Konu: Feridüddin Attar - Kuş Dili (Mantıku't-Tayr)

  1. #1
    Üye
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Mesajlar
    347

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,133,794
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    151
    Beğenilmiş
    1,561
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu

    Feridüddin Attar - Kuş Dili (Mantıku't-Tayr)


    Feridü’d-dîn Attâr, bir şair ve mutasavvıf olarak gerek Fars edebiyatında gerekse klâsik Türk edebiyatında birçok şair üzerinde derin izler bırakmış, önemli bir şahsiyettir. O'nun en tanınmış kitabı olan Mantıku't-Tayr ise hem içerdiği hikâyelerle hem de bu hikâyelerin arka plânındaki tasavvufî düşüncelerle geniş bir okuyucu kitlesi kazanmış ve çok geniş bir coğrafyada zevkle okunmuş bir Şark Klasiğidir.

    Kuşlar ülkesinin bütün kuşları, Kafdağı'nın ardındaki padişahları efsanevi kuş olan Simurg'u bulmak için zorlu ve zahmetli bir yolculuğa çıkarlar. İsteği ve azmi yeterli olmayanlar ve dünyevi şeylere takılanlar birer birer yolda kalır. Kafdağı'na ulaşanları ise, hepsi birbirinden çetin yedi vadi bekler: İstek, Aşk, Marifet, İstiğna, Tevhid, Hayret ve Yokluk Vadileri. Uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından yedi vadiyi de aşabilen otuz kuşu ise Simurg yerine başka bir sürpriz bekler.

    Kıssadan hisse kapma konusunda maharet sahibi olanlar için Attâr’ın sembolik ve efsanevî bazı kuşlarla ilgili olarak anlattığı hikâyelerde çok büyük dersler vardır.

    Feridüddin-i Attar’ın bu eseri, yazılışının üzerinden geçen yedi yüz yıla rağmen eskimeyen, her devirde, yalnız bizde değil, Arap, Fars ve Urdu edebiyatlarında da taze ilgilerin odağı haline gelen bir klasiktir.

    Mantıku’t-Tayr, İslâm düşünce ve edebiyat birikiminin özünü teşkil eden "hikmet" odağı etrafında genişleyen halkalar şeklinde tasavvuf, ahlâk, adalet, insana saygı, "hakikat"in bilgisini elde etme temaları ile örülmüş, Yaratıcı’ya ulaşma macerasının kuşlar sembolizasyonu ile özlü bir biçimde anlatımıdır.

    ***




    HÜMA

    Farsça olan Hümâ kelimesi devlet kuşu, saadet ve kutluluk anlamlarına gelir. Arapçası "Bulah"dır. Bazı Türk lehçelerinde Kumay, Umay şeklinde kullanılan Hümâ, Farsçada Hümâ ve Hümây, Anadolu Türkçesinde ise Hümâ ya da Humâ biçiminde kullanılır.

    Devlet kuşu, cennet kuşu, talih kuşu adlarıyla bilinen Hümâ'nın özellikleri, yaşadığı yer ve Hümâ ile ilgili inançlar çeşitlilik göstermektedir .Bazı ortak özellikleri dolayısıyla Anka, Simurg, Garuda, Kaknus ve Phoenix gibi diğer efsanevî kuşlarla karıştırılan Hümâ'nın sürekli karlarla örtülü bir ülkede, Çin Cezayiri'nde, Hint Okyanusu adalarında, Kaf Dağı'nda,Hindistan'da, Deşt-i Kıpçak'ta, Bahr-ı Muhitde, Hıta-Hoten bölgesinde yaşadığı yolunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır.

    Hümâ'ya devlet kuşu denilmesi ile hümâyun kelimesinin hükümdar, padişah anlamlarını kazanması Hümâ'nın gölgesi ilgili inançlardan kaynaklanır.Halk inançlarına göre eskiden bir hükümdar ölünce halk bir meydanda toplanır, Hümâ kimin başına konarsa o kişi hükümdar seçilirmiş.Hümâ kuşunun uçarken üzerinden geçtiği ya da gölgesinin düştüğükişinin taç giyeceğine ya da yüksek bir makama ulaşacağına inanılmasının nedeni de budur. Günümüzde kullanılan talih kuşu, devlet kuşu deyimleriyle,insanın başına ya da üstüne kuş pislemesinin hayra yorulması Hümâ'nın zenginlik ve mutluluk getirici olması inancıyla ilgilidir.




