Önceleri, Büyük Piramit’in sadece bir ölü odasını koruduğuna inanıldı.
Sonra, Onun, belirli ölçüler biçimi altında, bütün zamanların en büyük astronomik, geometrik ve geodezik problemlerinden bazılarının çözümünü içinde bulundurduğu keşfolundu.
Nihayet fark edildi ki, binanın iç ölçüleri ile dış ölçüleri arasında sıkı bir bağ mevcut bulunmakta ve dehliz nizamı, insanlık tarihinin en mühim hadiselerinin geometrik bir kronolojisini saklamakta.
Bu kitapta görülecektir ki, Büyük Piramit sadece uzun zaman-dan beri kaybolmuş İncil öncesi büyük bir medeniyetin ilmini temsil etmekle kalmıyor, fakat kendisinde beşer üstü bir bilginin izini de taşıyor.
“Keops” Piramit’ine, pek haklı olarak “en yüksek felsefi ve dini inanç formunun mimarî sembolü” denilmiştir. Bundan elli asır evvel taşa geçirilmiş matematik bilgiler, ancak zamanımızda anlaşılabilmiştir ve bu bilgiler ilk medeniyetten zamanımızdakine gönderilmiş, manalı bir adresi oluşturmaktadırlar.
Büyük Piramit’in ilk araştırıcıları Williams Petrie, Ernest Wallis Budge, Smith, Gaston Mospero, Albay Garnier, Charles Lagrange, Marsham Adams, Oppolzer, Bauchinger ve Newcomb oldular.
Lâkin bu konuda en fazla medyun olduğumuz D. Davitson’dur; kendisi 1910 sıralarında bir vesile ile James Moncrieff’in Büyük Piramit üzerine yazılmış küçük bir eserini okumuş. Konuyla, peşin hükümsüz ve objektif olarak ilgilenmişti.
Mevzuu üzerindeki daha derinleşen incelemesi D. Davitson’u, kendisi gibi, Büyük Piramit’in geometrik kronolojisiyle İbrani kronolojisi arasındaki benzerliği gören Dr. Aldersmith ile işbirliğine götürdü ve her iki âlim ortak çalışmalarını 1914-1918 Harbine kadar sürdürdüler. Harbin sonu Dr. Aldersmith’in de ölümünü getirdi.
Dr. Davitson araştırmalarına tek başına devam etti ve uzun çalışma senelerinden sonra, her şeyin geometrik, cebrik ve astronomik olarak incelendiği hacimli, geniş, ilmi bir eser neşretti.
Özel olarak, en fazla yoruma açık bölüm (tarihi, dini ve kehanet olarak) Habermann ve Wynnes tarafından ele alınmış, geliştirilmiştir, lâkin daha az objektif olarak.
Anglosakson yazarları bu konudaki dikkatli çalışmalarını, okunmalarını güç kılan bir karışıklık içinde sunmuş olduklarından kınanabilirler.
Bu sebeple berraklaştırıcı bir çalışmanın zaruretine hükmettik. Büyük Piramit üzerindeki araştırmalarda uzmanlaşmış müelliflerin belli başlı kanaatleri, hiçbir peşin hükme kapılmaksızın, saygı ve büyük bir hoşgörü içinde bu kitapta yer aldı.
Muhtemeldir ki, gerek yazarın muazzam bir konuyu böyle küçük sayıda sayfalara sığdırmaya çalışması, gerekse incelediği eserlerin eksiklik ve boşluklar ihtiva etmesinden dolayı, bu kitabın da, bazı hataları olacaktır. Zaten, beşerî dehâya, sadece buna dayanan diğer eserlerden, her noktada inanılmaz derecede farklı ve uzakta olan bu büyük abide karşısında başka türlüsü de nasıl olabilirdi?
Elinizdeki kitabın, Davitson’un çok karmaşık ve hâkim bir çalışma ürününün, Alman ve Anglosakson uzmanların eserlerinin yerini tutma gibi gülünç bir iddiası yoktur, fakat onların kitaplarında dağılmış bilgileri, rivayetlerden sıyrılmış olarak, bir fikir edinmek için toparlayıp okuyucuya sunmaktır gayesi.
Bütün çalışmalar, nazariyeler, varsayımlar bahis konusu edilmiştir. Eski ve yeni kehanetlerle mukayese unsurlarını kitaba ilâve ettik ki, bu çalışmanın aktüel zamanlara ait bölümlerini yakınlaş-tırmak mümkün olsun.
Şimdiye kadar, kehanetler hep eksik incelenmişlerdir; ya inanmayanlarca toptan inkâr edilmiş ve sistemli alaya alınmışlardır veya inananlarca kehanet metinleri, kendi varsayımlarına göre biçim değiştirmiş olarak ve gözü kapalı, toptan kabul edilmişlerdir. Onları karşılaştırırken, istikbaldeki gerçekleşmeleri hususunda herhangi bir kat’i tavır almaksızın, içlerindeki en muhtemel mânâyı çıkarmaya ve Büyük Piramit’teki mimari kehanet verilerinin, diğer yazılı veya sözlü olanlarınkine karşı büyük üstünlüğünü göstermeye gayret ettik.
Hakikatte, alelâde kehanetlerin karakteristiği, ekseriya, tarihlerini söylemeksizin hâdiselerden bahsetmeleridir: Oysa Büyük Piramit’teki kehanetlerin karakteristiği, hâdiselerin mahiyetine işaret etmeksizin, tarihleri tam olarak belirtmeleridir. Keops Büyük Pira-midi, başlı başına tek bir vakadır. Kehaneti, matematik temellere ve doğru rakamlar üzerine dayanır. Sonuç olarak, insanların tarihte ilk defa, daha iyisi olmadığından, Büyük Mimar diye adlandırdıklarının objektif planını bizzat kendi gözleri ile okumalarına müsaade olunmuştur.
G. B.
Mayıs 1936
Örnek Sayfalar:
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
97 sayfa, 1.23 mb. pdf
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]