Bu kez sıkıntılı, daha doğru bir deyişle, biraz ikircikli bir kitap var elinizde/ekranınızda. Sonuçta eserin yaratıcısı bir Ermeni ve 1915'den girip 6 - 7 Eylül olaylarına, oradan yakın tarihimize, Gezi Parkı direnişine dek pek çok anın fotoğrafını çekme derdinde bir yazar. Eh, bu kadar uzun bir zaman dilimi de 225 sayfaya sığmaz haliyle. O nedenle, siz bu kitabı bir ailenin yol haritası olarak okuyun en iyisi.
Henüz birkaç günlükken ölen teyzeleri Carole'un kayıp mezarını bulmak için çalkantılı ve protesto dolu bir zamanda, Gezi Parkı eylemlerinin sürdüğü İstanbul'a yolculuk eden iki kardeşin hikayesi.
Carole, doğumundan kısa bir süre sonra ve İstanbul'daki Ermeni anne ve babasının Fransa'ya gitmesinden sadece birkaç yıl önce ölmüştür. Clément, bazı şeylerin anlatılmamış olduğunu fark ederek büyükanne, büyükbaba ve annesiyle röportaj yapar. Türkiye'de sayısız başarısız aramadan sonra, kendisinin ve kardeşinin elde ettiği şeylerin, bir gerçeği araştırmaktan çok bir iç gözlem çalışması olduğunu fark etmeye başlar.
Fransa'ya kaçmadan önce Türkiye'de yaşayan Ermenilerin aile tarihini inceleyen dokunaklı bir hikâye. Söz konusu Ermeniler olunca, haliyle bizim pek sevmediğimiz "soykırım" ve "pogrom" gibi kavramlar da kitapta yerini almış ama saldırgan ve tek yanlı bir dille değil de farklı pencerelerden de bakılmaya çaba gösterilmiş az çok. Ayrımcılık ve soykırım hakkında diyaloglar da dikkatlice yapılandırılmış. Kuşaklar arası travma, henüz anlamaya başladığımız bir konu. Ancak, torunlar üzerinde büyük bir etkisi olduğu açık.
Geçmişi araştırmak kolay değil, bazen sorular cevapsız kalıyor ve bazı gerçekler konusunda herkeste bir kafa karışıklığı var. Ama yapacak bir şey yok, hayatta işler böyle yürüyor.
Sonuçta anlatılanlar kişisel bir öykü, aile tarihi ve elbette Türk siyaseti. Ama hepsinden önemlisi, İstanbul. Güzelliği her resimden yayılıyor.
Kitaptaki bazı değerlendirme ve düşünceler bize uymayacaktır. O nedenle ilk paragrafta da değindiğim gibi, hassas noktalarımızdan vurulmadan ama 6-7 Eylül gibi bazı gerçekleri de göz ardı etmeden, aile, hafıza, tarih - insan bağlantısı hakkında buruk bir hikaye gibi okunmalı.
İyi okumalar dilerim.
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Alıntılı Cevapla
