Somerset Maugham - Pasifik Öyküleri
Somerset Maugham - Pasifik Öyküleri
SOMERSET MAUGHAM’IN YAŞAMI
Çağdaş İngiliz yazınının öncülerinden olan ve “büyük gezgin†olarak bilinen Somerset Maugham 1874’de Paris’de İngiliz Elçiliği’nde çalışan bir avukatın altıncı çocuğu olarak dünyaya geldi. On yaşında babasının ölümüyle İngiltere’ye rahip olan amcasının yanına gönderilen, üniversitede altı yıl tıp öğrenimi gördükten sonra Londra gecekondu semtlerinde doktorluk yapmaya başlayan Maugham, ilk romanını bu dönemde yazdı. 1897 yılında yazdığı “Liza of Lambeth†romanı ufak bir başarı kazanınca, yazarlık umutları yeşeren Maugham doktorluğu orada bıraktı. Daha sonra Paris’e yerleşti ve zorlu yılların ardından, yarı özyaşamöyküsü niteliğindeki romanı “Of Human Bondageâ€ı 1915 yılında yazarak üne kavuştu. Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa’da Kızılhaç örgütünde görev yapan Maugham bu işinin yanısıra Cenevre’de ve St. Petersburg’da İngiliz Gizli Servisi için ajanlık yaptı.
Maugham ünlü gezilerine 1917 yılında Pasifik Adaları ve Uzak Doğu ile başladı. Hiç durmadan dünyanın dört bir yanını dolaştığı ömrü boyunca çok çeşitli gözlemler yaptı ve bu gözlemleri en güzel yapıtlarına esin kaynağı oldu. 1919 yılında yazdığı “The Moon and Sixpenceâ€de Batı uygarlığından kaçıp Tahiti adalarına yerleşen ressam Paul Gauguin’in yaşamını anlatarak ikinci büyük çıkışını yapan Maugham’ın gezileri sırasında tanıdığı insanları ve tanık olduğu ya da dinlediği olayları yapıtlarında kimi zaman neredeyse hiç değiştirmeden olduğu gibi anlatması zaman zaman sorun yaşamasına neden oluyordu. 1965’de hayatını kaybedene kadar 1928’de yerleştiği Güney Fransa’da yaşayan Somerset Maugham, yaşam öyküsünü 1938’de yazdığı “The Summing Up†adlı eserinde, yazarlık anlayışını ise 1949 yılında yazdığı “A Writer’s Notebook†adlı eserinde kaleme almıştır.
Genel olarak bakıldığında, yapıtlarında bir yandan insan doğasının derinliklerine inebilmiş, diğer yandan o çağın Avrupa ve dünyasındaki kozmopolit toplum yapısını yansıtabilmiş olan Maugham’ın yapıtları arasında “öykü†ayrı bir yer tutmaktadır. Öykülerinde insan doğasının akıl dışı karmaşıklığını, tutku ve duyguların insana neler yaptırabileceğini ve benzeri, herkezin kolayca özdeşleşebileceği durumları çarpıcı bir şekilde betimlemiş ve usta bir dille anlatmıştır. Öyküleri arasında benim de bu çalışmada öykülerin anlatımı sırasında önemli ve bize anlatılan bölgeler hakkında bilgiler veren noktaları ortaya koyarak üçünü incelediğim Pasifik adalarında geçen öykülerin ayrı bir yeri vardır. Yine insanın ön planda olduğu bu öykülerde ayrıca uzakdoğu sömürge ülkelerinin Batı uygarlığıyla karşılaşması ve gerek Avrupalıların gerekse yerlilerin karşı karşıya kaldığı toplumsal değer, ahlak ve kültür çelişkileri işlenir. “Pasifik Öyküleri†okuyucuya keyifli bir okuma yaşatmakla kalmaz, düşünme ve sorgulama olanağı da veren öykülerdir.
(Alıntı:
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da
üye olmak için TIKLAYINIZ.])