    ANKA

    Anka kelimesi İbranice anak kelimesinden türemiştir. Anak, isim olarakgerdanlık, uzun boyunlu dev anlamlarına, fiil olarak ise gerdanlıktakmak, boğmak, boğazı sıkmak anlamlarına gelir, Anka; uzun boyunlu,ismi olup cismi olmayan büyük bir kuştur. Simurg, Zümrüd ü anka adlarıyla da bilinir. Cennet kuşuna benzer yeşil bir kuş olduğu için bu ad verilmiştir.Bu adların dışında Anka, Semender, Devlet Kuşu, Phoenix,Tuğrul, Hümâ adlarıyla da bilinir. Bulunduğu yerdeki kuşları avlayarak batıya doğru uçtuğundan Anka-yı muġrib de denir.

    İslâm tasavvuf ve edebiyatlarında Anka'ya verilen, bazı kaynaklarda "yutucu, yok edici"şeklinde de yorumlanan muğrib "gurub eden, uzaklaşan, gözden kaybolan"sıfatı bu efsanevî kuşun gözle görülmeyişiyle ilgilidir. Çok yüksekten uçtuğu yolundaki inanç da bundan kaynaklanmaktadır. Bu özellikleriyle Anka'nın dünyanın en iri, en yüksekten uçan ve havada en fazla kalabilen(200 gün) kuşu "albatros" arasında bir benzerlik aramak mümkündür.Anka Hint mitolojisindeki Garuda gibi "kuşlar padişahı"dır.

    Bazı efsanelerdede yine onun gibi Kaf dağından başka denizin ortasında ulu bir ağacın tepesinde de oturur.Yüzü insan yüzüne benzer, boynu uzun, tüyleri renk renktir. Kendisindeher hayvandan bir alâmet bulunduğu ya da vücudunda otuz kuşun renk ve alâmeti olduğu, bu nedenle İranlıların Anka'ya Sirenk, Simurg dedikleri söylenir.Kırmızı ve altın renkli, uzun tüylü, güzel sesli ve erkektir. Bir rivayete göre dişidir.Tanrı sonra buna bir erkek yaratmıştır.Musa peygamber zamanında meydana gelen bu kuş, çoğalıp Necid ve Hicaz taraflarına yayılmıştır. Mısır'lıların efsane olarak anlattıklarına göre Anka, kartal büyüklüğünde bir hayvan olup boynunun tüyleri altın gibi sarı ve kuyruğu beyaz ile karışık pembe renkli ve güzel gözlüdür. Gözle görülmeyecek kadar yüksekte uçan ve Kaf dağının tepesinde yatan Anka'-nın ölümü ve doğumuyla ilgili çeşitli rivayetler vardır. İran destanlarında Simurg adıyla anılan Anka, Firdevsî'nin ''Şehnâme''sinde Zâl'i yetiştiren ve oğlu Rüstem'e yardım eden kuş olarak bilinir.Ayrıca İran mitolojisinde Anka, Rüstem'in cerrahı, babası Zâl'in dadısı olarak da anlatılır.




    İslâm mitolojisinde ise, Anka kuşların padişahı olarak anılır. Hz.Musa zamanında yaratılmış, Hicaz'a gitmiş, Hz. Süleyman'ın meclisinde bulunmuştur. Kısas-ı Enbiya'nın Hz. Süleyman'la ilgili bölümünde de"Anka Kuşunun Öyküsü" adlı bir öykü yer almakta olup bu öyküde Anka ile Hz. Süleyman arasında geçen olaylar anlatılmaktadır. Ayrıca rivayetlere göre Anka Hz. Zülkarneyn ile Kaf dağında görüşmüştür. Arapça'da Anka, Farsça'da Simurg adı verilen; Türkçe'de ise, bu iki isimle ya da bu iki ismin birleşmesinden meydana gelen Zümrüd ü anka (Simurg u Anka) adıyla anılan, İslâm tasavvuf ve sanatında da önemli yertutan efsanevî kuş, benzer nitelikteki başka kuşlarla karıştırılmıştır. ÖnAsya efsanelerinde Anka pek çok kaynakta birlikte ele alındığı Batıdakieski Mısır kökenli Phoenix ve İslamî çevrelerdeki Hümâ devlet kuşundan tamamen, Hint mitolojisindeki çift başlı kartaldan ise kısmen farklı özelliklere sahip tasvir edilir. Boynunun çok uzun olduğuna ve boynunda beyaz tüylerden bir halka taşıdığına inanılan Anka ile Anadolu Selçuklu sanatında bazı çift başlı kartal tasvirlerinin boynunda bir halka bulunması nedeniyle bu iki efsanevî kuşun birleştirildiği ve çift başlı kartalın Anka sayıldığı söylenir. Araplar arasında Anka hikâyesi semender ile karıştırılmış,semender de bazen kuş olarak tasvir edilmiştir.

