İkinci kuşak, tarihsel hesaplaşmaların yapıldığı bir kitap değil. Michel Kichka'nın çocukluğuna, gençliğine ve eski zamanlarına yaptığı bir keşif gezisi.
Yazar geçmişine dönüp almış olduğu kararların izlerini sürüyor, büyük felaketlerin ardından oradaki neşeli anları ve mutluluk getiren eylemleri bulup ortaya çıkarmaya çabalıyor. Belçika'nın endüstriyel kalbine kurulmuş bir evin içinde yaşananların ve ailenin tablosunu çizmeye çabalıyor bir anlamda.
Öte yandan holokosttan kurtulmuş olan ebeveynlerle büyümenin nasıl bir şey olduğunu anlamamıza da yardımcı oluyor. Bunu yaparken çevresindeki diğer aile trajedileriyle de ilgilenmeyi ihmal etmiyor, ancak tüm bunları sıcacık bir mizah ve canlılıkla anlatıyor.
Özetle; kitap, Belçika'dan "Vaat Edilmiş Topraklar"a, karabasanlardan, komik anekdotlara, neşeli ve özgürlük duygusuyla dolu hatıralara kadar, yazarın çocukluğunun, ergenliğinin ve holokost gölgesindeki hayatının önemli anlarını anlattığı otobiyografik bir öykü.
Epeydir yurt içi/dışı zorunlu seyahatlerim, bir de üstüne sıcaklar bastırınca çeviriye ya da kitap taramaya bir türlü zaman bulamamıştım.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]