Kitlesel açlık ve çaresizlik gibi kasvetli temalarla bezeli bir kitap bu. Dokunaklı, trajik ve bir grafik romanın neler başarabileceğinin parlak bir örneği aynı zamanda. Madem gençlere tarihi ağır(!) kitaplardan öğretemiyoruz, o zaman grafik romanlara göstermeye çalışalım.
Kızıl Hasat, 1929'dan 1933'e kadar Sovyet Ukrayna'sında ve Sovyetler Birliği'nin diğer bölgelerinde meydana gelen trajik olaylara dayanmakta olan gerçek bir öykü. Kitapta başrolü oynayan Mikola’nın anıları aracılığıyla, yalnızca kendilerine karşı yürütülen savaşı anlamlandırmak için değil, aynı zamanda hayatta kalmak için mücadele ederken ailesinin ve "Avrupa'nın ekmek sepeti" olarak anılan Ukrayna'daki diğer köylülerin başına gelenlerin dehşetine tanık oluyoruz.
Stalin ve iktidardaki Komünist Parti, 1932 yılında bireysel çiftliklerin ve çiftçilerin zorla büyük ölçekli kolhozlara dönüştürülmesi üzerine bir program başlattı; buna çiftlik hayvanları, çiftlik aletleri, mahsuller, tohum stokları ve diğer mülklere el konulması da dâhildi.
Holodomor (Holodomor terimi, açlıktan öldürme anlamına gelen Ukraynaca bir kelime) neden soykırım olarak anılıyor peki? Çünkü Soykırım her zaman aniden uygulanan bir şiddet değil. Yavaşça gerçekleşebilir, insan ilişkilerinin bağlarını zamanla parçalayabilir, tıpkı açlıktan vücudun erimesi gibi.
Çerkas, serbest, gösterişsiz çizgilerle canlı karakterler çizmiş ve kırsal Ukrayna yaşamı, gelenekleri, yemekleri ve kültürüyle iyi araştırılarak senaryo oluşturmuş.
Kitap dönem kitabı ve bölgesel olması nedeniyle bugünkü kuşağa biraz uzak gelebilir. Ayrıca Slavve özelde Ukrayna kültürüne ait lokal terim ve deyimler vardı. Bu nedenle bolca dipnot ve açıklama eklemem gerekti. Ayrıca konuyla ilgili olarak kitabın başına bir de sözlük ekledim ki, öykü daha iyi anlaşılabilsin.
Umarım, üzücü olduğu kadar, öğretici bir okuma da olur Çizgili Kitap üyeleri için.
* Bugüne kadar en az 50 mesaj yazılmış olmalı *