    Çeşitli efsanelere göre Anka, insanlar gibi düşünür ve konuşur. Çokgeniş bilgi ve hünerlere sahiptir, kendisine başvuran hükümdar ve kahramanlara akıl hocalığı yapar. Tüyleriyle sıvazlayıp yaraları iyi eder. Kafdağını aşabilmek ve göğe yükselebilmek için Anka'ya binmek gerekir.Nitekim Zülkarneyn de Anka'yla göğe çıkıp yıldızlara ulaşmıştır. Çeşitli dinsel, büyüsel etkileri olduğuna inanılan Anka ile ilgili inançlar, kaynağını eski Mısır inançlarından almakla birlikte, Çin'den İran mitolojisine ve Müslümanlıktan Hristiyanlığa kadar geniş bir inanç alanına yayılmıştır.Hristiyanlar Phoenix adını verdikleri bu kuş mitinin yorumunu yaparakonu öldükten sonra yeniden dirilmenin simgesi yaparlar. Çinliler ise Anka'yıraks ve müziğin mucidi olarak kabul ederler.O günden beri yeryüzünde görünmez. Bir efsaneye göre beş yüz yıl yaşar. Dünyada her dönemde yalnız bir tane Anka kuşu olduğuna inanılır.Anka'nın ünlü Arap masallarından Bin Bir Gece Masalları'nda dasözü edilmiş, Anka ortaçağ Arap ve Fars bilim kitaplarına da girmiştir.Yüzyıllarca yaşadığına ve hep yüksekten uçtuğuna inanılan Anka, divan şiirinin dışında halk hikâyelerinde, halk edebiyatının çeşitli ürünlerindeve çağdaş edebiyatımızın değişik edebî türlerinde de çeşitli özellikleriyle karşımıza çıkar. Halk hikayelerinde ve masallarda da önemli bir yer tutan Anka, masallarda daha çok Kaf dağı ile birlikte anılır. Masal ve hikâye kahramanlarına yardım eder, onları kimi zaman zor durumlardan kurtarır,kanatlarında çok uzun seyahatlere ya da uzak diyarlara götüren yardımcıkuş rolünü oynar. Bazı masallarda da Anka, Keloğlan'ın koruyucusudur.Tasavvufta da Anka değişik anlamlarda kullanılmış, efsanevî özelliklerinden yararlanılarak bazı tasavvufî görüşlerin anlatılmasında sembol görevi üstlenmiştir.




    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]


    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
    Ki değil miydi ilk emir, İKRA!

  2. #2
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Jun 2015
    Mesajlar
    322

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,035,179
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    5
    Beğenilmiş
    115
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Değerli paylaşımınız için teşekkürler.
    Dünya Osmanlı'nın adaletine muhtaç.

  3. #3
    Üye
    Üyelik Tarihi
    Mar 2017
    Mesajlar
    12

    Seviye: 21 
    Tecrübe: 31,183
    Sonraki Seviye: 38,246

    Beğenmiş
    1
    Beğenilmiş: 2
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Teşekkür ediyorum arkadaşım, ellerine sağlık..

  4. #4
    Üye
    Üyelik Tarihi
    Apr 2016
    Mesajlar
    25

    Seviye: 24 
    Tecrübe: 73,325
    Sonraki Seviye: 79,247

    Beğenmiş
    0
    Beğenilmiş
    1
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Teşekkür ediyorum emeğinize sağlık

  5. #5
    dingilbey
    Guest
    Çok teşekkür ederim.

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 3

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları