Konu: Çizgiromanlarda Teknik Temalar Üzerine

  1. #21
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    Metafizik Felsefe ' Philosophia Metaphysica ' XIV:

    Tümeller Üzerine ' De Universalibus ' I:

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon, Devlet adlı eserindeki diyaloglarda neler diyordu_? ' Politeia, 507b-c, Translitteratio Latina '

    Hangi söylediklerini?

    Birçok güzel şeylerin, birçok iyi şeylerin, birçok daha başka şeylerin varlığını kabul ediyor, dilde de bunları birbirlerinden ayırt ediyoruz.

    Tamam.

    Kendiliğinden güzel, kendiliğinden iyi olan da vardır, diyoruz. Daha başka dediğimiz birçok şeylerden her birinin de değişmez bir tek varlığı, ideası olduğunu kabul ediyoruz.

    Peki.

    Sonra, birçok şeyler görülür, kavranmaz. İdealarsa kavranır, görünmez.

    Evet.



    ;................................................. .................................................. ..........................................

    _ Antik Çağ kökenli ' Orta Çağ Tümeller Tartışması ' quaestio de universalibus ':

    [universalia ante rem; şeyden [tikelden] önce tümeller]&, [universalia in re; şeyde [tikelde] tümeller]#, [universalia post rem; şeyden [tikelden] sonra tümeller]$, tümeller, yüklem olmayanların yüklemidir ' universalia sunt praedicatum de rebus non universalibus ', fakat en üst tümel varlık ' esse est universalissimum ' ya yüklemdir £ ya da yüklem değildir % ' aut predicatum aut non predicatum est ', &c.

    & Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon' un felsefesi ' Philosophia [Prima, Idealistica, Platonis] '.

    # Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in felsefesi ' Philosophia [Prima, Idealistica, Aristotelis] '.

    $ Orta Çağ Skolastik Filozofları ' philosophi scholastici Medii Aevi ' Roscellinus Compendiensis, Guillelmus de Ockham,...

    £ Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' St. Anselmus, ' illuminismus philosophus ' Descartes,...

    % Orta Çağ Filozofu /Mütekaddimûn ' philosophus Medii Aevi /philosophi priores /Muallim-i Sânî ' Fârâbî, ' illuminismus philosophus ' Kant,...


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    & Realismus: Tümeller, tikellerden ve tikellerin tasavvurundan bağımsız olarak, tikellerden öncedir ve tikellerin dışındadır.

    # Conceptualismus ' Realismus Immanens ': Tümeller, nitelik şeklinde tikellerde ve tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.

    $ Nominalismus: Tümeller, enikonu bir takım seslerden ' flatus vocis ' ibarettir, ki tikellerden başka hiçbir şey y o k t u r.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Orta Çağ Avrupa üniversitelerinde, Aristoteles Mantığı ' Logica Aristotelis ' ve erken Kilise Babalarının ' Patres Ecclesiae ' yazılarına dayanan, geleneksel felsefe ve teoloji sistemi ' Scholasticismus ' Filozoflarının tümeller üzerine çıkarımları, filvaki ilgi çekicidir, ee.g.
    _
    Sancti Thomae Aquinatis Opuscula Theologia et Philosophica, Vol. II


    De Universalibus

    Quoniam dicit Aristoteles 1 Poster., scientia est sempiternorum et eorum quae nota sunt, et quae impossibile est aliter se habere, haec autem sunt universalia; ideo utile esse existimo aliquid narrare de eis secundum quod universale est, ut cognita natura ejus secundum quod est, facilius etiam alia universalia secundum quod sunt cognoscantur...

    ... quod est, quia potentia rei et habilitas rei non sunt de essentia termini, sicut potentia animae non est de essentia animae. Unde habilitas essendi in pluribus non est de essentia hominis; quia tunc homo qui est in Socrate, esset habilis ad participationem plurium, quod est impossibile. Et quia unumquodque potest abstrahi ab eo quod non est de essentia ejus, ideo potest intelligi absque hoc quod intelligatur quod sit participabilis a pluribus. Homo enim secundum quod homo, nec est universalis nec particularis: quia si homo secundum quod homo esset universalis, jam non posset esse particularis; et si esset particularis, non esset universalis secundum quod homo: sicut Socrates qui est singularis secundum quod Socrates, non posset esse universalis. Ergo accidit sibi, quod sit singularis vel universalis. Sed debes scire, quod homo non dicitur universalis, nisi quia consideratur universaliter.


    St. Thomas Aquinas' ın Teoloji ve Felsefi İncelemeleri, 2. Cilt*

    Tümeller Üzerine

    Aristoteles'in II. Analitikler'de ' Analytica Posteriora ' söylediği gibi, bilgi, namütenahi ve aşina olunan şeylere aittir ve başka türlü olması imkânsızdır, ancak bunlar evrenseldir; dolayısıyla onlar hakkında bazı şeyleri külliye göre rivayet etmenin faydalı olduğunu düşünüyorum ki, onun mahiyeti ne olduğuna göre bilindiğinde, diğer tümeller de ne olduğuna göre daha kolay bilinebilsin...

    ... çünkü bir şeyin kudreti ve yeteneği, terimin özüne ait olmadığı gibi, nefsin kudreti de nefsin özüne ait değildir. Dolayısıyla çokluk içinde olma yeteneği insanın özüne ait değildir; zira o zaman Sokrates'teki insan birçoklarının katılımına uygun olacaktır ki, bu da imkânsızdır. Ve her şey kendi özünden olmayan bir şeyden soyutlanabildiğinden, birçokları tarafından paylaşılabilir olarak anlaşılmadan da anlaşılabilir. Zira insan olduğu haliyle insan, ne tümel ne de tikeldir: zira insan, insan olduğu haliyle tümel olsaydı, artık tikel olamazdı; ve eğer tikel olsaydı, insan olarak tümel olamazdı: tıpkı Sokrates kadar tekil olan Sokrates'in tümel olamayacağı gibi. Bu nedenle onun tekil ya da tümel olduğu ortaya çıkar. Ancak şunu bilmelisiniz ki, insan tümel olarak kabul edilmediği sürece tümel olarak adlandırılmaz.


    * Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus Scholasticus Medii Aevi, Doctor [Angelicus, Ecclesiae Romanae, Universalis] ' St. Thomas Aquinas' a göre, tümeller, Tanrı ' Ideae idearum ' ideaları olarak tikellerden önce ' ante rem ', tikellerin nitelikleri olarak tikellerde ' in re ', tikellerin tasavvuru ' zihni kavramlar ' olarak da tikellerden sonradır ' post rem '.

    _
    Bonaventure of Bagnoregio, Collationes In Hexameron, Sive Illuminationes Ecclesiae


    Ratio ergo dictat, quod de Deo altissimo est sentiendum altissime et piissime , quod illa essentia est nobilissimo modo. Forma universalis nobilior est particulari, quia est in multis; particularis autem uno modo nobilior universali, quia particularis est in uno non numerata, sed universalis in multis est numerata: ergo essentia divina habere debet, quod nobilitatis est in creatura, ut sit una in multis non numerata . - Sentiendum est etiam piissime, quod illa essentia est origo omnium, creans omnes res, et quod immediate ab ipsa omnes res procedunt. Nisi tu sentias, quod totalitas rerum ab ipsa procedit; non sentis de Deo piissime. Plato commendavit animam suam factori ; sed Petrus commendavit animam suam Creatori.

    St. Bonaventure, Yaratılışın Altı Günü Üzerine Konuşmalar, Veya Kilisenin Aydınlatmaları

    O halde akıl, Yüce Tanrı'nın en derinden ve en dindar şekilde hissedilmesi gerektiğini emreder, zira bu öz en asil şekildedir. Tümel biçim, tikel olandan daha asildir, zira çokluktadır; kaldı ki tikel bir bakıma tümelden de asildir, zira tikel birde addedilmemiştir, ancak tümel çoklukta addedilmiştir: bu nedenle, çoklukta addedilmemiş bir olması için, kul da, asil bir ilahi öze sahip olmalıdır . - Aynı zamanda bu özün her şeyin kökeni olduğu, her şeyi yarattığı ve her şeyin doğrudan ondan kaynaklandığı da son derece dindar bir şekilde hissedilmelidir. Her şeyin bütününün ondan kaynaklandığını hissetmediğiniz sürece; Tanrı konusunda kendinizi pek dindar hissetmezsiniz. Platon ruhunu yaratıcıya emanet etti ; ama Petrus ruhunu Yaradan'a emanet etti.


    ;................................................. .................................................. ..........................................
    _
    Türkiye' de klasik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Necati Öner, Klasik Mantık adlı eserinde ne diyordu_?


    Adcılık (nominalisme): Bu görüşe göre genel fikirler yoktur; ancak işaretler, adlar vardır. Kavramların gerçekliği olmaz. İlkçağda Antisthenes diyordu ki: "bir at görüyorum atlık değil".

    ;................................................. .................................................. ..........................................
    _
    [Geç] Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus [posterior] ' Kilikyalı Simplikios ' Simplicius Ciliciensis ', Aristoteles'in Kategorileri Üzerine Yorum' da ne diyordu_? " In Aristotelis Categorias Commentarium, 208, 28, Translitteratio Latina "

    Antik Filozoflar arasında bazıları, yalnızca niteliksel varlığın ' tikel[ler]in ' var olduğunu tasdik ederek niteliklerin varlığını ' tümel[ler]i ' tamamen inkâr ediyordu; Platon'la bir tartışma sırasında şunu söyleyen Antisthenes'in hâli de böyledir: "Ah, Platon! "Burada atı görüyorum ama atlılığı göremiyorum"; O da şu cevabı verdi: "Çünkü atı görecek [bedenî] gözlerin var ama atlılığı algılayacak [zihnî] gözlerin yok."

    ;................................................. .................................................. ..........................................
    _
    Felsefeci Cemil Sena Ongun, Filozoflar Ansiklopedisi, I' de ne diyordu_?


    İlk defa, (1180'e doğru ölen ve Abelard'ın öğrencilerinden) Jean de Salisbury, 1160'ta yazdığı Metalogicus adlı eserinde, üstadının teziyle kavramcılığı ayırt etmiş ve Abelard'ın "Tümeller, konuların yüklemi (attributs) dirler, bundan ötürü de konulardan önce varolamazlar" düşüncesinde olduğunu söylemiştir.





    Öyleyse, tümeller; ya konularındadır ' conseptualismus ' ya da konularından sonradır ' nominalismus ' değil mi_? Her hâlde. : )

    Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' Petrus Abaelardus, bilaistisna ve de bilhassa tekil önermeler üzerinden Realismus' u eleştirir, meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...}, etc.*

    * [Klasik] Mantık ' Logica Formalia ' & Kategorik Önermeler Üzerine ' De Propositionibus Categoriis ':

    Klasik Mantıkta tekil önermeler, tümel önermeler hükmündedir, i.e., tekil önermeler tümel önermelere irca edilmiştir, lakin bu hâl, bazı karmaşalara yol açar, şöyle ki:

    _ Tekil [olumlu, olumsuz] önermelerin ' propositiones singulares [affirmativae, negativae] ' özneleri, tekil şeyleri, ' birincil tözleri ' gösterir, ki çelişikleri de tekil [olumsuz, olumlu] olmalıdırlar, ki tümel [olumlu, olumsuz] önermelere ' propositiones universales [affirmativae, negativae] ' irca edildiklerinde de değişen bir şey olmaz, ki demek ki çelişikleri de tümel [olumsuz, olumlu] olmalıdırlar. Ne var ki Aristoteles' in Karşıtlık Karesi' ne ' translaticium contrarium quadratum ' göre, çelişikler, ne nicelik ne de nitelikçe aynıdırlar, meselâ, tümel [olumlu, olumsuz] ise, tikel [olumsuz, olumlu] veya tersi ' tikel [olumsuz, olumlu] ise tümel [olumlu, olumsuz] ' olmaları zorunludur, ki çelişki.

    Meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} tümel olumlu önermeler ise, özneler, her hâlde birincil tözü göstermektedirler, ki çelişikleri, tümel olumsuz önermelerdir, tikel olumsuz önermeler değil. Ne var ki Aristoteles' in Karşıtlık Karesi' nden, çelişikler ' [Sokrates, Platon,...] {ölümlü değildir | filozof değildir |...} ' tikel olumsuz önermelerdir ' propositiones particulares negativae ', ki çelişki.

    _ [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} ile Her [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} önermelerinde, konu yüklem ilişkisi de farklıdır ' ilki üye-sınıf ilişkisidir, ki müteaddi, diğeri alt sınıf-sınıf ilişkisidir, ki lâzım, ki çelişki ', ki bu da tekil önermelerin kendine özgü bir nitelik taşıdığını gösterir, &c.

    _ Kategorik önermelerde düz döndürme ' conversio simplex in propositionibus categoriis ':

    Si vera est [propositio analytica] universalis affirmativa, vera etiam est [propositio analytica] universalis affirmativa, seu si {quilibet | omnes} A continet B, etiam {quilibet | omnes} B continet A.

    Analitik tümel olumlu önerme doğruysa, analitik tümel olumlu önerme de doğrudur veya her A, B'yi içeriyorsa, her B'de A'yı içerir.

    _ Kategorik önermelerde sınırlı döndürme ' conversio per accidens in propositionibus categoriis '

    Si vera est [propositio] universalis affirmativa, vera etiam est [propositio] particularis affirmativa, seu si {quilibet | omnes} A continet B, etiam {quidam | quoddam} B continet A.

    Tümel olumlu önerme doğruysa, tikel olumlu önerme de doğrudur veya her A, B'yi içeriyorsa, bazı B'de A'yı içerir.

    Meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} tekil olumlu önermeleri, tümel olumlu önermelere irca edildiklerinde, analitik olsalar da olmasalar da karmaşaya yol açarlar, şöyle ki:

    Düz döndürme: [Ölümlü, Filozof,...] {Sokrates' tir | Platon' dur |...}

    Sınırlı döndürme: Bazı [ölümlüler, filozoflar,...] {Sokrates' tir | Platon' dur |...}

    Ne var ki, Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in felsefesinde ' Aristotelis philosophia ', {Sokrates | Platon |...} ve benzerleri birincil tözlerdir ' substantiae primariae ', ki konu olurlar, yüklem olamazlar ', filhakika ikincil tözler ' substantiae secundariae ' müstesna, ki hem konu hem de yüklem olabilirler, ki tümellerdir. '


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Kategoriler adlı eserinde ne diyordu_? ' Categoriae vel Praedicamenta, [De Substantia], C. V, 2a10 '


    Substantia autem est, quae proprie et principaliter et maxime dicitur, quae neque de subiecto praedicatur neque in subiecto est, ut aliqui homo vel aliqui equus.

    Kelimenin en gerçek, birincil ve en kesin anlamıyla töz, ne bir özneye yüklemlenebilir ne de bir öznede mevcut olandır; örneğin bireysel bir insan veya at.


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Metafizik adlı eserinde ne diyordu_? ' Metaphysica, liber III., C. V, 1001b30 '

    Passiones enim et motus et ad aliquid et dispositiones et orationes nullius videntur substantiam significare; dicuntur enim omnia de subiecto aliquo, et nihil hoc aliquid.

    Çünkü belirlenimler, hareketler, bağıntılar, haller ve oranlar, herhangi bir şeyin tözünü ifade eden şeyler olarak görünmemektedirler. Çünkü onlar belli bir özneye yüklenen şeylerdir ve hiçbiri bireysel bir töz değildir.



    Şu hâlde, Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' Petrus Abaelardus' un "Tümeller, konuların yüklemi (attributs) dirler, bundan ötürü de konulardan önce varolamazlar" önermesi, tekil önermelerin kendine özgü niteliklerinden dolayı doğrulanmaktadır, değil mi_? Değil. Neden_?

    [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} önermelerinde, [Sokrates, Platon,...] konular, {ölümlü | filozof |...} yüklemler, diğeri de yüklemleri konulara bağlayan ektir, ki bağdır. ' Bağ olmaksızın önerme de olmaz, zira elde kavramlardan başka bir şey kalmaz. '

    Bu önermelerin doğruluk değeri ne ise, tersine çevrilen şu önermelerin doğruluk değeri de aynıdır, i.e., bu önermeler {doğru | yanlış} ise şu önermelerin de {doğru | yanlış} olması zorunludur.

    [Ölümlülük, Filozofluk,...] [Sokrates' in, Platon' un,... bir vasfıdır.]

    Ne var ki önceki önermelerde yüklem olanlar {ölümlü | filozof |...} ' ki tümeldirler ', bu defa konu olmaktadırlar. : )

    Felsefe:

    Felsefeci Bertrand Russell' da aynı kanıdadır, zira Batı Felsefesi Tarihi III' te ' A History of Western Philosophy /Historia Philosophia Occidentalis ' ne diyordu_?

    Descartes, Spinoza ve Leibniz felsefesine temel olan töz kavramı, mantıksal olan özne ve yüklem kategorisinden türemiştir.

    Bazı sözcükler hem özne, hem de yüklem olabilir. Söz gelimi «gök mavidir», «mavi bir renktir» diyebilirim. Başka sözcükler (özel adlar bunun en açık örneğidir) asla yüklem olarak görülmezler, sadece özne olurlar ya da bir ilişkinin terimlerinden biri olabilirler. Böyle sözcüklerin tözleri gösterdiği ileri sürülür.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.: != not equal to ' inaequalis '

    _ Conceptualismus ' Realismus Immanens ': Tümeller, nitelik şeklinde tikellerde ve tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.:

    Mantık:

    p[articularia]i,j,k,... : Tikeller

    U[niversalis]: Tümel


    Bu görüşe göre, herhangi bir tümel ' e.c. U ';

    i_ nitelik şeklinde tikellerdedir.

    Herhangi tikellerde nitelik şeklinde U tümeli olsun, meselâ, pi, pj,... tikelleri, U tümelini içersin, ' i.e. Upi, Upj,... ' ki demek ki,

    Upi, pj,... tikellerinde d e ğ i l, pi tikelindedir.

    önermesi doğru, fakat Upi yerine U konulduğunda elde edilen

    U, pj,... tikellerinde d e ğ i l, pi tikelindedir.

    önermesi doğru d e ğ i l d i r.

    Şu hâlde, U != Upi

    Filhakika, Upi yerine herhangi diğeri, meselâ, Upj alınsa da değişen bir şey olmaz, meselâ,

    Upj, pi,... tikellerinde d e ğ i l, pj tikelindedir önermesi doğru, fakat Upj yerine U konulduğunda elde edilen

    U, pi,... tikellerinde d e ğ i l, pj tikelindedir önermesi doğru d e ğ i l, ki demek ki U != Upj

    Ne var ki, tümel, tikellerdeki tekilliktir, çokluktaki tekliktir ' U = Upi = Upj,... ', ki çelişki.

    N.B.: ' Kategorik önermelerdeki ' yüklem N ile, yüklemin gösterdiği N farklıdır, ilki terimdir, ki dildedir, diğeri kavramdır, ki zihindedir.


    m[entes]i,j,k,... : Zihinler

    N[otio]: Kavram

    Bu görüşe göre, herhangi bir kavram, ki tümeldir ' e.g. N ';

    ii_ tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.

    pi,j,... N' dir önermesinde, ' N gibi bir yüklem, tikellere uygulandığında ', yüklem, mi, mj,... zihinlerinde aynı N kavramını göstermesi gerekir, i.e. Nmi, Nmj,... ' ki, demek ki

    Nmi = Nmj,... ' N kavramı, zihinlerde özdeştir. '

    Ne var ki, mi zihnindeki N kavramı ' Nmi ', mj, mk,... zihinlerindeki N kavramı ' Nmj, Nmk... ' ile ' özellikleri özdeş olmadığından ' özdeş o l a m a z, zira mesela, Nmi, mi zihninde, fakat mj, mk,... zihinlerinin dışındadır. Sözün kısası, mi, mj,... özdeş zihinler olmadıklarından ' farklı zihinler olduklarından ' birbirlerinin dışındadırlar, ki herhangi bir zihindeki N kavramının ' e.gr. Nmi ', mi, mj... zihinlerinde de bulunabilmesi, aşikârdır ki, imkânsızdır.

    Nmi != Nmj,... ' N kavramı, zihinlerde özdeş d e ğ i l d i r. ', ki çelişki.

    Felsefe:

    Conseptualismus, genel terimin uygulandığı tikellerin aynı niteliği taşımasını istilzam eder, diğer taraftan da bu aynılık imkânsızdır; aynı bir genel terimin her biri ayrı olarak uygulanışlarında aynı kavramı icap ettirir, başka bir yönden de aynı kavramın farklı zihinlerde olması imkânsızdır; pi,j,k,... tikellerindeki N niteliğiyle, ' tikellerin ayırt edilebilmeleri yahut eksiksiz ve doğru bilgilerinin edinilmeleri ve benzeri nedenlerle ' bir şeyin başka bir şey hakkındaki tasdikinin yahut inkârının edildiği yargı aktı' ndaki ' ex.gr. pi,j,k,... N' dir ' N kavramının özdeşliğini gerektirir, öte yandan N niteliğiyle N kavramının özdeşliği imkânsızdır, &c.

    Realismus' ta, tümeller, tikellerden ve zihinlerden bağımsızdır, ki demek ki bu ve benzeri çelişkilerden de bağımsızdır.*

    * U = Upi = Upj,... & N = Nmi = Nmj,...


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Metafizik ' Metaphysica, liber IV., C. IV, 1006a8-11 ' adlı eserinde ne diyordu_?


    Totaliter quidem enim omnium esse demonstrationem est impossibile; nam in infinitum procederet, ut nec ita foret demonstratio. Si vero quorundam non oportet demonstrationem quaerere, quod volunt magis esse tale principium non habent dicere.

    Çünkü her şeyi kanıtlamak imkânsızdır. Aksi takdirde sonsuza gitmek ' ad infinitum ' gerekir. Dolayısıyla bu durumda da kanıtlama, söz konusu olamaz. Eğer ortada kanıtlamasının aranmaması gereken doğrular varsa, onun bu ilkeden başka hangi ilkeye daha uygun düşeceği bize söylensin!


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Sofistik Çürütmeler Üzerine ' De Sophisticis Elenchis, 166b20-28, Translitteratio Latina ' adlı eserinde ne diyordu_?

    Öyleyse dilin kullanımına dayanan çürütmeler buralardan çıkar. Dilin kullanımına dayananlar dışındaki safsata türleri ise yedi: [i] Biri ilineğe bağlı ' fallacia accidentis ', [ii] ikincisi mutlak anlamda ya da mutlak anlamı yerine belli bir bağlam, yer, zaman ya da ilişki anlamında almayla ' fallacia secundum quid et simpliciter ', [iii] üçüncüsü çürütmeye ilişkin bilgisizlik yüzünden ' ignoratio elenchi ', [iv] dördüncüsü izleyen sonuca bağlı ' fallacia consequentis ', [v] beşincisi başlangıçta <soru konusu olan şeyi kanıtlanmış> kabul etmeyle ' petitio principii ', [vi] altıncısı neden olmayanı nedenmiş gibi ele almayla ' fallacia propter non causam ut causam ', [vii] yedincisi ise pek çok soruyu tek bir soru haline getirmeyle ortaya çıkıyor ' fallacia plurium interrogationum ut unius '.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    _ Nominalismus: Tümeller, enikonu bir takım seslerden ' flatus vocis ' ibarettir, ki tikellerden başka hiçbir şey y o k t u r.

    Felsefeci D. M. Armstrong, Bir Tümeller Teorisi: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 2' de ' A Theory of Universals: Universals & Scientific Realism, Volume II /Una Theoria Universalium: Universales & Realismus Scientificus, Volumen II ' ne diyordu_?


    The argument of Volume I

    It is argued that in the dispute between Nominalism and Realism the onus of proof lies with the Nominalist. For the distinction between token and type is apparently all-pervasive and prima facie incompatible with Nominalism. Five Nominalist strategies for analysing the proposition that an object, a, has a property, F, are distinguished:


    Predicate Nominalism: a has the property, F, if and only if a falls under the predicate 'F'

    Concept Nominalism: a has the property, F, if and only if a falls under the concept F

    Class Nominalism: a has the property, F, if and only if a is a member of the class of Fs

    Mereological Nominalism: a has the property, F, if and only if a is part of the aggregate (heap) of the Fs

    Resemblance Nominalism: a has the property, F, if and only if a suitably resembles the paradigm case(s) of an F


    Nominalizm ile Realizm arasındaki ihtilafta ispat yükümlülüğünün Nominalistte olduğu ileri sürülmektedir. Çünkü örneklem ' token ' ve tip ' type ' arasındaki ayrım görünüşe göre her şeyi kapsar ve ilk bakışta Nominalizm ile bağdaşmaz. Bir nesnenin (a) bir F özelliğine sahip olduğu önermeyi analiz etmek için beş Nominalist strateji ayırt edilir:

    Yüklem Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a 'F' yükleminin kapsamına giriyorsa ' altına düşüyorsa '

    Kavram Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F kavramının kapsamına giriyorsa ' altına düşüyorsa '

    Sınıf Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'ler sınıfının bir üyesiyse

    Mereolojik Nominalizm: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'ler toplamının (yığın) parçasıysa

    Benzerlik Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'nin paradigma durum(lar)ına uygun şekilde benziyorsa





    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Felsefeci D. M. Armstrong, Nominalizm & Realizm: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 1' de ' Nominalism & Realism: Universals & Scientific Realism Volume I /Nominalismus & Realismus: Universales & Realismus Scientificus Volumen I ' ne diyordu_?

    Predicate Nominalism and two infinite regresses

    If, then, in the course of an attempted Nominalist analysis it should happen that covert appeal is made to the notion of property, kind or type, the analysis has failed to achieve its purpose. The failure does not prove the truth of Realism, but it does show that that particular Nominalist analysis has failed in its purpose.

    Şu halde, Nominalist bir analiz girişiminde, nitelik, tür veya tip kavramına gizli başvuruda bulunulmuşsa, analiz amacına ulaşmada muvaffakiyetsiz olmuştur. Muvaffakiyetsizlik Realizmin doğruluğunu kanıtlamaz ancak Nominalist analizin amacına da ulaşamadığını gösterir.


    It appears, then, that the Relation regress holds against all Relational analyses of what it is for an object to have a property or relation. If a's being F is analysed as a's having R to a ø, then Raø is one of the situations of the sort that the theory undertakes to analyse. So it must be a matter of the ordered pair <a, ø> having R' to a new ø-like entity: øR. If R ve R' are different, the same problem arises with R' and so ad infinitum. If R and R' are identical, then the projected analysis of Raø has appealed to R itself, which is circular.

    Eğer a'nın ø oluşu, a'nın ø ile bir R'ye sahip olması (Raø) ise, Raø da teorinin analiz etmesi gereken bir durumdur. O halde, sıralı <a, ø> çiftinin de ø-benzeri, øR bir nesne ile bir R'ye sahip olması gerekir. Eğer R ve R' farklıysalar aynı sorun R' için de ortaya çıkacaktır ki, şu hâlde, ad infinitum. Şayet, R ve R' aynı iseler, Raø'nin analizinde R ye başvurulduğu için de döngüseldir ' petiio principii '.




    Felsefeci D. M. Armstrong' dan kan çıkartan bir hamle! : )

    Bu mantık hataları, viz., ad infinitum ' sonsuza dek [geriye gidiş] ' & petiio principii ' varsayılanı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma, kendi kendisini kanıtlayan önerme,... ', her türden Nominalizmin esaslı hipotezlerini geçersiz kılmaya muktedirdir.

    Tümeller, karmaşık ve enikonu kavranması da zordur. Bundan ötürü özetleyip geçeceğiz.

    Bu önermelerdeki " [kapsamına girmek, altına düşmek], üyesi olmak, benzemek,... " ifadeleri, bir ilişki tipinin ' type ' örneklemleridir ' token ', ki açıklanabilmeleri, ancak ve ancak bir başka ilişki örneklemi ile ilişkilendirilmekle mümkündür, ki bu da art arda yeni tiplerin belirmesine yol açar, ki şu hâlde ad infinitum, yok öyle değilse de bu önermelerin analizlerinin ' ki bu da bir başka karşılıklı koşul önermesidir ' her iki bileşenlerindeki örnekleme ya da benzerlik ilişkisi aynı olduğu için de döngüseldir. ' [Klasik] Mantık' ta, R & R'; ya aynı değildir ya da aynıdır, ki başka bir hâl olamaz. '



    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Mantık & Felsefe:

    Nominalist önermeler, ilişkiseldir ' R ', zira, tikel ve tikelle ilişkiye girdiği varsayılanlar ' yüklem, kavram, küme,... ' bazdır.

    Yüklem & Kavram Nominalizmi:
    _
    ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F yüklemi ya da kavramı kapsamına girmektedir ' altına düşmektedir ', ki soyut tekil terimler olmamalıdırlar.#

    # a F' tir önermesinde, a tekil terim ' konu ', F genel terimdir ' yüklem '. Genel terimlerden sıfat ve fiil işlevindekiler yalnızca yüklem, tür adlarıysa hem yüklem hem de konuda bulunabilirler. Tekil terimlerse ya somuttur ' özel adlar, adıllar, tekil betimlemeler ' ya da değildir ' soyut göndermeler, ad fiiller, tekil adlar '.

    Özetle, bu tip önermelerin konusundaki bir somut olmayan ' soyut ' tekil terimlerin formu en genel hâliyle şu şekillerde olabilir:

    a ' soyut gönderme '

    a-olma ' ad fiil '

    a-lık [a olma durumu] ' tekil ad '

    Mantık, a-olma & a-lık arasında ' dil bilgisi açısından olmasa da olsa da ' bir ayrım gözetmez, meselâ, tümel olma, mekân-zaman dışı olma [dır, demektir,...] & tümellik, mekân-zaman dışılık [tır, demektir,...] önermelerinin doğruluk değeri farksızdır. Öyleyse, ' soyut ' tekil terimlerin formu şudur:

    a ' soyut gönderme '

    a-lık [a olma durumu] ' tekil ad '


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Şu hâlde soyut tekil terimlerin {indirgenmeleri | elenmeleri} zorunludur, lakin böyle bir dönüştürme, oldukça müşküldür.*

    a bir Fi' dir. ' Yüklem; sıfat ise, önüne hiçbir şey yazılmaz, tür adı ise, önüne genellikle -bir- sözcüğü yazılır. '

    önermesinde, a, bir soyut gönderme ya da tekil ad, Fi bir soyut tümel olsun. Yüklem & Kavram Nominalizmi' nde, bu önerme şu önermeye dönüştürülür:

    a olan şeyler Fi olan şeylerdir.

    a & Fi olan " şeyler " tikellerdir ve önceki önerme, diğer önermeyi mantıksal açıdan içersin, bir başka deyişle, ilki doğru ise diğeri de doğru olsun.

    Fakat böyle bir dönüştürmenin gerçekleşebilmesi için, önermelerin muadil olması zorunludur.

    Ne var ki, öyle bir Fj bulunabilir ki, bu defa, diğer önerme doğru iken, önceki önerme doğru o l m a z, ki bu da, diğer önermenin önceki önermeyi mantıksal olarak içermediği demektir, ki bu yüzden de diğer önerme, öncekinin dönüştürmesi sayılamaz.

    * Felsefeci D. M. Armstrong' un, Nominalizm & Realizm: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 1, Renkler Hakkında İki İfade' de ' Two Statements about Colours /de Coloribus Declarationes Duae ', sunduğu misal, kuşkusuzdur ki, albenilidir, şöyle ki:

    a kırmızı[lık] ' red[ness] ', Fi renk ' colour ', Fj {-dilbilim- uzanım | uzam} ' extension ' için indirgenme mümkün değildir. : )


    ;................................................. .................................................. ..........................................
    _
    ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F yüklemi ya da kavramı kapsamına girmektedir ' altına düşmektedir '. Bu, konuların her biri ayrı olarak ' F yüklemi ' örneklemi ile ilişkili olmasına bağlıdır, ki bu da ' F yüklemi ' tipini çıkartır, ki bu tip açıklanmak istenildiğinde de, bu defa ' F yüklemi olma ' tipi çıkar ve ad infinitum.

    N.B.: Nominalizm' in diğer türlerinde, ilk adımda bir küme, paradigma,... bulunduğundan, bu tarz bir ad infinitum ortaya çıkmaz.


    {Sınıf | Küme} & Mereolojik Nominalizmi:
    _
    ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F nitelikteki tikellerden müteşekkil bir {sınıfın | kümenin} {üyesi | elemanı} olarak tanımlandığından, tek elemanlı bir küme için, herhangi bir tekilin ' v.g., ai ' tekil niteliği ' F ' göz önüne alındığında, tekilin o nitelikte olup olmadığı belirsizdir ' bilinemez ', i.a., kümenin başka nitelikteki üyelerinin bulunmasının herhangi bir işlevi yoktur. Hülasa, bir tekilin ' ai ' F nitelikte olma nedeni, o şeyin F nitelikteki tikellerin ' aj,k,... ' kümesinin bir elemanı olması olamaz, bilakis, o tekilin ' ai ', F nitelikte olması nedeniyle, söz konusu kümenin elemanıdır.

    Ayrıca j >= 1 için, küme elemanları, n iken, n+j ya da n-j olursa ' artarsa ya da azalırsa ' kümenin kaplamı değişebilir, ki bu da küme kapsamındaki tikeller değişmektedir demektir.

    Dahası, nitelikler, tikeller tarafından oluşturulan kümeler ile açıklandığından, v.gr., ai Fi' dir & ai Fj' dir önermelerdeki kaplamları aynı, anlamları farklı Fi ve Fj yüklemlerinin her ikisi de aynı kümeyi gösterir ' ai F kümesinin elemanı olur ', ki bu da Fi & Fj nitelikleri ayrımlanamaz demektir.

    Ötesi, hem tümellerin inkâr edilmesi hem de tümel benzeri ' soyut ' bir {sınıfın | kümenin} tasdik edilmesi aşikârdır ki, çelişiktir.
    _
    ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[ların] ' ai,j,k,... ' F nitelikte olması için gerekli bir koşul olmasına rağmen, genel olarak, F' lerin toplamının bir parçası olmasının yeterli olmaması, i.e., yüklem ile bahsedilen toplamlar arasında bir karşılıklığın olmaması bariz dezavantajıdır, kuşkusuzdur ki, F nitelikli bir tikel, F olma durumunu ' F-lik ', F nitelikli topluluğun bir parçası olmasından almaz, tam tersine F nitelikli olduğu için, F nitelikli tikellerin toplamına aittir. Açıkçası, F olma niteliğinin F nitelikli tikellerin toplamı olduğu ve bir tikelin F nitelikli tikellerin toplamının bir parçası olması nedeniyle F nitelikli olduğu iddiası doğru değildir.

    Üstüne üstlük, bu {n değerlikli | n. dereceden} ' n-adic ' ilişkiyle ilişkili şeylerin toplamı göz önüne alındığında, bu toplamın herhangi n parçası aynı ilişkiyle ilişkili olacak şekilde herhangi bir ilişki çok az olabilir.

    Hülasaten, bu hipotez, kütle, şekil ya da benzeri kapsamlı nitelikler nedeniyle müşkülatla karşı karşıyadır, meselâ, kütlesi bir kg olan tikellerin toplamının her bir parçasının kütlesinin bir kg olduğu doğru değildir, zira bu tür parçaların çoğu farklı kütleye sahiptir; kare tikellerin toplamının her parçası kare değildir, çünkü ne her karenin toplamının kendisi karedir ne de bir karenin her parçasının kendisi karedir. Bu yüzden de kare tikellerin, kare tikellerin toplamının parçaları olması nedeniyle kare olduğu iddiası doğru değildir, &c.

    N.B.: ai,j,k,... konu[ları] ya somut tekil terim yahut soyut tekil terim veyahut türdür.


    Benzerlik Nominalizmi:

    ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F benzerlik {sınıfının | kümesinin} {üyesi | elemanı} ya da alt {sınıfı | kümesi} olmalıdır, yüklemler ve somut tekil terim olmayan konuların kapsamı benzerlik kümesidir ' soyut tekil terimler benzerlik kümelerine referansta bulunur ', ki bu benzerlik kümesinin herhangi iki elemanı da birbirine ' ai aj' ye & aj ak' ya,... ' benzer ve bu benzerlik ilişkisi de; yansımalıdır ' ai ai' ye, aj aj' ye,... benzer ', simetriktir ' ai aj' ye benzer ise, aj' de ai' ye benzer ', lakin geçişsizdir ' ai aj' ye, aj ak' ya benzer ise, ai ak' ya benzer değildir. '*

    * ai & aj & ak tikelleri, sırasıyla, Fii, Fij, Fik & Fji, Fjj, Fjk & Fki, Fkj, Fkk niteliklerinde olsun. Eğer ki, Fij = Fji & Fjk = Fkj ise, ai, aj' ye ' Fij veya Fji ' olma bakımından, aj' de ak' ya ' Fjk veya Fkj ' olma bakımından benzer, lakin ai ak' ya hiçbir bakımdan benzemez, ki demek ki benzerlik ilişkisi geçişli olamaz.

    _ Her bir yüklemin gösterdiği benzerlik kümesi belirlenmelidir. Özne konumundaki bir soyut tekil terimin ' F-lik ' benzerlik kümesi, o soyut tekil terimin karşılığı olan sıfatın ' F ' yüklem konumundaki benzerlik kümesiyle özdeştir.

    Fijk: Fi & Fj & Fk, Fij'k': Fi & Fj' & Fk', Fij''k'': Fi & Fj'' & Fk'' paradeigmalar ve Fi algısal bir yüklem olsun. Buradaki kümenin öğeleri, ikişer ikişer benzer olmalıdır, ki öyledir de, fakat tek ortak özellik, Fi niteliğidir, ki Fi-lik' tir ' i.e. Fj != Fj' != Fj'', Fk != Fk' != Fk'' olduğundan başka bir ortak özellik yoktur '. Öyleyse, bu paradeigmalardan oluşan kümenin tüm öğeleri Fi olan fakat diğer açılardan farklı olan tüm tikellerden oluşan bir benzerlik kümesinin alt kümesi olmalıdır.

    Ne var ki paradeigmalar kümesinin alt kümesi olduğu bir tek benzerlik dairesini belirlemek için genel bir yöntem y o k t u r.

    _ Benzerlik kümesinin herhangi iki elemanı ' ai aj' ye & aj ak' ya,... ' birbirine benzerdir.

    _ Benzerlik kümesinin dışındaki her tikel, bu kümenin en az bir öğesine benzer değildir.

    Fakat ne mantıkça ne de felsefi açıdan geçerlidirler ' i.e., her iki koşul da geçersizdir ', şöyle ki:

    Fij: Fi & Fj, Fik: Fi & Fk ve Fjk: Fj & Fk herhangi tikellerin ' ai,j,k... ' nitelikleri olmak üzere, F0, F1, F2 alt kümelerinin birleşimi olan F kümesini ele alırsak, F0, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri ' F0 için Fij: Fi & Fj' den, F1 kiçin Fik: Fi & Fk' dan ve F2 için Fjk: Fj & Fk' dan ' ve F0, F1 alt kümelerinin öğeleri Fi' den, F0, F2 alt kümelerinin öğeleri Fj' den, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri Fk' dan dolayı birbirlerine benzerdirler, ki ilk şart gerçeklenir.

    ' <-> {değil | olmayan}.

    Bu kümenin dışında kalanlar olarak, Fi'j': Fi' & Fj', Fi'k': Fi' & Fk' ve Fj'k': Fj' & Fk' herhangi tikellerin ' a'i',j',k'... ' nitelikleri olmak üzere, F0', F1', F2' alt kümelerinin birleşimi olan F' kümesini ele alırsak, F kümesinin öğeleri F' kümesinin öğeleriyle ve F0, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri F0', F1', F2' alt kümelerinin öğelerine benzer değildir, ki diğer şartta gerçeklenir.

    Ne var ki F kümesinin bir benzerlik kümesi olması için, öğelerinin ikişerli değil, tüm öğelerin bir arada en az bir açıdan birbirine benzemesi, bir başka deyişle, ortak bir özelliği olmalıdır, lakin F kümesinin tüm öğelerinin ortak bir özelliği y o k t u r, şöyle ki:

    F Fi'jk: Fi' & Fj & Fk, Fij'k: Fi & Fj' & Fk & Fijk': Fi & Fj & Fk' herhangi tikellerin ' ai',j',k'... ' nitelikleri olmak üzere, F0, F1, F2 alt kümelerinin birleşimi olan F kümesini ele alırsak, aşikârdır ki, ne Fi ne de Fi' & ne Fj ne de Fj' & ne Fk ne de Fk', F kümesinin tüm öğelerinin ortak özelliğidir ' i.e., ortak özelliği değildir. '

    Şu hâlde, F kümesi bir benzerlik kümesi değildir, ki bu da, [iki şarttan müteşekkil] tanım, benzerlik kümeleri için gereklidir fakat yeterli değildir demektir, ki tanım geçersizdir. ' Her benzerlik kümesi, bir benzerlik dairesidir, fakat her benzerlik dairesi, bir benzerlik kümesi değildir. '


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Realismus & Conceptualismus ' Realismus Immanens ':

    a, F' dir önermesinde, F hiçbir zaman [töz olan] tikel ' ab particulari quod est de substantia ' olamaz.

    a [töz olan] tikel ' ab particulari quod est de substantia ', F; ya [töz olmayan] tikel ' ab particulari quod non est de substantia ' özelliktir ya da [töz olan veya olmayan] tümel ' ab universali quod [non] est de substantia ' özelliktir ' ki, cins veya türdür. ' Meselâ,

    Sokrates ' [töz olan] tikel ', beyazdır.

    Ne var ki, a, her zaman [töz olan] tikel olmak zorunda değildir, bir başka deyişle, [töz olmayan] tikel ya da [töz olan veya olmayan] tümelde olabilir, ee.g.

    Beyaz ' [töz olmayan] tikel ', bir renktir.

    İnsan ' [töz olan] tümel ', fânidir.

    Filozofluk ' [töz olmayan] tümel ', bir vasıftır.

    Sözün kısası, bir şey, ya nesnedir ' [töz olan] tikel ', veya tikel özelliktir ' [töz olmayan] tikel ', veyahut nesne türüdür ' [töz olan] tümel ', ya da özellik türüdür ' [töz olmayan] tümel. '


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Çizgiromanların Doğası Üzerine ' De Librorum Nubeculatorum Natura ' I:


    Peki a, bir şey " i.e., aşağıdaki bu resim, ki [töz olan] tikel " olduğuna göre, F nedir_?

    E! birli-yüklem olan bir varlık değişmezi ise, (x) E!x ' her şey vardır ' ve -]x E!x ' bazı şeyler vardır ' önermeleri üzerinden, a " bu resim " ise, E!a ' bu resim vardır ya da tikel niceleyici ve özdeşlik değişmezi olarak -]x (x = a) ' {bazı x' ler için | öyle bir x nesnesi vardır ki} x bu resim' dir. '

    a, a' dır yahut F, F' dir, i.e., bu resim, bu resimdir ' ki önerme analitiktir '.

    Ergo, F, ya varlık yüklemidir ya da a ile özdeştir. Bir başka deyişle_? F, ne [nelik olarak] Tommiks ne Nevada Ranceri ne Ceylan [yayınları] ne de Çizgiroman olma [durumudur], ki hiçbir bilgi sunmaz, ki demek ki hiçbir şeydir.

    Demek oluyor ki, " bu resim " üzerinden " a [şeyi], F [türünden]' dir " ya da " a [şeyi], F-lik' tir [özelliğini taşımaktadır] " yalın önermeleri elde edilemez.

    N.B.: Nominalismus' a göre de böyledir, zira her ne kadar tikel olduğu varsayılsa da, bir F yine bulunamaz.

    Hülasa, " bu resim ", bir [çizgiroman] kapak resmi değildir, dahası hiçbir şey tanıtlamaz.






    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  2. #22
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    Metafizik Felsefe ' Philosophia Metaphysica ' XV:

    Tümeller Üzerine ' De Universalibus ' II:

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon, Cratylus adlı eserindeki diyaloglarda ne diyordu_? ' Kratylos, 440a-b-c-d, Translitteratio Latina '

    Kratylos! Eğer ki her şey değişiyor ve hiçbir şey sabit kalmıyorsa, hiçbir bilginin var olduğunu da söyleyemeyiz; çünkü bilginin kendisi değişmiyor ve bilgi olmaktan çıkmıyorsa, o zaman bilgi kalır ve bilgi olur; ne var ki bilginin özü değişirse, başka bir bilgi özüne dönüştüğü anda bilgi olmaz; ve eğer ki sürekli değişiyorsa her zaman bilgi olmaz ve bu akıl yürütmeye göre ne bilen [birey] ne de bilinen [bir şey] olacaktır. Fakat eğer her zaman bilen ve bilinen varsa -eğer güzel, iyi ve diğer tüm hakikatler varsa- hâlihazırda bahsettiğim bu koşullar ile akış veya hareket arasında nasıl bir benzerlik olduğunu göremiyorum. Şimdi bunun eşyanın doğası olup olmadığı ya da Herakleitos ve diğer birçoklarının öğretisinin doğrulayıp doğrulamadığı başka bir sorudur;* ancak sağduyulu hiçbir insanın, kendini ve ruhunu isimlerin kontrolüne bırakması ve isim verenlere güvenerek onun bilgi sahibi olduğuna inanması, bunun karşılığında nesnelerde önemli bir şey olduğuna inanmaması, nesnelerde olduğu gibi her şeyin sürekli akış halinde olmadığına, durumun âdeta kireçle kaplanmış gibi olduğuna inanması yerinde olmaz.


    * Presokratik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus praesocraticus ' Herakleitos' a göre, aynı ırmağa iki kez gireriz ve girmeyiz; çünkü ırmağın adı aynı kalır, fakat su akıp gitmiştir " In idem flumen bis descendimus et non descendimus, manet enim idem fluminis nomen, aqua transmissa est ", zira, her şey akar " omnia fluunt "


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    M. Bruce & S. Barbone, Just the Arguments: 100 of the Most Important Arguments in Western Philosophy ' Batı Felsefesindeki 100 Temel Mesele ':

    P1. Bilgi olanaklıdır.
    P2. Bilgi belli bir nesnenin bilgisidir. Yani eğer (varsayılan) bir bilgi parçası bir nesneye sahip değilse, o zaman (varsayılan) bilgi parçası mevcut değildir.
    P3. Bütün bilgi (sanıdan farklı olarak) sabittir. Yani bütün bilgi parçaları sabittir: Değişmezler, belli bir anda şöyle, başka bir anda böyle olmazlar.
    P4. Eğer bilgi nesnesi değişirse (örneğin, bildiğim bir şey olarak güzellik, güzellikten başka bir şey olabilir), o zaman o nesnenin bilgisi kalıcı olmayacaktır (güzellik bilgim kalıcı olmayacaktır).
    P5. Heraklitos'un söylediği gibi bu dünyadaki her şey sürekli bir akış içindedir. Yani bu dünyadaki her şey, her yönden sürekli olarak değişir ya da bu dünyadaki her şey kalıcı değildir.
    P6. Bazı bilgi nesneleri bu dünyadaki şeyler arasında vardır (reductio için varsayım).

    C1. Bazı bilgi nesneleri değişir; bunlar kalıcı değildir (tasım, P5, P6).
    C2. Bazı bilgi parçaları kalıcı değildir (modus ponens, P4, C1).
    C3. Bütün bilgi (sanıdan farklı olarak) kalıcıdır ve bazı bilgi parçaları kalıcı değildir (birleştirme, P3, C2).
    C4. Bu dünyadaki şeyler arasında bazı bilgi nesneleri yoktur (reductio, P6-C3).

    P7. Eğer bu dünyada ve başka bir dünyada bilgi nesneleri yoksa, o zaman bilgi nesneleri yoktur.
    P8. Bilgi nesneleri başka dünyada da yoktur (dolaylı kanıt için varsayım).

    C5. Bu dünyada bilgi nesneleri yoktur ve bilgi nesneleri başka dünyada da yoktur (birleştirme, C4, P8).
    C6. Bilgi nesneleri yoktur (modus ponens, P7, C5).
    C7. Bilgi olanaksızdır (modus ponens, P2, C6).
    C8. Bilgi olanaklıdır ve bilgi olanaksızdır (birleştirme, P1, C7).
    C9. "Biçimler" denilen bilgi nesneleri başka bir dünyada mevcuttur (reductio, P6-C8).





    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.: [Flavor Anglice] Argument' in ' Argüman ' olarak değil de " Mesele " olarak çevrilmesi de cidden enteresandır. Her neyse.

    [Klasik] Mantık ' nedendir bilinmez ', karmaşık ve kavranılması müşkül görünür ve bu yüzden de [kimilerini] dehşete düşürür, lakin herhangi biri tarafından anlaşılamaması imkânsızdır, zira düşüncenin yasalarıdır. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı, bu defa, hem bu argümanı hem de bir yasayı ' Leibniz teoremi ' detaylıca açıklayacağız, ki bir görelim bakalım, öyle mi değil mi_?

    [Felsefi olarak] bu argümanın kavranması için, bilinmesi gereken yalnızca şudur:

    _ [Metafiziksel] öz ' essentia [metaphysicalis] ':

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon' da [metafiziksel] öz[ler], i.e., "biçimler" [aşkın] tümellerdir ' universales [transcendentales] '.

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' te [metafiziksel] öz[ler] " bir şey[ler]i o şey[ler] yapan şey[ler] ", i.e., [içkin] tümellerdir ' universales [immanentes] '.

    Mantık bakımından bilinmesi gerekenler, aşikârdır ki, daha fazladır.

    P1,..., P5: Politeia, 507b-c & Cratylus, 440a-b-c-d pasajlarından mülhemdir, bir başka deyişle, bu pasajlardaki açıklamaların, [Klasik] Mantık formunda ifade edilmesidir.


    P6. Bazı bilgi nesneleri bu dünyadaki şeyler arasında vardır (reductio için varsayım).

    Reductio ad absurdum, [doğru olduğu varsayılan] bir önermenin absürt [yanlış] sonuçlara yol açtığı gösterilerek çürütülmesidir.

    [Klasik] Mantık' ta, öncüller doğru, sonuç yanlış ise çıkarım geçersizdir, aksi hâllerde geçerlidir. Ne var ki, bu formel bir şarttır, meselâ, öncüller ve sonuç yanlış ise de çıkarım geçersiz olmaz. Şu hâlde, sonucun doğruluğunun ispatı hem öncüllerin doğru olmasını, hem de öncüllerin sonucu zorunlu kılmasını gerektirir.

    Hülasa, öncüllerden biri bile yanlış ise, sonucun doğru olduğu ispatlanamaz.

    P, öncül, F[alse] sonuç, Q /\ ~Q çelişki ise, reductio ad absurdum' un Sembolik Mantık' taki ifadesi şudur:

    P -> (Q /\ ~Q) = P -> F[alse], ergo (P -> F[alse]) -> ~P


    [Tasım, Kıyas,...] ' Syllogismus ':

    P5 ; büyük öncül ' propositio maior ', ki tümeldir.
    P6 ; küçük öncül ' adsumptio ', ki tikeldir.
    _______________________________________________

    C1 ; hüküm ' conclusio ', ki tikeldir, tümel olamaz.*

    * Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in halefleri Antik Yunan Filozofları ' philosophi Graeci antiqui ' Theophrastus & Eudemos' a göre, [Modal] Mantık' taki Peiorem Kuralı ' Peiorem Regulam in Logica [Modali] ' ne idi_?

    Sonuç, daima daha zayıf öncülü izler. " Peiorem semper sequitur conclusio partem. "

    Bu kurala göre, [nicelik, nitelik, kiplik] açısından [tikel tümelden, olumsuz olumludan, mümkün yalından & yalın zorunluluktan] daha zayıftır, i.e., bir kıyasta, [tikel & tümel veya olumsuz & olumlu veya mümkün & yalın veya yalın & zorunlu] öncüllerden [tümel veya olumlu veya yalın veya zorunlu] sonuç çıkmaz.

    Tikel önermelerden de hüküm çıkmaz, i.e., öncüllerden herhangi birinin tümel önerme olması zorunludur.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.: Hüküm için her zaman kıyasa da gerek yoktur, şöyle ki:

    P5 " her şey, her yönden sürekli olarak değişir ya da bu dünyadaki her şey kalıcı değil " ve P6 " bazı bilgi nesneleri bu dünyadaki şeyler arasındadır " önermelerinden, C1 " bazı bilgi nesneleri değişir; bunlar kalıcı değildir " hükmünün elde edileceği aşikârdır.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Modus Ponens:

    P4: (x) (P -> Q) ; büyük öncül ' propositio maior ', ki tümeldir.

    C1: -]x P ; küçük öncül ' adsumptio ', ki tikeldir.
    _______________________________________________

    C2: -]x Q ; hüküm ' conclusio ', ki tikeldir, tümel olamaz.*


    Birleştirme ' coniunctio logica ', ki bir totolojidir ' P -> P, tautologia ':

    P3 ; büyük öncül ' propositio maior '
    C2 ; küçük öncül ' adsumptio '
    _______________________________________________

    C3; ' (P3 /\ C2) ' ; hüküm ' conclusio '


    Hani zurnanın zırt dediği yer derler ya, hah, işte tam da burasıdır.

    P6. Bazı bilgi nesneleri bu dünyadaki şeyler arasında vardır (reductio için varsayım).

    C3. Bütün bilgi (sanıdan farklı olarak) kalıcıdır ve bazı bilgi parçaları kalıcı değildir (birleştirme, P3, C2).

    C4. Bu dünyadaki şeyler arasında bazı bilgi nesneleri yoktur (reductio, P6-C3).


    P, öncül, F[alse] sonuç, Q /\ ~Q çelişki ise, reductio ad absurdum' un Sembolik Mantık' taki ifadesi ne idi_?

    P -> (Q /\ ~Q) = P -> F[alse], ergo (P -> F[alse]) -> ~P

    P ' i.e. P6 ' -> (Q /\ ~Q) ' i.e. C3 ' = (P6 -> (F[alse]) -> ~P ' i.e. C4 '


    Peki C3 neden çelişki ' i.e. F[alse] '_?

    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in Karşıtlık Karesi' nden ' translaticium contrarium quadratum ':

    A: SaP ' Her S, P' dir, E: SeP ' Hiçbir S P değildir ', I: SiP ' Bazı S' ler P' dir ', O: SoP ' Bazı S' ler P değildir '

    Çelişki ' contradictoriae ':

    A <-> ~O, E <-> ~I

    Çelişiklerden biri doğru ise diğeri yanlıştır, et vice versa.

    C3: Bütün bilgi kalıcıdır ' A: SaP ' ve bazı bilgi parçaları kalıcı değildir ' O: SoP '

    C3: A /\ O = A /\ ~A = O /\ ~O, ki F[alse], ki çelişki.


    P7,..., C9 aşamalarında farklı mantık çıkarım kuralı yoktur, ki devam etmek gereksizdir, lakin şunu da belirtmeden geçmeyeceğiz.

    C8. Bilgi olanaklıdır ve bilgi olanaksızdır (birleştirme, P1, C7).

    C8, a F' dir ve a F değildir ' Q /\ ~Q ' önermesidir, ki bileşenleri tekil olumlu ve tekil olumsuz önermelerden müteşekildir, ki çelişiktir.

    Sonuç olarak denilebilir ki, bu ve benzeri argümanlarda karmaşık ve kavranılması müşkül hiçbir şey y o k t u r.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    (P -> Q) /\ (R -> S) |= (P /\ R) <-> (Q /\ S) (Leibniz Teoremi)

    Türkiye' de sembolik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Teo Grünberg, Sembolik Mantık C1' de, Leibniz teoremindeki hükmün [asli] mantıksal değişmezi koşullu ' -> ' değil, karşılıklı koşullu ' <-> ' olarak sunmaktadır, ki olamaz, ki demek ki bir dizgi hatasıdır. Neden_?

    Bir çıkarımda ' teoremde ', öncüller doğru iken sonuç ' hüküm ' yanlış olamaz. ' Aksi hâlde çıkarım geçersizdir '.

    Sembolik Mantık' taki teoremler mantıksal totolojidir ' tautologia logica ', i.e., zorunlu doğrudur. ' Aksi bir hâl, i.e., mantıksal çelişki olamaz '.

    [Flavor] İspat_i:

    (P -> Q) /\ (R -> S) |= (P /\ R) <-> (Q /\ S)

    Bu önermenin P, Q, R, S bileşenleri dört olduğuna göre, on altı farklı doğruluk değeri vardır, lakin üçünde ' ki bir tane bile olsa farketmez ' öncüller doğru iken sonuç ' hüküm ' yanlıştır, ki çıkarım ' teorem ' geçersizdir, ki şunlardır:

    [(T -> T) /\ (F -> T)] |= [(T /\ F) <-> (T /\ T)] = T |= (F <-> T) = T[rue] |= F[alse]

    [(F -> T) /\ (T -> T)] |= [(F /\ T) <-> (T /\ T)] = T |= (F <-> T) = T[rue] |= F[alse]

    [(F -> T) /\ (F -> T)] |= [(F /\ F) <-> (T /\ T)] = T |= (F <-> T) = T[rue] |= F[alse]



    [Flavor] İspat_j:

    [(P -> Q) /\ (R -> S)] |= [(P /\ R) <-> (Q /\ S)]

    != ' not equal to ' & R = P ise,

    [(P -> Q) /\ (P -> S)] |= [P <-> (Q /\ S)]


    [(P -> Q) /\ (P -> S)] |= [P -> (Q /\ S)] ' T[rue], i.e. Tautologia Logica: Composition '

    [P <-> (Q /\ S)] != [P -> (Q /\ S)] ' F[alse], i.e. Contradictoria '

    Ergo, hükmün [asli] mantıksal değişmezi, karşılıklı koşullu ' <-> ' o l a m a z.

    Aristoteles kıyasının ' Aristotelis syllogismus ', (x) tümel & -]x tikel niceleyiciler olmaksızın, [bir nevi] özel biçimi, Leibniz teoremi' dir. Meselâ, M orta terim olmak üzere, (P = S = M) için I. Şekil, (Q = S = M) için II. Şekil, (P = R = M) III. Şekil, (Q = R = M) için IV. Şekil.*

    * Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, IV. Şekilden bahsetmez
    .

    ;................................................. .................................................. ..........................................

    İspat:

    Öncüllerden ' (P -> Q), (R -> S) ' hükmü ' (P /\ R) -> (Q /\ S) ' direkt bulmak zordur. Bu yüzden Antik Yunanistan' da dahi bilinen şu formu ele alalım ' Constructive Dilemma '

    (P -> Q) /\ (R -> S)

    P V R
    __________________

    Q V S



    İspat_ji:

    ~P V Q ; Simplification, Material Implication: (P -> Q) <-> (~P V Q)

    ~R V S ; Simplification, Material Implication: (R -> S) <-> (~R V S)

    P V R

    ...............................

    R V Q ; Resulation: [(P V R) /\ (~P V Q)] |= (R V Q)

    ~R V S
    __________________

    Q V S ; Resulation: [(R V Q) /\ (~R V S)] |= (Q V S)


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    İspat_jj:

    P -> Q ; Simplification

    R -> S ; Simplification

    ~P -> R ; Material Implication: (P V R) <-> (~P -> R)

    ...............................

    ~R -> P ; Transposition: (~P -> R) <-> (~R -> P)

    P -> Q

    R -> S

    ...............................

    ~R -> Q ; Hypotetical Syllogism: [(~R -> P) /\ (P -> Q)] |= (~R -> Q)

    R -> S

    ...............................

    ~Q -> R ; Transposition: (~R -> Q) <-> (~Q -> R)

    R -> S

    ...............................

    ~Q -> S ; Hypotetical Syllogism: [(~Q -> R) /\ (R -> S)] |= (~Q -> S)

    __________________

    Q V S ; Material Implication: (~Q -> S) <-> (Q V S)


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    jj, ji' den daha uzundur, lakin en kısa olanı efdaldir.

    [(P -> Q) /\ (R -> S) /\ (P V R)] |= (Q V S)


    İspat_ni:

    Pn = (P -> Q) /\ (R -> S)

    Qn = P V R

    Rn = Q V S


    Constructive Dilemma' da aşağıdaki forma dönüşür ve çözümlenir.

    (Pn /\ Qn) -> Rn

    ~(~Pn V ~Qn) -> Rn ; Double Negation: (Pn /\ Qn) <-> ~(~Pn V ~Qn)

    (~Pn V ~Qn) V Rn ; Material Implication: [~(~Pn V ~Qn) -> Rn] <-> [(~Pn V ~Qn) V Rn]

    ~Pn V (~Qn V Rn) ; Association: [(~Pn V ~Qn) V Rn] <-> [~Pn V (~Qn V Rn)]

    ~Pn V (Qn -> Rn) ; Material Implication: (~Qn V Rn) <-> (Qn -> Rn)

    Pn -> (Qn -> Rn) ; Material Implication: [~Pn V (Qn -> Rn)] <-> [Pn -> (Qn -> Rn)]


    [(P -> Q) /\ (R -> S)] |= [(P V R) -> (Q V S)]

    Bu çıkarım üzerinde birkaç mantıksal işlemden sonra eşdeğer formu elde edilir, ki Q.E.D.

    [(Pf -> Qf) /\ (Rf -> Sf)] |= [(Pf V Rf) -> (Qf V Sf)]


    [(Pf -> Qf) /\ (Rf -> Sf)] |= [~(~Pf /\ ~Rf) -> ~(~Qf /\ ~Sf)] ; Double Negation

    [(~Qf -> ~Pf) /\ (~Sf -> ~Rf)] |= [(~Qf /\ ~Sf) -> (~Pf /\ ~Rf)] ; Transposition

    ~Qf = P, ~Pf = Q, ~Sf = R, ~Rf = S ise


    [(P -> Q) /\ (R -> S)] |= [(P /\ R) -> (Q /\ S)]


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Türkiye' de sembolik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Teo Grünberg ve Dr. Adnan Onart, Mantık Terimleri Sözlüğü' nde ne diyorlardı_?

    a = b |= Fa <-> Fb (Leibniz'in özdeşliğin ayırdedilmezliği ilkesi)

    ayırt edilemezlerin özdeşliği [İng. identity of indiscernables] [Fr. identité des indiscernables] : Bütün özellikleri aynı olan nesnelerin özdeş olduğunu dile getiren ilke: (x) (x,a nın özelliğidir <-> x,b nin özelliğidir) -> (a=b).


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Metafizik adlı eserinde ne diyordu_? ' Metaphysica, liber IV., C. III, 1005b19-34 & C. VI, 1011b13-18 '

    Quid vero sit illud, post haec dicamus. Idem enim simul inesse et non inesse eidem et secundum idem est impossibile; et quaecumquae alia determinaremus utique, sint determinata ad logicas difficultates. Hoc autem omnium firmissimum est principiorum; habet enim dictam determinationem. Impossibile namque quemcumque idem existimare esse et non esse, quemadmodum quidam putant dicere Eraclitum. Non enim est necesse, quae aliquis dicit, haec et existimare. Si vero non contingit simul inesse eidem contraria (addeterminata sint autem nobis et huic propositioni consueta), contraria vero est opinio opinioni quae contradictionis, palam quod impossibile simul existimare eundem esse et non esse idem; simul enim habebit contrarias opiniones qui de hoc est mentitus. Quapropter omnes demonstrantes in hanc reducunt ultimam opinionem; natura namque principium et aliarum dignitatum hoc omnium.

    Quod quidem igitur firmissima opinio omnium non esse simul veras oppositas dictiones, et quid accidit ita dicentibus, et quare ita dicunt, tot sint dicta. Quoniam autem impossibile est contradictionem esse simul veram de eodem, palam quia nec contraria simul inesse eidem contingit.

    Bu ilke şudur: Aynı niteliğin, aynı zamanda, aynı özneye, aynı bakımdan hem ait olması, hem de olmaması imkânsızdır. Buna diyalektik türden itirazları önlemek üzere bütün diğer belirlemeleri de eklememiz gerekir. İşte bu ilke, bütün ilkeler içinde en kesin olanıdır. Çünkü o yukarda verdiğimiz tanıma uymaktadır. Gerçekten de bazılarının Herakleitos'un ileri sürdüğüne inandıkları gibi, bir aynı şeyin hem var olduğu, hem de olmadığını düşünmek mümkün değildir (zira bir insanın söylediği her şeye inanması zorunlu değildir).* Eğer karşıt niceliklerin aynı zamanda aynı özneye ait olmaları imkânsızsa (bu öncüle de alışılagelen bütün belirlemeleri eklememiz gerekir) ve yine eğer bir başka düşüncenin çelişiği olan düşünce, bu düşüncenin karşıtı ise, aynı zihnin, aynı zamanda, aynı şeyin, hem var olduğu, hem de olmadığını düşünmesi kesin olarak imkânsızdır. Çünkü eğer bu noktada yanılıyorsak, aynı anda birbirine karşıt olan düşüncelerimizin olması gerekir. İşte bundan dolayı her kanıtlama sonunda nihai bir doğru olarak bu ilkeye indirgenir. Çünkü bu ilke, doğası gereği bütün diğer aksiyomların da hareket noktasıdır.

    Bütün inançlar içinde en sağlamının çelişik önermelerin aynı zamanda doğru olmadıkları inancı olduğunu ortaya koymak ve buna karşı olan görüşün sonuç ve nedenlerini göstermek üzere kâfi derecede şeyler söyledik. Şimdi aynı özneye aynı zamanda çelişik şeyleri yüklemek imkânsız olduğuna göre, karşıtların da aynı özneye aynı zamanda ait olmalarının imkânsız olduğu açıktır.#


    * Kastedilen olasılıkla Presokratik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus praesocraticus ' Herakleitos' un karşıtların birliği ve mücadelesi yasası' dır. ' Lex unitatis et certamen oppositorum '

    # Bu önermeden çelişik ile karşıtın mantıkça muadil ya da identik olduğu çıkmaz, ki değildir de.


    Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus Scholasticus Medii Aevi ' Guillelmus de Ockham, Peter Lombardi' nin Dört Cümle Kitabı' ndaki Sorular ve Hükümler, Yüz Teolojik Söz' de ' Quaestiones et Decisiones in Quattuor Libros Sententiarum Petri Lombardi, cum {Centilogio Theologico | Centiloquium Theologicum} ' ne diyordu_?


    Ideo dico quantum ad istum articulum quod praeter virtutes morales natas acquiri ex actibus nostris, non sunt aliquae aliae ponendae: sed istud non potest evidenter probari vel improbari: sed quia pluralitas non est ponenda sine necessitate: nec apparet aliqua necessitas nec per rationem nec per experientiam nec per auctoritatem quia omnes auctoritates tales.

    Dolayısıyla bu yazıyla ilgili olarak, eylemlerimizden doğan ahlaki erdemlerin dışında öne sürülecek başka erdemlerin olmadığını söylüyorum. Ancak bu açıkça kanıtlanamaz veya çürütülemez; çünkü, çokluk, zorunluluk olmadıkça ortaya konulamaz ve herhangi bir zorunluluk da ortaya çıkmaz; ne akılla, ne tecrübeyle, ne de otoriteyle, zira tüm otoriteler bu türdendir.


    Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus Scholasticus Medii Aevi ' Guillelmus de Ockham, Ockham' ın Usturası ' Novacula Occami ' ya da Basitlik Yasası ' Lex Parsimoniae ' olarak bilinen buradaki bir önermeyi, çeşitli türevleriyle birlikte, eserin muhtelif pasajlarında da sıklıkla kullanır, ki şudur:

    Pluralitas non est ponenda sine necessitate. ' Çokluk, zorunluluk olmadıkça ortaya konulamaz. '





    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Çizgiromanların Doğası Üzerine ' De Librorum Nubeculatorum Natura ' II:





    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in [çelişmezlik] ilkesi ' principium [noncontradictionis] ' ne idi_?

    Aynı niteliğin ' Cilt & Lira ', aynı zamanda, aynı özneye ' Tommiks ', aynı bakımdan hem ait olması, hem de olmaması imkânsızdır, ki kuşkusuzdur ki, çelişki.

    Neden_? Zira, ilkinde Cilt & Lira y o k, diğerinde v a r.

    Hangisi diğerinden mülhemdir_? Her hâlükârda soldaki sağdakinden mülhemdir. Şu hâlde, Novacula Occami' de her zaman geçerli d e ğ i l.

    Aşikârdır ki, Orijinal-lik haleldar olmuştur.


    Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon' un İdealar doktrini ' Platonis doctrinaque [formarum, idearum] ':

    [Felsefi olarak] idealar ' tümeller '; tikellerdeki tekilliktir, i.e., çokluktaki tekliktir ' singularitas in particularibus ' ve tikellerin özleridir ' universalium sit substantia alicuius rei; universalia sunt essentiae ipsorum particularium ', ki bundan da bir karşıtının olmayacağı sonucu çıkar ' ex quo sequeretur quod universalia oppositum non haberent ', fakat çelişiği vardır, ki tikellerdir ' universalium contradictio sunt particulares '.

    [Mantıkça] a F' dir önermesi doğru olduğunda, a teriminin belirttiği şey; F tür adı ise, F teriminin belirttiği F türüne aittir, F sıfat ise, F-lik niteliğindedir ve a, F-lik ideasından ' tümelinden ' pay alır.

    F-lik ideasından pay alma, ya a' nın F-lik' in tümünü alması, yahut a' nın F-lik' in tümünü değil de bir parçasını alması veyahut a' nın F-lik' e benzemesi ' i.e. F-lik bir paradeigma ise, a kopyası ' demektir.

    Zihnin tikelden tikele hareketi, i.e. Tikellik için ' particularitati ' F-lik ile Orijinal-lik ' originalitate ' Analojiktir ' analogicus '.

    Ergo, ilki ' Cilt & Lira olmayan ', Orijinal-likten pay almaktadır.

    Hülasa, " bu resim ", bir [çizgiroman] kapak resmi değildir, dahası hiçbir şey tanıtlamaz.






    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  3. #23
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    UNDOCUMENTED DOS I:

    Atlantis SA:42 Santa Claus 9000' de Roy Konrad ne diyordu_?


    Virüs programı, üssün bilgisayarlarına da geçireceğim... Standart model olmadıkları için özel bir virüs kullanacağım...

    Ekrandaki görüntü, bir Hex Editor programıdır. Öncelikle Hex Editor olarak da kullanılabilecek eski bir programdan bahsedilmelidir.

    Eren Erener, X86 Assembly Programlamaya Giriş' te ne diyordu_?


    Debug programı Microsoft'un tüm işletim sistemlerinde bulunan, hafıza ve CPU'nun içindekileri görmemizi, düzenlememizi sağlayan bir programdır. Çok ilkel bir program olmasına rağmen beynimizin derinliklerine PC'nin yapısını kazıyacak olan ve bir assembly programcısının bilgisayara ne şekilde bakması gerektiği konusunda yardımcı olacak yegane programlardandır. En fazla 2 makale sonra Debug programını kullanmayı bırakıp daha jan-jan lı debuger programları kullanacağız, şimdilik böyle idare edelim.

    MS-DEBUG ' Micro$oft-DEBUG ', jan-jan lı debugger programlarından [neredeyse] farksızdır, ki tek eksikliği de şudur:

    *.HEX & *.EXE dosyalarını [diske] kaydedemez.

    Bu ve benzeri soyut açıklamalardan bir şey anlaşılabilmesi müşküldür. Apaçık bir şekilde olsun öyleyse, değil mi_?

    N.B.: MS-DEBUG' taki alfanümerik dizeler, onluk ' decimal ' değil, on altılık ' hexadecimal ' sisteme aittir.


    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>COPY CON FILEXE.ASM /A
    _TEXT   SEGMENT WORD PUBLIC 'CODE'
    ASSUME  CS: _TEXT
    
    MAIN    PROC    FAR
    
    START:
    
    DB      1Eh, 0B8h, 00, 00, 50h, 0BAh, 5Ch, 00, 0B4h, 16h, 0CDh, 21h, 0CBh
    
    MAIN    ENDP
    
    _TEXT   ENDS
    END     START
    ^Z
            1 dosya kopyalandı.
    
    C:\>ASM.EXE FILEXE.ASM;
    The IBM Personal Computer Assembler
    Version 1.00 (C)Copyright IBM Corp 1981
    
    
    Warning Severe
    Errors  Errors
    0       0
    
    C:\>LINK.EXE FILEXE.OBJ;
    
    IBM Personal Computer Linker
    Version 2.30 (C) Copyright IBM Corp. 1981, 1985
    
    Warning: no stack segment
    
    C:\>EXE2BIN.EXE FILEXE.EXE FILEXE.COM
    
    C:\>DEBUG.EXE FILEXE.EXE
    -L
    -R
    AX=0000  BX=0000  CX=000D  DX=0000  SP=0000  BP=0000  SI=0000  DI=0000
    DS=0DD2  ES=0DD2  SS=0DE2  CS=0DE2  IP=0000   NV UP EI PL NZ NA PO NC
    0DE2:0000 1E            PUSH    DS
    -
    -NFJLEXE.COM
    -
    -W CS:0000
    0000D bayt yazılıyor
    -
    -Q
    
    C:\>FC.EXE /B FILEXE.COM FJLEXE.COM
    FILEXE.COM ve FJLEXE.COM dosyaları karşılaştırılıyor
    Dosya Karşılaştırması: Farklılık bulunamadı
    
    
    C:\>ERASE /P FJLEXE.COM
    C:\FJLEXE.COM, Silinsin mi (E/H)? E
    
    C:\>FILEXE.EXE FILENAME.TXT
    
    C:\>FILEXE.COM FILENAME.EXC
    
    C:\>DIR /D FILE*.*
     C sürücüsündeki birimin etiketi yok.
     Birim Seri Numarası: 40DA-CC8A
    
     C:\ dizini
    
    FILENAME.EXC   FILEXE.ASM     FILEXE.EXE
    FILENAME.TXT   FILEXE.COM     FILEXE.OBJ
                   6 Dosya            1,263 bayt
                   0 Dizin   12,451,254,272 bayt boş
    
    C:\>




    _ MS-DOS' un COPY CON[sole] komutuyla, Assembly kaynak kod dosyası ' FILEXE.ASM ' oluşturuldu.

    _ Antik Derleyici ' ASM.EXE ' ile, FILEXE.ASM dosyası, nesne dosyasına ' FILE.OBJ ' dönüştürüldü.

    _ Antik Linker ' LINK.EXE ' ile, nesne dosyası, FILEXE.EXE dosyasına dönüştürüldü.

    _ Micro$oft' un *.EXEs' i binary formata dönüştüren EXE2BIN.EXE dosyası ile FILEXE.COM dosyasına dönüştürüldü.

    _ Micro$oft' un MS-DEBUG' ı ile FILEXE.EXE dosyası, FJLEXE.COM dosyasına dönüştürüldü. ' Bu pseudo bir *.COM' dur '

    _ MS-DOS' un F[ile]C[ompare] komutuyla FILEXE.COM & FJLEXE.COM dosyaları binary karşılaştırıldı ve hiçbir fark olmadığı tespit edildi.

    _ MS-DOS' un ERASE komutuyla FJLEXE.COM dosyası silindi.

    _ FILEXE[.EXE | .COM] dosyalarıyla, FILENAME[.TXT | .EXC] dosyaları oluşturuldu.

    N.B.:

    MS-DOS' un 8.3 dosya formatına uygun her dosya oluşturulabilir, bir başka deyişle, dosya adı en fazla sekiz karakter, uzantılar en fazla üç karakter olabilir, ee.g.

    C:\>FILEXE.EXE FILENAMEZ.XLSX

    C:\>FILEXE.COM FILENAMEZ.DOCX

    komutlarıyla oluşturulan dosyalar, şunlar olacaktır.

    FILENAME.XLS
    FILENAME.DOC

    MS-DEBUG' tan oluşturulan FILEXE.COM dosyası, pseudo bir *.COM olduğuna göre, [aslen] EXE2BIN.EXE programı gereklidir, değil mi_? D e ğ i l. Neden_?

    _ MS-DEBUG ile düzgün bir *.COM ' ya da .EXEs hariç herhangi bir başka dosya ' oluşturulabilir, lakin ne yapıldığının iyi bilinmesi gereklidir.

    _ EXE2BIN.EXE bazen ' e.c. SS, i.e. STACK SEGMENT tanımlanırsa ' dönüştüremez. Fakat, ' ne yapıldığı biliniyorsa ', [o ilkel olduğu düşünülen] MS-DEBUG' ın o kahredici elinden hiçbir şey kurtulamaz. : )



    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>DEBUG.EXE FILEXE.EXE
    -L
    -R
    AX=0000  BX=0000  CX=000D  DX=0000  SP=0000  BP=0000  SI=0000  DI=0000
    DS=0DD2  ES=0DD2  SS=0DE2  CS=0DE2  IP=0000   NV UP EI PL NZ NA PO NC
    0DE2:0000 1E            PUSH    DS
    -
    -M CS:0000, 000C CS:0100
    -
    -D CS:0100, 010C
    0DE2:0100  1E B8 00 00 50 BA 5C 00-B4 16 CD 21 CB            ....P.\....!.
    -
    -F CS:010C, 010D CD 20
    -
    -D CS:0100, 010D
    0DE2:0100  1E B8 00 00 50 BA 5C 00-B4 16 CD 21 CD 20         ....P.\....!.
    -
    -M CS:0105, 010D CS:0100
    -
    -D CS:0100, 0108
    0DE2:0100  BA 5C 00 B4 16 CD 21 CD-20                        .\....!.
    -
    -RCX
    CX 000D
    :0009
    -
    -RSS
    SS 0DE2
    :0DD2
    -
    -RCS
    CS 0DE2
    :0DD2
    -
    -RIP
    IP 0000
    :0100
    -
    -NFILENAME.DAT
    -
    -G
    
    Program normal olarak sonlandırıldı
    -
    -NFJLCOM.COM
    -
    -W CS:0100
    00009 bayt yazılıyor
    -
    -Q
    
    C:\>FC.EXE /B FILEXE.COM FJLCOM.COM
    FILEXE.COM ve FJLCOM.COM dosyaları karşılaştırılıyor
    Dosya Karşılaştırması: FILEXE.COM dosyası FJLCOM.COM dosyasından uzun
    
    
    
    C:\>

    _ MS-DEBUG' ın L[oad] komutuyla FILEXE.EXE ana belleğe yüklendi.

    _ MS-DEBUG' ın R[egister] komutuyla FILEXE.EXE yüklendiğinde registers' ın içerikleri görüntülendi.

    BX:CX, Filename.Ext dosyasının uzunluğudur.*

    * Her zaman böyle olmaz.

    Türkiye' de C Programlamanın duayenlerinden Kaan Aslan, Assembly Programlama Dili[.chm] notlarında ne diyordu_?

    Yükleme Sonrasında Register'ların İlk Konumları

    - CS, IP, SS ve SP değerleri exe başlık kısmından alınarak yüklenir.

    - DS ve ES PSP'nin segment adresiyle yüklenir.

    - AX, BX, DX, SI, DI ve BP 0 olarak yüklenir.

    - CX register'ının içerisindeki bilgi herhangi bir biçimde olabilir. Undocumented bir bilgidir.


    _ M[ove] CS:0000, 000C CS:0100

    FILEXE.EXE dosyasının tüm bytes' ı [CS:0000, 000C], CS:IP=0100 adresinden itibaren taşındı.

    Bu neden gerekli_? Ereğimiz FILEXE.EXE' den bir FJLCOM.COM dosyasını oluşturmak, ki *.COMs' da, IP=0100 olması zorunludur.

    _ D[ump] CS:0100, 010C

    Taşınan makina kodları görüntülendi, ki doğru olarak taşındığını kontrol etmek içindir ' FILEXE.ASM dosyasının içeriğiyle de aynı olduğuna dikkat edilmelidir. '

    _ F[ill] CS:010C, 010D CD 20

    FILEXE.EXE dosyasının CS:010C adresindeki CB makina kodu ' Assembly -> RETF[ar] ' *.COM için d e ğ i l, *.EXE dosyaları için geçerlidir.

    FILEXE.EXE dosyasını, *.COM dosyasına dönüştüreceğimiz için CS:010C, 010D adreslerinde CD 20 makina kodu ' Assembly -> INT 20 ' olmalıdır.

    _ D CS:0100, 010D

    Değiştirilen makina kodları görüntülendi, ki doğru olarak değiştirildiğini kontrol etmek içindir.

    _ M[ove] CS:0105, 010D CS:0100

    CS:0100, 0104 adres aralığındaki makina kodları ' 1E B8 00 00 50 ' atıldı. Neden_? Bu makina kodları ' Assembly -> PUSH DS, MOV AX, 0000, PUSH AX ', *.COM için d e ğ i l, *.EXE dosyaları için geçerlidir.

    _ D CS:0100, 0108

    Oluşturulacak *.COM dosyasındaki makina kodları görüntülendi.

    RCX
    CX 000D
    :0009

    CS:0100, 0108 aralığı 9 byte. Öyleyse, CX = 0009 olmalıdır.

    N.B.: RBX = 0000, ki öyle de kalmalıdır, aksi hâlde [oluşturulacak] dosya 64 KB' tan büyük demektir.

    RSS
    SS 0DE2
    :0DD2

    RCS
    CS 0DE2
    :0DD2

    *.COMs' da, DS = ES = SS = CS olmalıdır.

    RIP
    IP 0000
    :0100

    *.COMs' da, IP = 0100 olmalıdır.

    _ N[ame]FILENAME.DAT
    _ G[o]

    MS-DEBUG' taki FILENAME.EXE' den FILENAME.DAT dosyasını oluşturuyoruz.

    _ N[ame]FJLCOM.COM
    _ W[rite] CS:0100

    CS:0100 adresinden itibaren FJLCOM.COM dosyasını oluştur. ' Bu pseudo olmayan bir *.COM dosyasıdır '

    _ Q[uit]

    MS-DEBUG' tan çıkış.

    " FILEXE.COM dosyası FJLCOM.COM dosyasından uzun ". Neden_? Çünkü FILEXE.COM dosyası pseudo bir *.COM dosyasıdır.







    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>DEBUG.EXE FILEXE.EXE
    -L
    -R
    AX=0000  BX=0000  CX=000D  DX=0000  SP=0000  BP=0000  SI=0000  DI=0000
    DS=0DD2  ES=0DD2  SS=0DE2  CS=0DE2  IP=0000   NV UP EI PL NZ NA PO NC
    0DE2:0000 1E            PUSH    DS
    -
    -D CS:0000, 000C
    0DE2:0000  1E B8 00 00 50 BA 5C 00-B4 16 CD 21 CB            ....P.\....!.
    -
    -E CS:0001 25
    -
    -D CS:0000, 000C
    0DE2:0000  1E 25 00 00 50 BA 5C 00-B4 16 CD 21 CB            .%..P.\....!.
    -
    -NFILENAME.BIN
    -
    -G
    
    Program normal olarak sonlandırıldı
    -
    -NFJLEXE.EXE
    -
    -W CS:0000
    EXE ve HEX dosyalarına yazılamıyor
    -
    -Q
    
    C:\>DIR /D F*.*
     C sürücüsündeki birimin etiketi yok.
     Birim Seri Numarası: 40DA-CC8A
    
     C:\ dizini
    
    FILENAME.BIN   FILENAME.EXC   FILEXE.ASM     FILEXE.EXE     FJLCOM.COM
    FILENAME.DAT   FILENAME.TXT   FILEXE.COM     FILEXE.OBJ
                   9 Dosya            1,272 bayt
                   0 Dizin   12,451,168,256 bayt boş
    
    C:\>




    Burada bilinmesi gereken tek şey şu:

    E[nter] CS:0001 25

    FILEXE.EXE' nin CS:0001 adresindeki makina kodu ' B8 ' yerine 25 makina kodunu gir.

    B8 00 00 ' Assembly -> MOV AX, 0000 ', 25 00 00 ' Assembly -> AND AX, 0000 '

    Niçin [bunu yaptık]_? FILEXE.EXE' nin bir byte' ını değiştirip, CS:0000 adresinden itibaren ' ki EXEs' de başlangıç adresidir ' bir başka *.EXE ' FJLEXE.EXE ' olarak yazmak ' kaydetmek ' için.

    Ne var ki MS-DEBUG' ın yanıtı ne idi_?

    EXE ve HEX dosyalarına yazılamıyor

    Bu alelade analizle ne öğrendik_?

    _ MS-DEBUG ile 16-bit programlar çalıştırılabilir.

    _ MS-DEBUG ile *.HEX & *.EXE hariç her türlü dosya oluşturulabilir.

    Sakın ola ki de aldanmayınız. Her ne kadar antik devirlere ait olsa da, MS-DEBUG, sanılanın aksine çok güçlü bir programdır, ki o ' 32-bit ' jan-jan lı debuggers ya da hex editors' in bile güçlükle altından kalkabilecekleri şeyler bile yapılabilir, ki yapacağız da.

    Meselâ_? EXE ve HEX dosyalarına da yazılabilir efendim, niçin yazılamasın ki_? : )

    Aynı şeyler MS-DOS işletim sistemi için de bilkuvve ve bilfiil geçerlidir. Nasıl mı_?

    Meselâ, o jan-jan lı işletim sistemlerinizdeki ' e.g. Windows 11 ' herhangi yürütülebilir dosyalarda ' *.EXEs ' Windows kelimesini bir aratın da görelim bakalım, bulabilecek misiniz_?



    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  4. #24
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    UNDOCUMENTED DOS II:

    Daniel Pistelli, Microsoft's Rich Signature (undocumented) adlı makalede ne diyordu_?


    In this article I'm going to try to provide documentation for the undocumented(*) Rich Signature produced by Microsoft compilers. I'm not completely sure when this signature was introduced, I wrongly believed that I had been introduced with Visual Studio 2003, but I was shown that it is present even in VC++ 6 executables. So, I guess this signature has been introduced with that compiler. Information about this topic is non-existent (seems strange, but it's a fact). Thus, most readers probably don't know what I'm talking about. Let's look at the inital bytes of a normal executable compiled with Visual Studio 2005:

    Bu makalede Microsoft derleyicileri tarafından üretilen undocumented(*) Rich Signature için dokümantasyon sağlamaya çalışacağım. Bu imzanın ne zaman tanıtıldığından tam olarak emin değilim, Visual Studio 2003 ile tanıtıldığını da yanlış bir şekilde düşünmüştüm, ancak VC++ 6 yürütülebilir dosyalarında bile mevcut olduğu görülmüştür. Sanırım bu imza o derleyici ile tanıtıldı. Bu konu hakkında bilgi yok (garip görünüyor, ancak gerçek). Bu nedenle, çoğu okuyucu muhtemelen ne hakkında konuştuğumu bilmiyordur. Visual Studio 2005 ile derlenen normal bir yürütülebilir dosyanın başlangıç baytlarına bakalım:

    Kod:
    00000000  4D 5A 90 00 03 00 00 00 04 00 00 00 FF FF 00 00  MZ.......ÿÿ..
    00000010  B8 00 00 00 00 00 00 00 40 00 00 00 00 00 00 00  ¸.......@.......
    00000020  00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00  ................
    00000030  00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 F8 00 00 00  ............ø...
    00000040  0E 1F BA 0E 00 B4 09 CD 21 B8 01 4C CD 21 54 68  º.´.Í!¸LÍ!Th
    00000050  69 73 20 70 72 6F 67 72 61 6D 20 63 61 6E 6E 6F  is.program.canno
    00000060  74 20 62 65 20 72 75 6E 20 69 6E 20 44 4F 53 20  t.be.run.in.DOS.
    00000070  6D 6F 64 65 2E 0D 0D 0A 24 00 00 00 00 00 00 00  mode....$.......
    00000080  E7 B3 9D E7 A3 D2 F3 B4 A3 D2 F3 B4 A3 D2 F3 B4  ç³ç£Òó´£Òó´£Òó´
    00000090  60 DD AC B4 A8 D2 F3 B4 60 DD AE B4 BE D2 F3 B4  `&#221;¬´¨Òó´`&#221;®´¾Òó´
    000000A0  A3 D2 F2 B4 F8 D0 F3 B4 84 14 8E B4 BA D2 F3 B4  £Òò´ø&#208;ó´„Ž´ºÒó´
    000000B0  84 14 9E B4 3A D2 F3 B4 84 14 9D B4 3F D2 F3 B4  „ž´:Òó´„´?Òó´
    000000C0  84 14 81 B4 B3 D2 F3 B4 84 14 8F B4 A2 D2 F3 B4  „´³Òó´„´¢Òó´
    000000D0  84 14 8B B4 A2 D2 F3 B4 52 69 63 68 A3 D2 F3 B4  „‹´¢Òó´Rich£Òó´
    000000E0  00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00 00  ................
    000000F0  00 00 00 00 00 00 00 00 50 45 00 00 4C 01 04 00  ........PE..L.
    00000100  01 2F 9A 46 00 00 00 00 00 00 00 00 E0 00 03 01  /šF........à.
    00000110  0B 01 08 00 00 10 05 00 00 F0 04 00 00 00 00 00  ....&#240;.....
    00000120  A5 A1 03 00 00 10 00 00 00 20 05 00 00 00 40 00  ¥¡.........@.
    00000130  00 10 00 00 00 10 00 00 04 00 00 00 00 00 00 00  .............
    00000140  04 00 00 00 00 00 00 00 00 50 0A 00 00 10 00 00  ........P.....
    00000150  D8 4B 07 00 02 00 00 00 00 00 10 00 00 10 00 00  ØK..........
    Ok, we can easily identify the Dos Header followed by the PE Header (also known as NT Headers). But do you also notice something unusual? I'm referring to this:

    MS-DOS Header ve ardından da PE Header (bilinen adıyla NT Headers). Fakat aynı zamanda alışılmadık bir şeye dikkat ettiniz mi? Şu baytlardan bahsediyoruz:

    Kod:
    00000080 E7 B3 9D E7 A3 D2 F3 B4 A3 D2 F3 B4 A3 D2 F3 B4 ç³ç£Òó´£Òó´£Òó´
    00000090 60 DD AC B4 A8 D2 F3 B4 60 DD AE B4 BE D2 F3 B4 `&#221;¬´¨Òó´`&#221;®´¾Òó´
    000000A0 A3 D2 F2 B4 F8 D0 F3 B4 84 14 8E B4 BA D2 F3 B4 £Òò´ø&#208;ó´„ Ž´ºÒó´
    000000B0 84 14 9E B4 3A D2 F3 B4 84 14 9D B4 3F D2 F3 B4 „ ž´:Òó´„ ´?Òó´
    000000C0 84 14 81 B4 B3 D2 F3 B4 84 14 8F B4 A2 D2 F3 B4 „ ´³Òó´„ ´¢Òó´
    000000D0 84 14 8B B4 A2 D2 F3 B4 52 69 63 68 A3 D2 F3 B4 „ ‹´¢Òó´Rich£Òó´
    This seems pretty strange, doesn't it? What's this data between the dos stub and the PE Header?

    As you can see, the highlighted block of data contains the word Rich. This why it is called Rich Signature, it surely isn't its internal official name. Not that any serious paper has ever mentioned it as Rich Signature, but in a couple of forums it came up with this name. That's all what is known about this block of data. That it contains the word "Rich" and that it is stored between the Dos Header and the PE Header. Also, what should be noted, is that this signature is only present in VC++ executables, it can't be found in .NET assemblies.

    Oldukça garip görünüyor değil mi? MS-DOS stub ve PE Header arasındaki bu veri nedir?

    Gördüğünüz gibi, vurgulanan veri bloğu Rich kelimesini içeriyor. Bu yüzden Rich Signature olarak adlandırılıyor, kesinlikle resmî bir ad değildir. Bu imzadan sözedilen herhangi bir ciddi döküman da yoktur, ancak birkaç forumda bu isimle karşımıza çıktı. Bu veri bloğu hakkında bilinen tek şey bu. "Rich" kelimesini içerir ve Dos Header ile PE Header arasında bulunur. Ayrıca dikkat edilmelidir ki, VC++ yürütülebilir dosyalarında olmakla birlikte, .NET assemby' de bu imza yoktur.






    Ardından oldukça uzun ve derinlikli bir analizle bu garbage codes' ın şifresi çözülüyor, oradan nesne ve kütüphane dosyalarına ' *.OBJs, *.LIBs ' dek uzanılıyor, script yazılıyor, envaiçeşit yazılımlarla, bir sistem programı olan Micro$oft Linker' in kodları analiz ediliyor, ayrıca buna benzer başka yazılarda, *.EXEs' de bu garbage codes' ı üretmemesi için, ' dile kolay ' Micro$oft Linker ' link.exe ' yamalanıyor ' patch ', dahası bir 32-bit program yazılıyor, ötesi Micro$oft, bu yama ve programdan korunmak için Micro$oft Linker' in her versiyonunda, bu garbage codes' ı üreten kodları ve/veya adresleri değiştiriyor, lakin cidden enteresandır ki, bu kodlar ve adresler dahi tespit edilip, liste ve tablolar halinde yayımlanıyor, &c.

    Açıkçası, *.EXEs' de, bu garbage codes' ın, ' her nedense ' bay Bill tarafından korunması, karşı taraf ' bay Pistelli ve diğerleri ' için de kaldırılması hayati önemi haiz ve bu garbage codes, aslen her iki taraf için de başa bela olmuş durumda.






    Sözün özü, P[ortable]E[xecutable] dosyalarda, bu [garbage] codes, olamaz.

    Aslında ' bay Pistelli ve diğerleri tarafından detaylıca incelenildiğinden ', analize girişmek gibi bir niyetimiz yok. Lakin bu sorunu kökünden de çözeceğiz tabii ki. : )

    Micro$oft Linker tarafından üretilen ve Microsoft's Rich Signature olarak adlandırılan bu garbage codes' ın boyutu değişmeksizin 16' nın ya buçuklu ya da tam katıdır.

    Meselâ, 3, 3.5, 4, 4.5, 5, 5.5, 6, 6.5, 7,... Bu da iki türlü bir çözüm elde edilebilir demektir.

    MASM32' yi indirip kuruyoruz.

    Kuramsal Analiz:

    _ Tam kat ise:


    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>COPY MASM32\EXAMPLES\EXAMPL01\OLDSTYLE\OLDSTYLE.EXE \
            1 dosya kopyalandı.
    
    C:\>REN OLDSTYLE.EXE OLDSTYLE.BIN
    
    C:\>DEBUG.EXE OLDSTYLE.BIN
    -L
    -R
    AX=0000  BX=0000  CX=0E00  DX=0000  SP=FFEE  BP=0000  SI=0000  DI=0000
    DS=0D8D  ES=0D8D  SS=0D8D  CS=0D8D  IP=0100   NV UP EI PL NZ NA PO NC
    0D8D:0100 4D            DEC     BP
    -
    -S CS:0100 'MZ'
    0D8D:0100
    -
    -S CS:0100, 01FF 0E 1F BA
    0D8D:0140
    -
    -H 0140 0040
    0180  0100
    -
    -S CS:0100, 01FF 'PE'
    0D8D:01B0
    -
    -H 01B0 0180
    0330  0030
    -
    -D CS:013C, 013F
    0D8D:0130                                      B0 00 00 00               ....
    -
    -F CS:013C, 013F 80 00 00 00
    -
    -H 01B0 0054
    0204  015C
    -
    -D CS:0204, 0207
    0D8D:0200              00 04 00 00                               ....
    -
    -M CS:01B0 0EFF CS:0180
    -
    -M CS:03A0, 0ECF CS:03D0
    -
    -W CS:0100
    00E00 bayt yazılıyor
    -
    -Q
    
    C:\>REN OLDSTYLE.BIN OLDSTYLE.EXE
    
    C:\>




    N.B.: Ehemmiyet-i hâiz adımlar, # ile işaretlenmiştir.

    _ C:\MASM32\EXAMPLES\EXAMPL01\OLDSTYLE\ dizinindeki OLDSTYLE.EXE' yi C:' ye kopyalıyoruz.

    _ C:\OLDSTYLE.EXE' nin adı ve uzantısını OLDSTYLE.BIN olarak değiştiriyoruz.

    Neden_? Hani, MS-DEBUG tarafından EXE ve HEX dosyalarına yazılamıyor ya, ondan.

    _ MS-DEBUG' a OLDSTYLE.BIN' i yüklüyoruz ve registers' a bakıyoruz ' L[oad] & R[egister] '

    _ S[earch] CS:0100 'MZ'

    IMAGE_DOS_HEADER: WORD e_magic: M[ark]Z[bikowski]

    Her MS-DOS ' 16-bit ' ya da Win32 ' 32-bit ' dosyalarında her zaman MZ ASCII sembolleri bulunur.

    Bu ASCII sembollerini aratıyoruz, ki başlangıç adresi CS:0100

    _ S[earch] CS:0100, 01FF 0E 1F BA

    MS-DOS Stub program' ın ilk birkaç makina kodlarını aratıyoruz, ki başlangıç adresi CS:0140.

    _ H[ex] 0140 0040 ' Hex ekle eksilt '

    MS-DOS Stub program her zaman 0040h uzunluğundadır, ki bitiş adresi CS:017F

    _ S[earch] CS:0100, 01FF 'PE'

    IMAGE_NT_HEADERS: WORD Signature: P[ortable]E[xecutable]

    MASM32 dosyaları PE' dır, ki bu dosyalarda her zaman PE ASCII sembolleri bulunur.

    Bu ASCII sembollerini aratıyoruz, ki başlangıç adresi CS:01B0

    _ H[ex] 01B0 0180 ' Hex ekle eksilt '

    PE ASCII sembollerinin başlangıç adresi, MS-DOS Stub program' ın bitiş adresinden hemen sonra olmak zorundadır. Kısacası bu işlemin sonucu normal bir PE dosyada 0000' dır. Ne var ki bu işlemden sonra, elde edilen değer 0030h. Bir başka deyişle_?

    Şu başa bela Microsoft's Rich Signature' ın boyutu 0030h. : )

    _ D[ump] CS:013C, 013F

    IMAGE_DOS_HEADER: DWORD e_lfanew: CS:013C

    MS-DOS Stub program' ın başlangıç adresinden ' CS:0140 ' hemen önceki ilk DWORD, PE signature' ın başlangıç adresi olmalıdır, ki hâlihazırda CS:01B0

    Fakat Microsoft's Rich Signature kaldırılacağından bu adres değişecektir. Öyleyse PE signature' ın başlangıç adresi CS:[01B0 - 0030] -> CS:0180 olmalıdır, lakin olamaz. Neden_?

    *.BIN, pseudo bir uzantıdır, özgün dosyanın *.EXE olduğu unutulmamalıdır, ki bu dosyalarda da IP = 0000, IP = 0100 d e ğ i l. Öyleyse, PE signature' ın başlangıç adresi [CS]:0180 - 0100 = [CS]:0080

    _ F[ill] CS:013C, 013F 80 00 00 00 #

    Little-Endian Hafıza ile iştigal edildiğinden, PE signature' ın başlangıç adresi, hafızaya tersten yerleştirilmelidir.

    _ H[ex] 01B0 0054
    0204 015C

    Halihazırdaki *.BIN dosyasında, Microsoft's Rich Signature bulunduğundan, PE signature' ın başlangıç adresi CS:01B0' dır. Bu adresten 0054h ilerisindeki DWORD, SizeOfHeaders' tır, ki adresi de CS:0204

    _ D[ump] CS:0204, 0207 #

    IMAGE_OPTIONAL_HEADER: SizeOfHeaders: 00 04 00 00 ' Little-Endian '

    Kısacası bu dosya için SECTION.text ' i.e. CS' deki makina kodlarının ' başlangıç adresi CS:0400

    N.B.: MS-DEBUG, *.EXE dosyasını, MS-DOS Stub program' ın başlangıç adresi CS:0040' dan itibaren yükler. Kısacası
    IMAGE_DOS_HEADER' ı ' CS: 0000 - 003F aralığını ' atar. Her neyse. Şu an için, bu o kadar da önemli bir şey değil.

    _ M[ove] CS:01B0 0EFF CS:0180 #

    Pseudo PE signature başlangıç adresi: CS:01B0

    PE signature başlangıç adresi: CS:0180

    [CS]:01B0 - [CS]:0180 = [CS]:0030, i.e. Microsoft's Rich Signature' ın boyutu.

    Pseudo dosya uzunluğu ' BX:CX = 0000:0E00 '

    Dosya uzunluğu ' BX:(CX + 00FF) = 0000:0EFF ', i.e. BX:(CX + IP - 1). Neden_? Başlangıç adresi 0100' dır, 0000 d e ğ i l.

    Ne oldu_? Şu başa bela Microsoft's Rich Signature, buhar oldu, i.e., tarihe karıştı. : )

    _ M[ove] CS:03A0, 0ECF CS:03D0 #

    Microsoft's Rich Signature boyutu: 0030h

    SECTION.text' in başlangıç adresi CS:0400

    Microsoft's Rich Signature kaldırıldığında SECTION.text' in başlangıç adresi sapar, ki ne kadar_?

    [CS]:0400 - [CS]:0030 = [CS]:03D0

    Microsoft's Rich Signature kaldırıldığında dosya uzunluğu da sapar, ki ne kadar_?

    BX:(CX + 00FF - 0030) = 0000:(0EFF - 0030) = 0000:0ECF

    Öyleyse ' ki öyle ' SECTION.text' in başlangıç adresinin ve dosya uzunluğunun değişmemesi için, nereden itibaren taşınmalıdır_?

    [CS]:03D0 - 0030 = [CS]:03A0

    Kısacası dosya CS:03A0 adresinden itibaren 0030h byte aşağı, i.e., yüksek adreslere doğru kaydırıldı.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Peki dosya CS:03A0 adresinden itibaren 0030h byte aşağı, i.e., yüksek adreslere doğru kaydırılırken bir problem çıkmaz mı ki_?

    _ MASM32 dosyalarında problem ç ı k m a z.

    _ IMAGE_OPTIONAL_HEADER: FileAlignment: 00 02 00 00 ' Little-Endian '

    SECTION.text' in başlangıç adresi CS:0400' ten önce, her biri 0028h boyutunda IMAGE_SECTION_HEADER[.text, .rdata, .data,...] bölümleri vardır.

    Micro$oft Linker, SECTION.text' ten önceki bu bölümlerin sonuncusunun bitiş adresinin bir fazlası, FileAlignment değerinin tam katı değilse, SECTION.text' in başlangıç adresine kadar olan geri kalan adresleri sıfırlarla doldurur.

    Meselâ, IMAGE_SECTION_HEADER[.data] son bölüm ve bitiş adresi de CS:021F olsun.

    [CS]:021F + 1 = [CS]:0220

    0400h - 0220h = 01E0h = 480

    Micro$oft Linker, CS:0220 - 03FF adres aralığını, 480 byte 00 ile dolduracak demektir, etc.

    Sözün özü, SECTION.text başlangıç adresi - IMAGE_SECTION_HEADER[.data] bitiş adresi + 1 < Microsoft's Rich Signature boyutu ise, problem ç ı k a r, lakin böyle bir şey neredeyse imkânsızdır.

    Zaten böyle bir problem çıksa bile, bu defa başka taktiklere başvururuz ve problemi yine çözeriz, i.e., Microsoft's Rich Signature, buhar olmaktan kurtulamaz, zira, daha öncesinde de dediğimiz gibi, MS-DEBUG' ın o kahredici elinden nerede kaldı ki Microsoft's Rich Signature, hiçbir şey kurtulamaz. : )


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    _ W[rite] CS:0100

    *.BIN dosyasını diske yaz ' kaydet '.

    _ C:\OLDSTYLE.BIN' nin adı ve uzantısını OLDSTYLE.EXE olarak değiştiriyoruz.

    Peki OLDSTYLE.EXE çalışıyor mu_? Yes! ' Aksi hâlde, muhakkak en az bir hata yapılmış demektir. '

    Karışık mı_? D e ğ i l.

    Kuramsal analizden dolayı öyle gibi görünse de değildir. Dedik ya, aslında adımların çoğu gereksizdir, ki alışınca da, 1 dakikadan fazla sürmez.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    _ Tam kat değil ise:

    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>COPY MASM32\EXAMPLES\EXAMPL07\LASTERR\LASTERR.EXE \
            1 dosya kopyalandı.
    
    C:\>REN LASTERR.EXE LASTERR.BIN
    
    C:\>DEBUG.EXE LASTERR.BIN
    -L
    -R
    AX=0000  BX=0000  CX=0A00  DX=0000  SP=FFEE  BP=0000  SI=0000  DI=0000
    DS=0D8D  ES=0D8D  SS=0D8D  CS=0D8D  IP=0100   NV UP EI PL NZ NA PO NC
    0D8D:0100 4D            DEC     BP
    -
    -S CS:0100 'MZ'
    0D8D:0100
    -
    -S CS:0100, 01FF 0E 1F BA
    0D8D:0140
    -
    -H 0140 0040
    0180  0100
    -
    -S CS:0100, 01FF 'PE'
    0D8D:01B8
    -
    -H 01B8 0180
    0338  0038
    -
    -D CS:013C, 013F
    0D8D:0130                                      B8 00 00 00               ....
    -
    -F CS:013C, 013F 80 00 00 00
    -
    -H 01B8 0054
    020C  0164
    -
    -D CS:020C, 020F
    0D8D:0200                                      00 04 00 00               ....
    -
    -M CS:01B8, 0AFF CS:0180
    -
    -M CS:0490, 0AC7 CS:04C8
    -
    -W CS:0100
    00A00 bayt yazılıyor
    -
    -Q
    
    C:\>REN LASTERR.BIN LASTERR.EXE
    
    C:\>




    İlk misalden hemen hemen hiçbir farkı olmadığına dikkat edilmelidir. Peki bu dosya da çalışıyor mu ki_? Yes!

    Microsoft's Rich Signature dahil iken ve değil iken dosyaların görüntüleri şu şekilde olacaktır.


    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\>DEBUG.EXE MASM32\EXAMPLES\EXAMPL01\OLDSTYLES\OLDSTYLES.EXE
    -L
    -
    -D CS:0000 007F
    0DE4:0000  0E 1F BA 0E 00 B4 09 CD-21 B8 01 4C CD 21 54 68   ........!..L.!Th
    0DE4:0010  69 73 20 70 72 6F 67 72-61 6D 20 63 61 6E 6E 6F   is program canno
    0DE4:0020  74 20 62 65 20 72 75 6E-20 69 6E 20 44 4F 53 20   t be run in DOS
    0DE4:0030  6D 6F 64 65 2E 0D 0D 0A-24 00 00 00 00 00 00 00   mode....$.......
    0DE4:0040  7C E8 1D 45 38 89 73 16-38 89 73 16 38 89 73 16   |..E8.s.8.s.8.s.
    0DE4:0050  B6 96 60 16 20 89 73 16-C4 A9 61 16 39 89 73 16   ..`. .s...a.9.s.
    0DE4:0060  52 69 63 68 38 89 73 16-00 00 00 00 00 00 00 00   Rich8.s.........
    0DE4:0070  50 45 00 00 4C 01 03 00-6B 9A 25 43 00 00 00 00   PE..L...k.%C....
    -
    -Q
    
    C:\>DEBUG.EXE OLDSTYLES.EXE
    -L
    -
    -D CS:0000 004F
    0DE2:0000  0E 1F BA 0E 00 B4 09 CD-21 B8 01 4C CD 21 54 68   ........!..L.!Th
    0DE2:0010  69 73 20 70 72 6F 67 72-61 6D 20 63 61 6E 6E 6F   is program canno
    0DE2:0020  74 20 62 65 20 72 75 6E-20 69 6E 20 44 4F 53 20   t be run in DOS
    0DE2:0030  6D 6F 64 65 2E 0D 0D 0A-24 00 00 00 00 00 00 00   mode....$.......
    0DE2:0040  50 45 00 00 4C 01 03 00-6B 9A 25 43 00 00 00 00   PE..L...k.%C....
    -
    -Q
    
    C:\>DEBUG.EXE MASM32\EXAMPLES\EXAMPL07\LASTERR\LASTERR.EXE
    -L
    -
    -D CS:0000 0087
    0DE4:0000  0E 1F BA 0E 00 B4 09 CD-21 B8 01 4C CD 21 54 68   ........!..L.!Th
    0DE4:0010  69 73 20 70 72 6F 67 72-61 6D 20 63 61 6E 6E 6F   is program canno
    0DE4:0020  74 20 62 65 20 72 75 6E-20 69 6E 20 44 4F 53 20   t be run in DOS
    0DE4:0030  6D 6F 64 65 2E 0D 0D 0A-24 00 00 00 00 00 00 00   mode....$.......
    0DE4:0040  5E 37 02 E9 1A 56 6C BA-1A 56 6C BA 1A 56 6C BA   ^7...Vl..Vl..Vl.
    0DE4:0050  94 49 7F BA 16 56 6C BA-E6 76 7E BA 1B 56 6C BA   .I...Vl..v~..Vl.
    0DE4:0060  52 69 63 68 1A 56 6C BA-00 00 00 00 00 00 00 00   Rich.Vl.........
    0DE4:0070  00 00 00 00 00 00 00 00-50 45 00 00 4C 01 03 00   ........PE..L...
    0DE4:0080  02 C5 4D 43 00 00 00 00                           ..MC....
    -
    -Q
    
    C:\>DEBUG.EXE LASTERR.EXE
    -L
    -
    -D CS:0000 004F
    0DE2:0000  0E 1F BA 0E 00 B4 09 CD-21 B8 01 4C CD 21 54 68   ........!..L.!Th
    0DE2:0010  69 73 20 70 72 6F 67 72-61 6D 20 63 61 6E 6E 6F   is program canno
    0DE2:0020  74 20 62 65 20 72 75 6E-20 69 6E 20 44 4F 53 20   t be run in DOS
    0DE2:0030  6D 6F 64 65 2E 0D 0D 0A-24 00 00 00 00 00 00 00   mode....$.......
    0DE2:0040  50 45 00 00 4C 01 03 00-02 C5 4D 43 00 00 00 00   PE..L.....MC....
    -
    -Q
    
    C:\>




    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  5. #25
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    UNDOCUMENTED DOS III:

    Martin Mystère, Atlantis BA 30 Santa Claus 9000' de ne diyordu_?


    " Virüsün " tipine göre değişiyor... Bazı marka kompüterlerde virüs ekranda birkaç saniye için belli bir yazıyı gösteriyor...

    Peki virüs tarafından iletilen mesaj ne idi_?

    Harika bir şey oldu! Kompüteriniz yaşıyor ve bir virüsü var!

    N.B.: ' Her ne kadar belli belirsiz ya da belirsiz olsa da ' monitörün alt sol köşesindeki AMIGA kelimesi, alt ortasındaki ' MODEL numarası olmaksızın ' [Commodore] logosu ve Commodore kelimesi ve alt sağ köşesinin üstündeki POWER LED' den mütevellit ışık, ortasındaki POWER kelimesi, altındaki de POWER ikonudur, ki demek ki [POWER] button.

    Şu hâlde, kastedilen, 1987 yılında keşfedilen ilk Commodore Amiga virüsüdür. ' Name: S[wiss]C[racking]A[ssociation], Type: Boot Sector [Block], Size: 1024 byte, RAM Address: 7EC00h '

    Ekrana gönderdiği mesaj da şudur:


    Something wonderful has happened

    Your AMIGA is alive !!! and, even better...

    Some of your disks are infected by a VIRUS !!!

    Another masterpiece of The Mega-Mighty SCA !!








    Martin Mystère, Atlantis BA 30 Santa Claus 9000' de ne diyordu_?

    Daha ciddi durumlarda ise disket siliniyor ve bunun sonucu olarak bazı zararlara yol açıyor...

    Disketler tıpkı arşiv kartları gibidir. Son derece küçük bir alanda bir sürü bilgi saklarlar...


    Floppy disk:

    Çoktan tarihe karışmış olmasına rağmen, özellikle 3½-inch floppy disk formu o denli benimsenmiştir ki, en gelişmiş yazılımların araç kutularında dahi kaydetme ikonu olarak halen kullanılmaktadır.

    Meselâ, Easy Code - Visual Assembler ' [Masm32] Visual Assembly Interface Development Environment ' -> Save Project (Ctrl+S) & MASM32 Editor -> Save [File As ...] (Ctrl+S), &c.

    Rengarenk, albenili, incecik, ' çok çabuk, hatta kendiliğinden hiç kullanılmaksızın da bozulabildiklerinden ' kırılgan ve de nostaljik dijital veri depolama aracıdır ve Yerel Diskin ' Local Disk ' Sürücü Harfinin ' Drive Letter ' C' den başlamasının da sebebidir, şöyle ki:

    Bilgisayarım ' My Computer ' -> Devices with Removable Storage ' Çıkarılabilir Depolama Birimli Aygıtlar ' -> 3½ Floppy [Disket] (A:), 5¼ Floppy [Disket] (B:)

    Hâlihazırdaki kompüterlerde ne A ne de B kök dizinlerine ' Root Directory ' erişilebilir, zira ' yüksek olasılıkla ' yoklardır, ki ' tarihî ' COMMAND.COM ya da ' asri ' karşılığı cmd.exe, herhangi bir erişim denemesinde, şu mesajı görüntüler:


    Kod:
    Microsoft(R) Windows DOS
    (C)Telif Hakkı Microsoft Corp 1990-2001.
    
    C:\WINDOWS\SYSTEM32>A:
    Geçersiz sürücü belirtimi
    
    C:\WINDOWS\SYSTEM32>
    
    Microsoft Windows XP [Sürüm 5.1.2600]
    (C) Telif Hakkı 1985-2001 Microsoft Corp.
    
    C:\WINDOWS\system32>A:
    Sistem belirtilen sürücüyü bulamıyor.
    
    C:\WINDOWS\system32>
    N.B.: " Aygıt hazır değil. " mesajı, A ya da B' de disket olmazsa ekrana gönderilir.

    Ne var ki, disketlerin esaslı bazı özellikleri de vardır, ki şunlardır:

    _ Bazı düşük seviyeli sistem işlemlerini ' Low-Level System Operations ' [etkili bir şekilde] gerçekleştirmek ' BIOS Update, Boot Floppy,... '

    Bilgi Bankası (KB) Makaleleri: KB310994.


    Service Pack 1 ile Windows XP Professional Hizmet Programı: Disketten önyükleme yüklemesi için Kurulum Disketleri:

    Windows XP başlangıç disketi, önyüklemesi CD-ROM'dan yapılamayan bilgisayarlara yeni bir işletim sistemi yükleme olanağı sağlar. Windows XP başlangıç disketi, CD-ROM sürücüsüne erişim sağlamak için gereken doğru sürücüleri yükleyip Kur'un yeni bir yüklemesini başlatır. Windows XP başlangıç disketinden yükseltme yapamazsınız.

    winxpsp1_tr_pro_bf.exe ' makeboot.exe ':

    ;................................................. .................................................. ..........................................

    ************************************************** **
    Bu program,
    Microsoft Windows XP SP1 için Kur önyükleme disketlerini oluşturur.
    Bu disketleri oluşturmak için 6 adet
    biçimlendirilmiş yüksek yoğunluklu disket sağlamanız gerekir.

    Yansımaların kopyalanacağı disket sürücüsünü belirtin:

    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.: WindowsXP-KB310994-SP2-Pro-BootDisk-TRK.exe ' makeboot.exe ' için kısaltma SP2, SP1 d e ğ i l.

    3½ HD Floppy capacity = 2 *80 track *18 sector /track *(1 /2048) MB /sector = 1.40625 MB

    6 *3½ HD Floppy capacity = 6 *1.40625 MB = 8.4375 MB

    Windows XP Kurulum, enikonu 8.4375 MB' lık Windows XP [3½ HD] başlangıç disketleriyle başlatıldığında, yaklaşık 700 MB' lık Windows XP Setup CD' sinden bilinen şu meşhur lacivert ekranla ' Windows Kur ' karşılaşılırdı. Hey gidi günler hey! : )

    N.B.: 3½ HD Floppy capacity = 1.44 MB o l m a z. Neden_? 1 sector 512 byte, 500 d e ğ i l & 1 KB = 1024 byte, 1000 d e ğ i l.






    _ 80x86 işlemcilerde Real Mode' a geçmek.

    Türkiye' de C Programlamanın duayenlerinden Kaan Aslan, Assembly Programlama Dili[.chm] notlarında ne diyordu_?


    80x86 mikroişlemcisinin üç çalışma modu vardır.

    1. Gerçek Mod (Real Mode)

    2. Sanal86 Mod (Virtual 86 Mode)

    3. Korumalı Mod (Protected Mode)

    80x86 işlemcileri reset edildiğinde çalışma gerçek modda başlar. Korumalı moda gerçek moddan yazılım yolu ile geçilmektedir. 8086, 8088, 80186 işlemcileri sadece gerçek modda çalışabiliyordu. 80286 işlemcisi gerçek mod ve korumalı modlarda çalışabilmektedir. 80386 ve sonrası bu üç modu desteklemektedir. 80x86 işlemciler gerçek modda çok küçük farklılıklar dışında hızlı bir 8086 gibi çalışmaktadır. DOS işletim sistemi gerçek modda çalışabilecek biçimde tasarlanmıştır. 8086 işlemcisi 1 MB bellek kullanabilen 16 bit bir mikroişlemcidir. Bu nedenle gerçek modda ancak 1 MB bellek kullanılabilir. Korumalı mod koruma mekanizmasının, sanal bellek kullanımının, çok işlemli çalışmanın, mümkün olduğu en ileri çalışma modudur. UNIX ve Windows sistemleri korumalı modda çalışmaktadır. Sanal 86 Modu 8086 gibi çalışmanın sağlandığı ancak korumalı modun çeşitli özelliklerinin kullanılabildiği bir ara moddur. Windows işletim sisteminde komut satırı Sanal 86 Modunda çalışmaktadır çünkü Windows işletim sisteminde kullanılan taskswitch mekanizmasında Gerçek Mod kullanılamamaktadır. Windows işletim sisteminde DOS penceresi açıldığında ya da herhangi bir DOS programı çalıştırıldığında işlemci Sanal 86 moduna geçmektedir. Ancak işletim sisteminin açılışında F8 tuşuna basılarak Sadece Komut İstemi seçeneği seçildiğinde Gerçek Modda çalışma söz konusu olur.

    " Korumalı moda gerçek moddan yazılım yolu ile geçilmektedir" ve Korumalı moddan gerçek moda da geçilebilmektedir. Nasıl_?

    MS-DOS Boot Disk:

    3½ Floppy (A:) -> Format... -> Format 3½ Floppy (A:) -> Format Options -> Create an MS-DOS Startup disk

    [AMI] BIOS:

    Boot -> Boot Device Priority -> 1st Boot Device -> [Floppy Drive]

    Save configuration changes and exit now? [Ok]


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Peki çoktan modası geçmiş Gerçek Mod' a niçin geçilsin ki_?

    _ Virtual 86 Mode' da, bazı [kritik] registers' a erişim; ya çok zordur ya da imkânsızdır, meselâ,

    CPU Registers: ee.g. Control Registers: CR[0,2,3,4], Model Specific Registers: MSR[0,1,6,10h,..., 6CFh,...],...

    N.B.: CR[1, 5, 7] için erişim yoktur.

    _ Virtual 86 Mode' da, bazı [kritik] ASSEMBLY ' Sembolik Makina Dili ' komutlarına ' CPU architecture specific mnemonics ' erişmek ve çalıştırmak; ya çok zordur ya da imkânsızdır, meselâ,

    CLTS ; CR0.TS[bit 3] <-0, i.e. Clear Task-Switched Flag in CR0, LGDT ; Load Global Descriptor Table Register,...


    DEB32F.EXE:


    Kod:
    00#? MSR
    Syntax:   MSR [index=0], [count=20|value low], [value high]
    Comment:  Displays/Sets model specific registers. MSRs can be accessed in
              ring 0 only. To set a MSR, parameters <index>, <value low> and
              <value high> all must be given.
    
    00#MSR 00000010
    error 0020: No switch to ring 0 possible
    00#

    GRDB.EXE:

    Kod:
    ?s      reg [,end]              - view MSR
    
    ->?s 00000010
    Command not available in this processor mode
    ->

    DEBUG32.EXE:

    Kod:
    -CPU
    CPU = ?86, Virtual 8086 Mode, Id/Step = 0FB1, A20 enabled
    -
    -E CS:EIP 0F 31
    -
    -R32
    EAX=00000000  EBX=00000000  ECX=00000000  EDX=00000000  EBP=00000000
    ESI=00000000  EDI=00000000  FS=21C1  GS=21C1   SS=21C1  ESP=00000000
    DS=21C1  ES=21C1   CS=21C1  EIP=00000100   NV UP DI PL NZ NA PO NC
    21C1:0100 0F31             RDTSC
    -
    -T
    EAX=87EF3CDB  EBX=00000000  ECX=00000000  EDX=00000CA8  EBP=00000000
    ESI=00000000  EDI=00000000  FS=21C1  GS=21C1   SS=21C1  ESP=00010000
    DS=21C1  ES=21C1   CS=21C1  EIP=00000102   NV UP DI PL NZ NA PO NC
    21C1:0102 0000             ADD     [BX+SI],AL
    Trace Interrupt
    -




    ;................................................. .................................................. ..........................................

    MSRs ' Model Spesific Registers ' nedir_?

    CPU' ya özgü ve CPU' nun pek çok parametresini tutan registers' dır. Default değerlerinin değiştirilmesine sistem hemen hiçbir zaman izin vermez ' lakin verebilir de. '

    RDTSC ' Read Time-Stamp Counter '

    Her clock cycle' da [düzenli] artan sayacın anlık değerini EDX:EAX registers' ına okur. CR4.TSD[bit 2] = 0 ise her mode' da, CR4.TSD[bit 2] = 1 ise yalnızca ring 0' da ' Real Mode ' yürütülebilir.

    Bu ve benzeri [soyut] açıklamaların algılanması müşküldür, ki netleştirilmelidir, şöyle ki:


    ' VM86 Mode ' DEBUG32.EXE:

    RDTSC -> EDX:EAX = 00000CA8:87EF3CDB

    VM86 Mode' da olan bilgisayarımızın yaklaşık 5799.1561 s önce açıldığını gösterir ' booting '.

    Peki MSR ile ilişkisi ne_?


    ' Real Mode ' GRDB.EXE:

    ?s [reg = 0000010] , IA32_TIME_STAMP_COUNTER: MSR[10]' un içeriğini görüntüle demektir, şöyle ki:


    Kod:
    A:\>GRDB.EXE
    
    ->?s 00000010
    00000010: 0000001A 0A46688E ' PC, 46.60064 s önce açıldı. '
    
    F3 + ENTER
    
    ->?s 00000010
    00000010: 0000001A 6A382606 ' 0.670699 s sonra F3 + ENTER '
    
    F3 + ENTER
    
    ->?s 00000010
    00000010: 0000001A B8CFF9EB ' 0.549405 s sonra F3 + ENTER '
    Şu hâlde, RDTSC, 64-bit MSR[10] içeriğini EDX:EAX registers' ına okur.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    N.B.:

    Hangi mode' da olunursa olunsun, [kritik] CPU registers' ının içeriğinin doğrudan ya da dolaylı ' [kritik] sembolik makina dili komutlarıyla okunması ' READ ' neredeyse hiçbir zaman problem çıkarmaz, fakat ne yapıldığının bilinmeden yazılması ' WRITE ', bilinmeyen topraklarda yol almak, karanlık sularda kulaç atmaktır. Sözün özü, bir END USER, [kritik] CPU registers' ının içeriğine doğrudan ya da dolaylı yazmaktan ' WRITE ' kaçınmalıdır. Meselâ,

    WRMSR ; MSR[ECX]<- EDX:EAX, i.e. Write the value in EDX:EAX to MSR specified by ECX


    _ Real Mode:

    IA32_BIOS_SIGN_ID: MSR[8B]


    Kod:
    A:\>GRDB.EXE
    
    ->a 0100
    1FDB:0100 mov ecx, 0000008b
    1FDB:0106 xor eax, eax
    1FDB:0109 xor edx, edx
    1FDB:010C wrmsr
    1FDB:010E mov eax, 00000001
    1FDB:0114 cpuid
    1FDB:0116 mov eax, 0000008b
    1FDB:011C rdmsr
    1FDB:011E
    
    ->g 010e
    eax:00000000 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:0000010E flag:00000246 NV UP EI PL ZR NA PE NC
    ds:1FDB es:1FDB fs:1FDB gs:1FDB ss:1FDB cs:1FDB
    1FDB:010E 66 B8 01 00 00 00 mov eax,00000001
    
    ->?s 8b
    0000008B: 00000000 00000000 ' EAX:EDX = 00000000:00000000 & wrmsr[ECX = 0000008B] -> MSR[8B] = 00000000 '
    
    ->g 011e
    eax:00000000 ebx:00010800 ecx:0000008B edx:00000017 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:0000011E flag:00000246 NV UP EI PL ZR NA PE NC
    ds:1FDB es:1FDB fs:1FDB gs:1FDB ss:1FDB cs:1FDB
    1FDB:011E 00 00 add [bx+si],al
    
    ->?s 8b
    0000008B: 00000017 00000000 ' mov eax, 00000001 & cpuid -> Microcode Update Signature: MSR[8B] = 00000017 '
    WRMSR ' Write to Model Specific Register ; Write the value in EDX:EAX to MSR specified by ECX ', kullanılmasına rağmen, sistem herhangi bir problem çıkartmadı. Doğrusu enteresan.

    Fakat [kritik] CPU registers' ın içeriğine doğrudan ya da dolaylı ' [kritik] sembolik makina dili komutlarıyla ' yazılması tehlikelidir denilmişti, değil mi_? Her hâlde. Ne o_? Yanıldık mı yoksa_? Y o k. : )


    Kod:
    A:\>GRDB.EXE
    
    ->a 0100
    1FDB:0100 mov ecx, 0000002c
    1FDB:0106 xor eax, eax
    1FDB:0109 xor edx, edx
    1FDB:010C wrmsr
    1FDB:010E
    
    ->g 010e

    Sadece 1FDB:0100 adresindeki kod değişti. Peki, GRDB.EXE' ye g 010e direktifini verebilir miyiz ki_?

    Y O K. GRDB.EXE' ye g 010e direktifini v e r e m e y i z. Neden_?

    Normalde, MSR[2C] değeri nedir_? Meselâ, bilgisayarımız için şudur:

    ->?s 0000002c
    -> 0000002C: 00000000 12110412


    IA32_MSR_EBC_FREQUENCY_ID: MSR[2C]

    63_____________32 31_____24 23_22 21 20 19 18___16 15__8 7______0

    |7.|6.|5.|4.|3.|2.|1.|0.| -> Highest Ratio

    |15.|14.|13.|12.|11.|10.|9.|8.| -> Low Ratio Delta

    |18.|17.|16.| -> System Bus Frequency
    |0|0|0| -> 100 MHz
    |0|0|1| -> 133 MHz
    |0|1|0| -> 200 MHz
    |0|1|1| -> 166 MHz

    |19.| -> Reserved

    |20.| -> Frequency Locked

    |21.| -> Mobile Processor /SpeedStep

    |23.|22.| -> Reserved

    |31.|30.|29.|28.|27.|26.|25.|24.| -> Internal Clock Frequency / System Bus Frequency " Actual Ratio "


    Aksi hâlde ' GRDB.EXE' ye g 010e direktifi verirsek, i.e., hafızadaki bu kodları çalıştırırsak ' 1FDB:010E adresine gelindiğinde, ' eğer ki sistem izin verirse ', buradaki bitlerin tümü sıfır o l u r!

    Bir başka deyişle_? MSR[2C] için olası beklenen değer şu olur:

    ->?s 0000002c
    -> 0000002C: 00000000 00000000

    Bu da PC için hayırlı bir şey olmaz tabii ki. : )


    _ VM86 Mode:

    GRDB.EXE:


    Kod:
    r       [reg[:val]]             - show/modify regs
    rf      [list of flag values]   - show/modify flags
    rm      [#,val]                 - show/modify mmx regs, high byte first
    rn[s]   [#, val]                - show fp regs or status, or set reg value
    t       [count]                 - step into
    Kod:
    ->a 0100
    1815:0100  mov      eax, cr0
    1815:0103
    ->r
    eax:00000000 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:00000100 flag:00000202 NV UP EI PL NZ NA PO NC
    ds:1815 es:1815 fs:1815 gs:1815 ss:1815 cs:1815
    1815:0100 0F 20 C0       mov          eax,CR0
    ->t
    
    eax:80010031 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:00000105 flag:000B3282 NV UP EI MI NZ NA PO NC
    ds:1815 es:1815 fs:1815 gs:1815 ss:1815 cs:1815
    1815:0105 00 00          add          [bx+si],al              ds:[0000]=FE
    ->rn
    Control Word:      037F
    Status Word:       0000
    
    st0:   <Empty>
    st1:   <Empty>
    st2:   <Empty>
    st3:   <Empty>
    st4:   <Empty>
    st5:   <Empty>
    st6:   <Empty>
    st7:   <Empty>
    ->a 0103
    1815:0103  or       eax, 00000004
    1815:0107  mov      cr0, eax
    1815:010A
    ->rip
    : 0103
    ->r
    eax:80010031 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:00000103 flag:000B3282 NV UP EI MI NZ NA PO NC
    ds:1815 es:1815 fs:1815 gs:1815 ss:1815 cs:1815
    1815:0103 66 83 C8 04    or           eax,00000004
    ->t
    
    eax:80010035 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:00000107 flag:000B3286 NV UP EI MI NZ NA PE NC
    ds:1815 es:1815 fs:1815 gs:1815 ss:1815 cs:1815
    1815:0107 0F 22 C0       mov          CR0,eax
    ->t
    
    eax:80010035 ebx:00000000 ecx:00000000 edx:00000000 esi:00000000 edi:00000000
    ebp:00000000 esp:0000FFEE eip:0000010C flag:000B3217 NV UP EI PL NZ AC PE CY
    ds:1815 es:1815 fs:1815 gs:1815 ss:1815 cs:1815
    1815:010C 00 00          add          [bx+si],al              ds:[0000]=33
    ->rn




    mov eax, CR0 ; CR0 içeriğini eax' e taşı. ' CR0[2.] = 0 '

    rn - show f[loating]p[oint] regs or status, or set reg value

    f[loating]p[oint] registers görüntülenebiliyor mu_? Yes! st[0,1,...,7]

    or eax, 00000004 ; eax[2.] = 1

    mov CR0, eax ; eax içeriğini CR0' a taşı ' CR0[2.] = 1 '

    ->t

    rn - show f[loating]p[oint] regs or status, or set reg value

    f[loating]p[oint] registers görüntülenebiliyor mu_? No! Neden_?

    CR0.EM[bit 2] ne_? Emulation: If set ' 1 ', no x87 floating-point unit present, if clear ' 0 ', x87 FPU present.

    FPU registerleri y o k dedik ya, ondan. Ayrıca GRDB.EXE kilitlendi, ki çalışmıyor, dolayısıyla kapatılıp tekrar açılması lazım.

    GRDB.EXE kapatılıp açıldıktan sonra, CR0[2.] değiştirilmiş ' pseudo ' değerini koruyacak mı ki_? Yok, i.e. CR0[2.] = 0 : )

    N.B.: CR0[2.] değiştirildiği anda, flag registers' dan biri olan N[ot]C[arry]' nin C[arry]Y[es] olduğuna da dikkat edilmelidir. Bu flag, genellikle hatalı, geçersiz ya da benzeri bir işlem gerçekleştirilmişse, CY olur, ki normalde NC' dir.


    ;................................................. .................................................. ..........................................

    Türkiye' de C Programlamanın duayenlerinden Kaan Aslan, Assembly Programlama Dili[.chm] notlarında ne diyordu_?

    Ancak işletim sisteminin açılışında F8 tuşuna basılarak Sadece Komut İstemi seçeneği seçildiğinde Gerçek Modda çalışma söz konusu olur.

    C:' ye GRDB.EXE' yi kopyalıyoruz ve " işletim sisteminin açılışında F8 tuşuna basılarak Sadece Komut İstemi " seçeneğini seçiyoruz ve GRDB.EXE' yi çalıştırıp şu direktifi veriyoruz.

    Kod:
    ->?s 00000010
    Command not available in this processor mode
    ->
    Ne var ki, MSR[10] içeriği okunamadı, daha da önemlisi processor mode değişmedi. Neden acaba_? : )

    ;................................................. .................................................. ..........................................


    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  6. #26
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Oct 2015
    Mesajlar
    564

    Seviye: 40 
    Tecrübe: 2,001,531
    Sonraki Seviye: 2,111,327

    Beğenmiş
    5,068
    Beğenilmiş
    4,314
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    "İtiraf edeyim ki, kapasitemin ve anlayış düzeyimin çok ama çok üzerinde bir konu ve anlatım tarzı.
    Şimdilik tek anlayan da sanırım victoryv dostumuz olmuş bunu da " Like " kaydından anlıyorum.
    Buna da şükür hiç olmazsa bunu anladım.
    Değerli dost, değerli üstat, sahi burada ne anlatmak ya da neyi paylaşmak istediniz?
    Özetle, bencileyin cahilin anlayacağı şekilde;
    YAAANİİİ ŞAİR BURADA DİYOR Kİ diye başlayarak özetlerseniz sevineceğim.

  7. #27
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Sevgili HACILI, değerli Üstad.

    Her ne kadar çizgiromanlardan mülhem mevzularla ilgili yazı yazsak da, eğer ki yazı teknik detaylar içeriyorsa ve yazının hitap ettikleri de bu ve benzeri detaylarla ilgilenmiyorsa, yazı hafakandır, ki buna ilk yazımızın ilk satırlarında ' üstü kapalı da olsa ' değinmiştik zaten. Her neyse.

    Zât-ı âlîlerinize, naçizane bizden ziyade, gerçek bir Şair açıklamalarda bulunsa çok daha iyi olur, ki üzerimizdeki emekleri ve etkisi çok büyüktür. ' Yaşıyorsa uzun ömür diliyoruz, değilse nur içinde uyusun. '

    Teknik ' ki dolayısıyla da ağır ' bir derse ' Nümerik Analiz ' girerdi ki, bir gün, neredeyse bütün sınıf tarafından bu dersin gerçek hayatta, gereksiz olup olmadığı, gerekliyse ne işe yarayacağı ve buna benzer şeyler soruldu. İçtenlikli oldukları kuşkusuz olmakla birlikte, aslında kastettikleri " bu ders gereksizdir " önermesiydi tabii ki.

    Meselâ, sınavlarda, ' dile kolay ' her biri ' ki içeriğinin tamamı 0.197352 ve benzeri sayılardan müteşekkil ' 6 basamaklı 6x6 bir matrisin determinantını ya da bu matrisin tersini yahut buna benzer şeyleri, gelişmiş bir hesap makinası ' meselâ, CFX-9850G ' yerine en fazla fx-3950P modelini kullandırarak hesaplatırdı, ki tek kelimeyle hafakandır, ki nerede kaldı ki o zamanlar, hâlihazırda dahi, bu ve benzeri mevzulardan pek imtina etmeyen bizim karşımıza da çıksa, ' en fazla fx-3950P kullanarak ' böyle bir matrisin determinantı ya da tersini hesaplamaya katlanamazdık herhâlde.

    Neyse, neyse. Özetle, bu ve benzeri sorular karşısında, önce bir arkadaşımızı yanına çağırdı ve ardından cebinden bir kibrit kutusu çıkarttı ve bütün sınıfa şunu sordu:

    Bu kibrit kutusu ağır mı?

    Hayır.

    Yanına çağırttığı arkadaşımıza sordu:

    Sana göre ' ağır mı '?

    Yok, hocam.

    Peki öyleyse. Herhangi bir elini yere paralel uzat ve avucunun içine koy ve elinin konumunu da hiç değiştirme, tamam mı?

    Arkadaşımız denileni yaptı ve hemen ardından da ' hoca ne diyecek diye ' bekliyoruz...

    Dakikalar geçiyor, geçiyor, geçiyor, bekliyoruz, bekliyoruz, bekliyoruz, lakin hocadan ses seda yok.

    Bu arada, arkadaşımızın eli titremeye başladı tabii ki.

    Sınıfta çıt yok.

    Dakikalar geçiyor, geçiyor, geçiyor, bekliyoruz, bekliyoruz, bekliyoruz, lakin hoca, kıpırdamaksızın gözlerini arkadaşımıza dikmiş, bir an bile başka yöne çevirmeksizin öylece duruyor, duruyor, duruyor...

    Kibrit kutusunun kâbus olduğu âşikar, zira arkadaşımızın eli zangır zangır titremeye başladı, ki kibrit kutusu neredeyse düşecek.

    Arkadaşımız baştan aşağı titremeye başladığı an, onlarca dakikadır sabırsızlıkla beklenen seda geldi.

    Kibrit kutusunu masaya bırak.

    Ardından da ' bir mucize misali ' kibrit kutusunu masaya bırakır bırakmaz, bir anda kendine gelen arkadaşımıza dönerek sordu:

    Nasılsın?

    Çok iyiyim hocam.

    Birkaç saniye önce nasıldın?

    Çok kötüydüm hocam.

    Akabinde de bütün sınıfa şunları söyledi:

    Arkadaşlar, gördüğünüz gibi, dert olan şeyler, dert ettiğiniz için derttir, dert olduğu için değil.

    Bu kibrit kutusu misali, bırakın onları, kurtulun onlardan, takmayın kafanıza, göreceksiniz ki ortada ne dert kalacak ne de tasa.


    N.B.: Özetle, bu bölümde, çizgiromanlardan mülhem teknik detaylar üzerine ve tekniğe [aşina, meraklı, ilgili,...] insanlara yönelik teknik yazılar yazıyoruz ve yazacağız. Forum yönetimine göre, bu ve benzeri yazılar uygun değilse, bu bölüm kaldırılabilir, o zaman da yazamayız, olur biter. : )

    Teknik yazılardan bunalan dostlarımız ve Üstad HACILI için:






    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  8. #28
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Eski dostumuz Anthis için:





    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  9. #29
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Eski dostumuz Üstad Palio68 için:








    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  10. #30
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    474

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,667,385
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    2,185
    Beğenilmiş
    1,988
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Eski dostumuz Victoryv için:








    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 1

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları