Konu: Umut Sarıkaya - Benim de Söyleyeceklerim Var 2 PDF + EPUB

  1. #1
    Çeviri & Balonlama
    Üyelik Tarihi
    Aug 2017
    Mesajlar
    318

    Seviye: 35 
    Tecrübe: 776,590
    Sonraki Seviye: 824,290

    Beğenmiş
    48
    Beğenilmiş
    775
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu

    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    161 sayfa, 1.2 mb. pdf.
    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]





    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]






    ZIRTLAN!

    Bahar gelmiş, havalar güzelleşmiş, dışarı çıkmıştık. En sevdiğimiz şeyi yapıyorduk. Beşiktaşâ€â•ta büfede sosisli yedikten sonra vapura binip Kadıköyâ€â•e gitmek, Moda sahilinde gezmek, ordan tekrar vapurla Karaköyâ€â•e dönüş ve ardından Taksimâ€â•e yürüyerek, hava kararmadan sokaktaki masalardan birine oturup bira içmek. Hava o kadar güzel, biralar o kadar soğuktu ki canımız hiç kalkıp eve gitmek istemiyordu. O gün geç saatlere kadar oturup içtik. Neredeyse her gün, her dakika yan yana olmamıza rağmen hâlâ konuşacak bir şeyler bulmamıza şaşıra şaşıra içip konuştuk.

    Sabaha karşı bardan çıktığımızda çok sarhoş ve hâlâ coşkuluyduk. Gidip bakkaldan iki kutu bira aldık. Yürüyerek içmeye devam ettik. Saat sabahın dördüydü ama daha anlatacak, gülünecek çok şey vardı. Boşu boşuna ayrıldığımızı, tekrar başlayarak ne iyi ettiğimizi anlamıştık.

    O kadar coşmuştuk ki normalde hiç yapmayacağımız, atlamalı zıplamak mizaha kadar vardırmıştık işi. Kendimden beklemeyecek bir aksiyonla “Bak şimdi ne yapacağım†diyip cadde üzerindeki İsveç Konsolosluğunun büyük demir kapısına doğru koşmaya başladım. Bunu yaptığıma inanamıyordum zira bir espri uğruna çok büyük organizasyona girecek bir insan değilim. Ayrıca ne yapacağımı da bilmiyordum. Aklımda hiçbi fikir olmadan koşmaya başlamıştım, bi de çok emin gibi “bak ne yapacağım†diyerek ona bir neşe karnavalı vaat etmiştim. Demir kapıya tırmanıp bi şey yapmam gerekiyordu ve komik olmak zorundaydı. Aklımı çalıştırmaya çalışırken bi yandan da koşuyordum. Depar atarken ki şen adam gitmiş, yerine “Off ne gereği vardı şimdi, nerden girdim bu işe†diye düşünen somurtkan bir adam gelmişti.

    Buradan bakınca kapıdaki kulübede polis yok gibi gözüküyordu, ama olabilirdi de. Tam ağzımda sigara ile tırmanırken belime copu yiyebilirdim. “Bak şimdi ne yapıcam†diye koşmaya başladıktan sonra finalde zopa yemek gerçekten rezil bir durum. Koşmaya devam ediyordum. Ve artık emindim ki görevli memur ağabeylerimiz kısa bi süreliğine görev yerlerini terk etmişti. Somurtan suratımda sevecen bir gülümseme belirmişti, ama endişem geçmemişti. Hâlâ aklıma komik bi şey gelmemişti... Çıktıktan sonra da yakalanabilirdim, hatta belki de baya bir suç olabilir bi konsolosluğun kapısına tırmanmak.

    Bir yazar olarak siyasi görüşlerimden değil de hayvan gibi kapılara tırmanmaktan yargılanmak istemiyordum. “Ben aktivist bir yazarım, eylem yapıyordum†diye yazarlık kariyerimi kurtarmaya çalışsam, bu sefer de “Umut bey ne alıp veremediğiniz var İsveçâ€â•le?†diye sorarlar. Ne diyeceğim? “Orada bir erkeğe dört kız düşüyormuşâ€ bilgisinden başka bi şey bilmiyorum ki İsveç hakkında. Resmen rezilliğe koşuyordum. “Yol yakınken dümeni kırıp eve doğru mu koşsam, sevgilisi de batsın, ilişkisi de†diye de düşünmedim değil. Ama yapamadım. Bir kere kaybettiğimi bir daha kaybetmek istemiyordum. Rezil de olsam, perişan da olsam ilişkimi sürdürmek istiyordum. Ben onu seviyordum.

    İşte o an bana bi güç geldi. Havada uçtuğumu hatırlıyorum ve sonra demir parmaklıkları yakaladığımı... Ardından uçmanın etkisiyle kafamı çok sert bi şekilde tuttuğum parmaklıklara çarptığımı... Bundan sonrasını da hatırlıyorum ama çok net değil. Bütün koşu boyunca ağzımda olan sigaram, dudaklarımdan fırlayıp konsolosluk sınırlarına girdiğini gördüm. Umursamadım, hızlıca konsolosluğun dev kapısının üstüne tırmandım. Yerde gülümseyerek ne yapacağımı merak ediyordu.

    Kafamı çok kötü çarpmıştım. Bi uğuldama duyuyordum. Konsoloslukların yabancı ülke toprağı kabul edilmesiyle alakalı olan, şu an size söylemeye dahi utandığım berbat bi espri yaptım. Çok gülmedi ama “bunu mu yapacaktın yani†gibi bi bakışta atmadı. Zaten çok sarhoştu ve kendi halindeydi. Aşağıda kendi etrafında dönerek şarkı söylüyordu. Elimle kafama dokunup tekrar elime baktım, çok az kanıyordu. Erken tedavi için bi sigara patlatıp, tütününü yarama bastım. Tütünlerin yapışması için elimle kafama bastırırken, ilerden 5-6 adamın yürüyerek bize yaklaştığını gördüm. Adam değil resmen zırtlandı bunlar.

    Bağırarak şarkı söyleyerek zırtlanlara davet çıkarıyordu sevgilim. Adımlarını hızlandırdıklarını bulunduğum konumdan net bi şekilde görüyordum. Konsolosluk kapısının tepesinde oturmuş, bir yarım İsveç toprağında, modernlikle, zırtlanlık arasındaki o ince çizgideydim. Önümde iki seçenek vardı. Ya g.tümü iyice geriye doğru çıkarıp İsveç toprağına emanet edecek, garantiye aldıktan sonra “Aşkım kaç fena adamlar geliyo, buradan kaçarsan yakalanmazsın. Buradan kaç, buradan...†diye talimatlar vererek, kapının üzerinden hiç inmeyip, dar durumdakine ne yapmasını söyleyecektim ya da inip ne olursa olsun sevgilimin yanında çarpışacaktım.

    Tipik bir aydın bunalımı yaşıyordum. Ben dosta güven, düşmana korku salmayı yeğledim ve inmeye karar verdim. Polise de konsolosluk kapısında yakalanmak istemezdim açıkçası. Kapıdan seri bir hareketle aşağı atladım. O kadar şiddetli atladım ki ayaklarım pişti. Başımın ağrısını unuttum bi anda. Canımdan can çekildi resmen.

    Bırakın sevdiğimi yumruklarımla savunmayı ayakta duracak halim yoktu. Adam grubu arkamızdan yaklaşıyordu. Ben birden belirince adımlarını yavaşlattılar. Ellerinde bira kutuları vardı. Gerçi bizim de vardı ama biz coşkunluğumuzdan ötürü sokakta yürüyerek bira içiyorduk, onlar ise taşkınlıklarından ötürü içiyorlardı. Coşkunluk ile taşkınlık arasındaki ince çizgiden bir gün size kapsamlıca bahsetmeyi çok isterim ama şimdi uzatmayayım.

    Dans eden sevgilimin koluna girip hızlıca ve sessizce zırtlan grubundan uzaklaşmaya çalıştım. Şarkı söylemeye devam ediyordu, “ehe ehe güzel şarkıymışâ€ diyerek şarkıyı bitirtmeye çalıştım ama halden anlamaz gibi bağıra çağıra söylüyordu. Neyse ki sustu da sessizce yürümeye başladık. Sürekli arkayı kesiyordum, bizim hakkımızda konuşuyorlardı. “Lavuk†diye bahsettikleri sanırım bendim.

    Yarraaa yemiştik kesin. “Yapılmaz lan bu sevgilisi olan adama, insanız lan... Yapılmaz†diye içimden geçirdim, utanmasam ağlayacaktım. Zaten ayaklarım zıbarmış, kafamdaki yarama tütün derman olmamış, bir yandan da zırtlanlığı kaldıramazdı bu köhne beden.

    “Allaaam inşallah sataşmazlar... Allaaaaam inşallah sataşmazlar†diye içimden geçirirken birden sevgilimin yanımda olmadığını gördüm. Yerde sadece babetleri vardı. “Bi tek babetlerini mi bırakmışlar†diye düşünürken birden çığlığıyla irkildim. Çok uzakta bi direğin tepesine tırmanmıştı. “Umuuuuuuuuuuttt! Babetlerimi getirseneeeeee†diye bağırarak beni çağırıyordu. Ardından şarkı söylemeye başladı, dolunaya doğru.

    Dolunayın ışığı eteğinden sıyrılmış bacaklarını parlatıyordu. O kadar güzel ve davetkâr gözüküyordu ki. Arkama baktım zırtlanlar da yoktu. Sonuçta sevgi kazanmıştı. Eminim “ulan bunlar birbirlerine çok aşık be, zırtlanlık da bi yere kadar†diyip gülümseyerek geçip gitmişlerdir yanımızdan. Gerçek sevgi karşısında en zalim insanın bile gardı düşer, bunu unutmayın sevgili okurlarım.

    Keyfim yerine gelmişti. Yerden babetleri aldığım sırada ikinci kez çığlığını duydum. Ama bu ilk seferkine benzemiyordu bu. Korku içindeydi. Direğin tepesine sıkı sıkı tutunmuştu ve daha demin arkamızdan gelen zırtlan grubu direği sallayarak sevgilimi düşürmeye çalışıyordu. Sallarken oldukça neşeli gözüküyorlardı. Tıpkı bi ananas gibi düşürüp, kabuğunu soyduktan sonra onu yiyeceklerdi.

    Panikle “hoop biladerrr! Hooop! Abiiii!†diye bağırarak koşarken, “fitttiiiiiiiiuuuuuâ € diye bi yandan da ıslık çalıyordum. Beni görünce sallamayı kestiler. Yanlarına geldim, söyleyecek hiç bi şeyim yoktu. “O benim kız arkadaşım ne olur sallamayı kesin†mi diyecektim direk sallayan adamlara.

    Allahâ€â•tan konuyu onlar açtı, “Ne var lan†dedi. “Abi sallamazsanız, devlet malı sonuçta bu direkler. Direkte de değilim de ben, çok büyük cezası var devlet malına zarar vermenin†dedim. Bi tanesi kafamdaki tütün topağına dokunarak “Nasıl bi insansın lan sen†dedi bana. Gülümsedim, “Herkes gibi bi insanım be abi. Bir faniyim diyelim. Nerelisiniz abi siz, çok kanım kaynadı size†dedim. Nirengi noktalarını yakalamak için bir milliyetçi, bir ruhani damardan giriyordum konuşmaya ama bir türlü ortak payda yakalayamıyordum. Kesin haplanmıştı bunlar. Durduk yere sinirlendi “Nasıl insansın†diyen adam. “Ulan sen bugün yanındaki kıza sahip çıkamıyorsan, yarın öbür gün karına da sahip çıkamazsın godoş olursun godoş!†diyerek üzerime yürüdü. “Abi öyle demesek†diyebildim sadece. İstanbulâ€â•un orta yerinde bi polis göremiyordum. Sevgilim de yavaş yavaş inip yanıma gelmişti.

    Bi tanesi arkamdan enseme vurdu, yine de gülümsedim. İkimizi de parçalayacaklardı, gözleri dönmüştü. “Abi bakın yanlış anladınız†dedikçe çekiştirip duruyorlardı beni, kız arkadaşım da bağırarak adrenalini iyice coşturuyordu. İşte o an hayatımda hiç polisi gördüğüme bu kadar sevinmemiştim. Başımıza bir şey gelmeden ekip arabası yanımıza yaklaşınca zırtlanlar dağıldı.
    Polis arabadan çıkmadan yanına çağırdı bizi. Sevinçle yanlarına gittik. Kendilerine iyi akşamlar dileyip teşekkür ettim. “Dolaşmayın bu saatte buralarda†diyerek bizi uyardıktan sonra kimliklerimizi GBT işlemleri için istedi. “Hay hay†diyerek kimliklerimizi uzattık. Elindeki küçük aletten baktıktan sonra “Hadi doğru evinize gidin†dedi. Taksi beklerken, kız arkadaşım yaşananlardan dolayı ufak çapta bi sinir krizi geçirip yere oturarak ağladı.

    “Gidicem bu ülkeden. Yaşanmaz artık buralarda†filan diye bi şeyler söyledi. Ben teskin etmeye çalışırken bir yandan da etrafı kesiyordum. “Ulan sakın bu gözyaşları ve yere sere serpe oturmak başka bi zırtlanlar grubuna davetiye çıkarmasın†diye düşünceler içerisindeydim. “Canım kalk eve gidelim, orda sabaha kadar ağlarız†diye kalkması için ikna etmeye çalıştım. Ama “Sen git. Gelmiycem ben†diyerek itiraz etti. Ben kaldırmaya çalışırken, demin bizi kurtaran ekip arabası tekrar yanımıza geldi. Gülümsedim. Memur arabadan indi yanımıza geldi. “Ne oldu†dedi. Daha önceden de tanış olduğumuz için memura “sanırım bi sinir krizi geçiriyor. Bilirsiniz kadınlar†dedim. “Ben size eve gidin demedim mi? Ne hâlâ dolanıyorsunuz buralarda!†diyip yerde oturan kız arkadaşımın kolundan tutup onu yerde zıplatarak “Kalk lan! Kalk! Kalk! Kalk! KAK! KAK! Adamı hasta etme†diye bağırdı. Hızlı hızlı ve susarak eve doğru gittik.

    O geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Evde uzun uzun olay üzerine konuştuk. Adamları alttan alarak en doğru hareketi yaptığımı söyledi. Ama gözleri hiç öyle demiyordu. Onu çok iyi tanıyordum, onun için savaşmamı ölesiye istiyordu. Sonunda bıçaklansam da, ölsem de onun için savaşsaydım eminim çok etkilenecekti. Her kadın izah işareti yaparken ensesine şaplak yiyen bi sevgiliden çok, kahramanca savaşan bir erkeği ister. Buna kimse ne olur itiraz etmesin. Koruyucu, kollayıcı olmak yerine yaşamak istediğim için gözünden düşmüştüm. “Medeni tavrımı†ne kadar takdir ettiğini söylese de içinden “piiii...â↚¬ dediğini duyar gibiydim.

    Ülke şartlarını umursamadan, sanki Pragâ€â•da, Amsterdamâ€â•daymışız gibi gereğinden fazla coşkun davranıp taşkına davet çıkaran kendisiydi ama gözden düşen ben olmuştum. İstediğim kadar “Eğitim şart, eğitimsizlikten oluyor. Ekonomik adaletsizlikten oluyor†diyerek konuyu mantık eksenine oturtmaya çalışsam da izah işareti yaparken ensesine şaplak yiyen, yedikçe gülümseyen görüntümü onun aklından silemezdim. O içindeki “piii†nidasını hiç kesemezdim. “Allah düşmanımı bile sevdiğiyle gezerken zırtlana denk getirmesin. Ya da halden anlayan zırtlana denk getirsin†demekten başka diyecek bi şeyim yoktu. Olan yine bana olmuştu.

    Konu fındıkfındık tarafından (05.01.18 Saat 23:17 ) değiştirilmiştir.

  2. #2
    Çeviri & Balonlama
    Üyelik Tarihi
    Aug 2017
    Mesajlar
    318

    Seviye: 35 
    Tecrübe: 776,590
    Sonraki Seviye: 824,290

    Beğenmiş
    48
    Beğenilmiş
    775
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Lenard dostumuza gelsin. :D

    Yakında üçüncü kitabı da düzenleyeceğim. Keyifli okumalar.

  3. #3
    Çeviri & Balonlama
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Nereden
    Harikalar Diyarı
    Mesajlar
    192

    Seviye: 34 
    Tecrübe: 628,936
    Sonraki Seviye: 677,567

    Beğenmiş
    765
    Beğenilmiş
    775
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Harikasın dostum,ikinci kitabı beklemenin heyecanı şu an sona ermişken üçüncünün müjdesini veriyorsun.Tek diyebileceğim teşekkürler: Nazar değmesin

  4. #4
    Teknik
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Nereden
    çArşı - Beşiktaş
    Mesajlar
    8,706

    Seviye: 56 
    Tecrübe: 28,513,929
    Sonraki Seviye: 30,430,899

    Beğenmiş
    28,411
    Beğenilmiş
    18,730
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Benim de söyleyeceklerim var da malum maç :D sağol kardeşim, çArşı'dan selamlar :)


  5. #5
    Üye
    Üyelik Tarihi
    Sep 2015
    Nereden
    İzmir
    Mesajlar
    15

    Seviye: 22 
    Tecrübe: 47,071
    Sonraki Seviye: 49,025

    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    54
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    teşekkürler, üçüncü kitabı merakla bekliyorum.

  6. #6
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Oct 2015
    Mesajlar
    174

    Seviye: 33 
    Tecrübe: 541,688
    Sonraki Seviye: 555,345

    Beğenmiş
    161
    Beğenilmiş
    51
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Teşekkürler.

  7. #7
    Üye
    Üyelik Tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    1

    Seviye: 12 
    Tecrübe: 2,592
    Sonraki Seviye: 2,912

    Beğenmiş
    3
    Beğenilmiş
    0
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    tşk............................................... ....

  8. #8
    Çeviri & Balonlama
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Nereden
    Harikalar Diyarı
    Mesajlar
    192

    Seviye: 34 
    Tecrübe: 628,936
    Sonraki Seviye: 677,567

    Beğenmiş
    765
    Beğenilmiş
    775
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
    Cengiz .

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 5

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları