Evet değerli üstadlarım amatör olarak kaleme almış olduğum hikaye serilerinden biri olan Görevimiz Serhat serisinin ilk bölümünü beğenilerinize sunuyorum.
Görevimiz Serhat Bölüm 1: Kargonuz Serhat'ta Padişahım!
Osmanlı casusu Serhat padişahın huzuruna çağırıldığında "beş dakika daha uyusaydım" diye mırıldanarak gözlerini ovuşturdu. Ama çare yok, emir demiri keserdi. Serhat yüzüne su vurup padişahın huzuruna yollandı.
-Serhat oğlum bu görev için sana güvenebileceğimi biliyorum. Şu paketi bu kağıtta yazan adrese ulaştıracaksın; ama dikkat et yol tehlikelerle dolu, düşmanlarımız sana tuzaklar hazırlayabilir.
-Emrin başım üzerine padişahım!
Serhat yazılı adresi ezberledi, paketi aldı, görev bilinciyle yola koyuldu. Ancak Bizans casusu Komikos da ona tuzak hazırlayıp görevi başarmasını engellemek için kuytuda bekliyordu.
TUZAK 1: Komikos Serhat'ın geçeceği yol güzergahına bombalı bir Türk lokumu kutusu bırakmıştı. Kutu açılırken düzenek çalışıp bomba infilak edecekti. Serhat görevleri becerisinden çok şansıyla başarırdı ve bu tuzaktan da yine öyle kurtulmuştu. Serhat oraya varmadan şiddetli bir rüzgar kutunun açılmasına sebep olunca kutu Serhat daha oraya gelmeden patlamıştı. "Neyse, telaşa mahal yok" dedi Komikos. Başka tuzakları vardı.
TUZAK 2: Serhat uzaktan lokum kutusunun patlama sesini işitince yolunu değiştirip sapa yollara girmişti. Komikos bu yeni güzergahta bulunan bir kahveye girerek Serhat'ın her zaman bu kahvede oturduğu sandalyenin altına bomba döşedi. Serhat kahveye girip her zaman oturduğu yere oturduğunda bomba infilak edecekti. Serhat kahveye girdi, her zamanki sandalyesine yöneldi, ancak karşısına çıkan bir külhanbeyi "Dur bakalım efendi, bu sandalyeye oturamazsın." diye Serhat'a kafa tuttu. Serhat "Zaten paketi götürmem lazım, başıma başka iş açmayayım" diye düşünerek yandaki sandalyeye oturdu. Külhanbeyi "Ha şöyleeee en güzel manzaralı sandalyeye burada ancak ben otururum, duydunuz mu ulan develer?!" diye gerindikten sonra sandalyeye oturduğu gibi sandalyeyle birlikte havaya uçtu. Serhat "Vay vay vay sandalye tuzaklıymış" diye kahvesini hızla bitirip kahveciye bir akçeyi ödeyip tekrar yola koyuldu. Komikos'un tuzakları bununla bitmeyecekti.
TUZAK 3: Komikos Serhat'ın yolunun üzerine çözülmemiş bir Rubik küpü bıraktı. Bu küp bombalıydı ve çözünce patlayacak şekilde ayarlanmıştı. Serhat küpü bulunca eline alıp evirip çevirmeye başladı. Osmanlı'nın şansıyla en çok görev başaran casusu olmasına rağmen böyle bariz tuzaklardan bile şüphelenmezdi. Bombalı lokum kutusu da rüzgardan açılıp patlamasa Serhat lokuma da bayıldığı için kesin o kutuyu da alıp açardı. Serhat küpü evirdi, çevirdi, çözemeyince kızıp kenara fırlattı. Küp tam da Komikos'un içinde saklandığı çalılıkların arasına düşüp yere çarpmanın şiddetiyle patladı. Komikos yüzü simsiyah olmuş şekilde çalılıkların arasından çıktı. Çizgi film fizik kuralları gibi düşünün, tuzaklar burada da bitmiyor.
TUZAK 4: Komikos bu sefer hummalı bir çalışmayla "Serhat isimli casuslar için duş hayratı" inşa etmişti. Asıl tuzak şampuan şişesindeydi. Komikos şampuan şişesine köpek balığı saklamıştı. Serhat yolunun üzerinde kendi adına ve mesleğine özel duş hayratı görünce bile şüphelenmedi, soyunup yıkanmaya koyuldu. Komikos çalılıkların arkasından sinsice Serhat'ı izliyor, şampuan faslına geçmesini bekliyordu. Serhat şampuan şişesini eline aldı, sıktı, gerçekten köpürte köpürte şampuanlanmaya başladı. Komikos buna anlam veremeyip Serhat çiçekli bornozuyla paketi alıp götüreceği yere ulaştırırken meraktan şampuan şişesine kendisi baktı. O anda şişeden çıkan köpek balığı Komikos'u kovalamaya başladı. Komikos köpek balığından kaçarken Serhat paketi yerine teslim etmiş, saraya dönüp padişahın tebriklerini kabul edip odasına dinlenmeye çekilmişti.
SON
Beğenirseniz devamını da paylaşabilirim. Sakar Osmanlı casusu Serhat kaleme aldığım 3-4 karakterden biri. İlgi olursa diğer karakterlerin hikayelerini de paylaşabilirim.