takipçinizim.

Kapaktaki kızı pek Suzi'ye benzetemedim. Acaba bir ihanet mi var?

Filim afişi tadında bir kapak .
Fransız ekolünün Tommiks paylaşımı için teşekkürler.

Sayın Vefalı ben şahsen bu Fransız çizimlerine Fransız kalmışım, sizin sayenizde haberdar oldum.Teşekkür ederim.

Fransız çizimleri derken Fransa da dünya mirası Notre Dam Katedrali'nde ki yangının üzüntüsü içerisindeyim.
Dünya mirası bir yapının bir anda küle dönmesi bu kadar kolay olmamalıydı.
Yanmaya dayanaklı maddelerle kaplama yapılabilirdi.
Macron ve avanesinin hataları bulunduğunu düşünüyorum.
Victor Hügo'nun kemikleri sızlamıştır eminim.
Fransız ansikolopedistlerin Fransız İhtilaline katkıları düşünülünce dünya belkide geleceğini Fransa'da kurmuştur diyebiliriz.
Voltaire, J.J.Rousseau ve diğer düşünürler.
Eylem adamları.
Modern Devlet anlayışının ortaya çıkmasına neden olan sebepler zinciri ve eskilerin deyimiyle illiyet bağı.
J.J.Rousseau özellikle Hitler'in ortaya çıkmasına neden olduğu gibi garip eleştiriler getirilse de kötülüğe meyli varsa zaten bunu tercih eder.
Rousseau 'nun söylediği sadece " DEMOKRASİNİN ERDEMLİ TOPLUMLARIN İŞİ OLDUĞUDUR."
Kaldı ki bu görüşe katılmamak mümkün değil.
Yada çok övündüğünüz demokrasi Aristo'nun deyimiyle "BİR GÜN OLİGARŞİYE DÖNÜŞÜR."Dediği için Aristo'yu devre dışı bırakmak olmaz sanırım.
Aristo'nun nedenselci tabiat anlayışının halen ilham kaynağı olduğu düşünüldüğünde tüm tabiat bir nedensellik içerisinde devam etmekte olduğu görüşü bende de hakimdir diyebilirim.
Cahız'dan , Hayyan'a , Haldun'dan ibni Sina'ya kadar hepsinin eleştirel noktaları hatta bilimsel yanlışları teoloji ile çatışan fikirleri olabilir.
Anaksimendros ile Thales in dünyanın yapısı ile ilgili olarak yaptıkları tartışmalar , eleştiriler bugünkü anlayışımızın temelinin oluşturmuştur.
Newton mekaniğinin iflası yerini görecelik kuramına bırakması Albert Einstein'in 1926 yılında yazdığı makale ile fiziğin temellerinin sarsılması diğer taraftan görecelik kuramının atom altı dünyada işlememesi nasıl açıklanabilirse öyle açıklanabilir.
Işık hızına yakın bir hızda atomun etrafında dönen elektronlarda zaman durmuşmudur ?
Zaman orada durmuşsa zaman lokalmidir ?
Aslında biz evren dediğimiz daha büyük bir atomun içinde ki bir bileşenmiyiz ?
Yada atom big bang ten ne kadar zaman sonra ortaya çıktı ?
Karadeliklerden sonra ne oluyor ?
Enerjinin korunumu söz konusu ise enerji neye dönüşüyor ?
Bütün soruların cevapları vardır elbette.
Filozofları büyük yapan zaten sorularla insanı Roma'dan itibaren de doğayı anlama çabasından ibarettir.
Haldun'un evrimci tekamül anlayışı , Cabir Bin Hayyan'ın zaman ilerledikçe insan dahi yapılabilecek hatta peygamber demesinde ki çağının çok üzerinde ki fikirleri insanı dumura uğratmaya yeterlidir.
Kaldı ki bugünlerde Dİnozorların klonlanması gündemde ve çalışma yaptıklarını biliyoruz.
Hatta bulunan bir deri parçasında ki hücrelerin halen canlı olduğu basına yansımıştı.
Yine Hz.İsa'nın klonlanmasının Hristiyan ekollerde tartışıldığını biliyoruz.
Anglikanizm , Calvinizm ve Lutherizm gibi Protestan ekollerin Katolikliğe göre evrim konusuna daha katı olduğunu biliyoruz.
Peki nasıl anlamalıyız ?
Ebrehe 'nin fillerini , Hz.Süleyman'ın rüzgarını , Zülkarneyn'e verilen sebebi, Harut ve Marut 'u bugün nasıl yorumlamalıyız ?
Sorular olmadan felsefe sadece yerinde sayar.
Felsefe Hegel'ci bir anlayışla salt tez - antitez - sentez alanında ele alınabilecek bir konu değildir.
Gerçi Karl Marx'ın başaşağı duran Hegel'ci anlayışı ayakları üzerine oturttum demesi bir yere kadar doğrudur.
Bilginin kaynağı bilim mi olmalıdır ?
Yoksa Okült öğretilerde dahil olmak üzere , rüya analizi , serbest çağrışım , ispatı mümkün olmayan , DDA ( duyular dışı algılama ) 'mı ?
Yada Pozitivist bir yaklaşımla Comte gibi ele alarak dinde bilimle izah edilmelidir mi demeliyiz ?
Her çağın anlayışı farklıdır.
Bu da çok normaldir.
Eskilerin huzur aradıkları , kimi zaman korktukları , farklı anlamlar yükledikleri , sadece gel - git etkisini bildikleri aya biz bugün araştırma araçları gönderebiliyoruz.
Medeniyet barbar kavimlerin etkisi bir yana bırakılırsa ( Barbar Conan bir anda geldi de aklıma ) yada nereli oldukları halen tartışma konusu olan HİKSOS'lar asla geriye gitmemiştir.
Ortaçağın çıkmazlarından bile insanlar Luther'le birlikte çıkmayı bilmişlerdir.
Medeniyet asla geri götürülemez ,insanlık birikimine rağmen çağdışı fikirler yeniden yaşayamaz.
Bilime rağmen tutunamazsınız bir yerlere.
Ona karşıda duramazsınız.
Bilim ve akıl dışında bir gerçeklik ararsanız bulacağınız sadece yaşanmaz bir dünya cehennem haline getirilmiş bir arzdır.

Bu değerli paylaşım için çok teşekkür ederim.

Daha önce görmediğim bir kapak.
Alışılmış Tommiks kapaklarından çok değişik.
Ellerinize sağlık.