Metafizik Felsefe ' Philosophia Metaphysica ' XIV:
Tümeller Üzerine ' De Universalibus ' I:
Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon, Devlet adlı eserindeki diyaloglarda neler diyordu_? ' Politeia, 507b-c, Translitteratio Latina '
Hangi söylediklerini?
Birçok güzel şeylerin, birçok iyi şeylerin, birçok daha başka şeylerin varlığını kabul ediyor, dilde de bunları birbirlerinden ayırt ediyoruz.
Tamam.
Kendiliğinden güzel, kendiliğinden iyi olan da vardır, diyoruz. Daha başka dediğimiz birçok şeylerden her birinin de değişmez bir tek varlığı, ideası olduğunu kabul ediyoruz.
Peki.
Sonra, birçok şeyler görülür, kavranmaz. İdealarsa kavranır, görünmez.
Evet.
;................................................. .................................................. ..........................................
_ Antik Çağ kökenli ' Orta Çağ Tümeller Tartışması ' quaestio de universalibus ':
[universalia ante rem; şeyden [tikelden] önce tümeller]&, [universalia in re; şeyde [tikelde] tümeller]#, [universalia post rem; şeyden [tikelden] sonra tümeller]$, tümeller, yüklem olmayanların yüklemidir ' universalia sunt praedicatum de rebus non universalibus ', fakat en üst tümel varlık ' esse est universalissimum ' ya yüklemdir £ ya da yüklem değildir % ' aut predicatum aut non predicatum est ', &c.
& Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Eflâtûn-ı İlâhî ' Platon' un felsefesi ' Philosophia [Prima, Idealistica, Platonis] '.
# Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in felsefesi ' Philosophia [Prima, Idealistica, Aristotelis] '.
$ Orta Çağ Skolastik Filozofları ' philosophi scholastici Medii Aevi ' Roscellinus Compendiensis, Guillelmus de Ockham,...
£ Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' St. Anselmus, ' illuminismus philosophus ' Descartes,...
% Orta Çağ Filozofu /Mütekaddimûn ' philosophus Medii Aevi /philosophi priores /Muallim-i Sânî ' Fârâbî, ' illuminismus philosophus ' Kant,...
;................................................. .................................................. ..........................................
& Realismus: Tümeller, tikellerden ve tikellerin tasavvurundan bağımsız olarak, tikellerden öncedir ve tikellerin dışındadır.
# Conceptualismus ' Realismus Immanens ': Tümeller, nitelik şeklinde tikellerde ve tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.
$ Nominalismus: Tümeller, enikonu bir takım seslerden ' flatus vocis ' ibarettir, ki tikellerden başka hiçbir şey y o k t u r.
;................................................. .................................................. ..........................................
Orta Çağ Avrupa üniversitelerinde, Aristoteles Mantığı ' Logica Aristotelis ' ve erken Kilise Babalarının ' Patres Ecclesiae ' yazılarına dayanan, geleneksel felsefe ve teoloji sistemi ' Scholasticismus ' Filozoflarının tümeller üzerine çıkarımları, filvaki ilgi çekicidir, ee.g.
_
Sancti Thomae Aquinatis Opuscula Theologia et Philosophica, Vol. II
De Universalibus
Quoniam dicit Aristoteles 1 Poster., scientia est sempiternorum et eorum quae nota sunt, et quae impossibile est aliter se habere, haec autem sunt universalia; ideo utile esse existimo aliquid narrare de eis secundum quod universale est, ut cognita natura ejus secundum quod est, facilius etiam alia universalia secundum quod sunt cognoscantur...
... quod est, quia potentia rei et habilitas rei non sunt de essentia termini, sicut potentia animae non est de essentia animae. Unde habilitas essendi in pluribus non est de essentia hominis; quia tunc homo qui est in Socrate, esset habilis ad participationem plurium, quod est impossibile. Et quia unumquodque potest abstrahi ab eo quod non est de essentia ejus, ideo potest intelligi absque hoc quod intelligatur quod sit participabilis a pluribus. Homo enim secundum quod homo, nec est universalis nec particularis: quia si homo secundum quod homo esset universalis, jam non posset esse particularis; et si esset particularis, non esset universalis secundum quod homo: sicut Socrates qui est singularis secundum quod Socrates, non posset esse universalis. Ergo accidit sibi, quod sit singularis vel universalis. Sed debes scire, quod homo non dicitur universalis, nisi quia consideratur universaliter.
St. Thomas Aquinas' ın Teoloji ve Felsefi İncelemeleri, 2. Cilt*
Tümeller Üzerine
Aristoteles'in II. Analitikler'de ' Analytica Posteriora ' söylediği gibi, bilgi, namütenahi ve aşina olunan şeylere aittir ve başka türlü olması imkânsızdır, ancak bunlar evrenseldir; dolayısıyla onlar hakkında bazı şeyleri külliye göre rivayet etmenin faydalı olduğunu düşünüyorum ki, onun mahiyeti ne olduğuna göre bilindiğinde, diğer tümeller de ne olduğuna göre daha kolay bilinebilsin...
... çünkü bir şeyin kudreti ve yeteneği, terimin özüne ait olmadığı gibi, nefsin kudreti de nefsin özüne ait değildir. Dolayısıyla çokluk içinde olma yeteneği insanın özüne ait değildir; zira o zaman Sokrates'teki insan birçoklarının katılımına uygun olacaktır ki, bu da imkânsızdır. Ve her şey kendi özünden olmayan bir şeyden soyutlanabildiğinden, birçokları tarafından paylaşılabilir olarak anlaşılmadan da anlaşılabilir. Zira insan olduğu haliyle insan, ne tümel ne de tikeldir: zira insan, insan olduğu haliyle tümel olsaydı, artık tikel olamazdı; ve eğer tikel olsaydı, insan olarak tümel olamazdı: tıpkı Sokrates kadar tekil olan Sokrates'in tümel olamayacağı gibi. Bu nedenle onun tekil ya da tümel olduğu ortaya çıkar. Ancak şunu bilmelisiniz ki, insan tümel olarak kabul edilmediği sürece tümel olarak adlandırılmaz.
* Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus Scholasticus Medii Aevi, Doctor [Angelicus, Ecclesiae Romanae, Universalis] ' St. Thomas Aquinas' a göre, tümeller, Tanrı ' Ideae idearum ' ideaları olarak tikellerden önce ' ante rem ', tikellerin nitelikleri olarak tikellerde ' in re ', tikellerin tasavvuru ' zihni kavramlar ' olarak da tikellerden sonradır ' post rem '.
_
Bonaventure of Bagnoregio, Collationes In Hexameron, Sive Illuminationes Ecclesiae
Ratio ergo dictat, quod de Deo altissimo est sentiendum altissime et piissime , quod illa essentia est nobilissimo modo. Forma universalis nobilior est particulari, quia est in multis; particularis autem uno modo nobilior universali, quia particularis est in uno non numerata, sed universalis in multis est numerata: ergo essentia divina habere debet, quod nobilitatis est in creatura, ut sit una in multis non numerata . - Sentiendum est etiam piissime, quod illa essentia est origo omnium, creans omnes res, et quod immediate ab ipsa omnes res procedunt. Nisi tu sentias, quod totalitas rerum ab ipsa procedit; non sentis de Deo piissime. Plato commendavit animam suam factori ; sed Petrus commendavit animam suam Creatori.
St. Bonaventure, Yaratılışın Altı Günü Üzerine Konuşmalar, Veya Kilisenin Aydınlatmaları
O halde akıl, Yüce Tanrı'nın en derinden ve en dindar şekilde hissedilmesi gerektiğini emreder, zira bu öz en asil şekildedir. Tümel biçim, tikel olandan daha asildir, zira çokluktadır; kaldı ki tikel bir bakıma tümelden de asildir, zira tikel birde addedilmemiştir, ancak tümel çoklukta addedilmiştir: bu nedenle, çoklukta addedilmemiş bir olması için, kul da, asil bir ilahi öze sahip olmalıdır . - Aynı zamanda bu özün her şeyin kökeni olduğu, her şeyi yarattığı ve her şeyin doğrudan ondan kaynaklandığı da son derece dindar bir şekilde hissedilmelidir. Her şeyin bütününün ondan kaynaklandığını hissetmediğiniz sürece; Tanrı konusunda kendinizi pek dindar hissetmezsiniz. Platon ruhunu yaratıcıya emanet etti ; ama Petrus ruhunu Yaradan'a emanet etti.
;................................................. .................................................. ..........................................
_
Türkiye' de klasik mantığın duayenlerinden Prof. Dr. Necati Öner, Klasik Mantık adlı eserinde ne diyordu_?
Adcılık (nominalisme): Bu görüşe göre genel fikirler yoktur; ancak işaretler, adlar vardır. Kavramların gerçekliği olmaz. İlkçağda Antisthenes diyordu ki: "bir at görüyorum atlık değil".
;................................................. .................................................. ..........................................
_
[Geç] Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus [posterior] ' Kilikyalı Simplikios ' Simplicius Ciliciensis ', Aristoteles'in Kategorileri Üzerine Yorum' da ne diyordu_? " In Aristotelis Categorias Commentarium, 208, 28, Translitteratio Latina "
Antik Filozoflar arasında bazıları, yalnızca niteliksel varlığın ' tikel[ler]in ' var olduğunu tasdik ederek niteliklerin varlığını ' tümel[ler]i ' tamamen inkâr ediyordu; Platon'la bir tartışma sırasında şunu söyleyen Antisthenes'in hâli de böyledir: "Ah, Platon! "Burada atı görüyorum ama atlılığı göremiyorum"; O da şu cevabı verdi: "Çünkü atı görecek [bedenî] gözlerin var ama atlılığı algılayacak [zihnî] gözlerin yok."
;................................................. .................................................. ..........................................
_
Felsefeci Cemil Sena Ongun, Filozoflar Ansiklopedisi, I' de ne diyordu_?
İlk defa, (1180'e doğru ölen ve Abelard'ın öğrencilerinden) Jean de Salisbury, 1160'ta yazdığı Metalogicus adlı eserinde, üstadının teziyle kavramcılığı ayırt etmiş ve Abelard'ın "Tümeller, konuların yüklemi (attributs) dirler, bundan ötürü de konulardan önce varolamazlar" düşüncesinde olduğunu söylemiştir.
Öyleyse, tümeller; ya konularındadır ' conseptualismus ' ya da konularından sonradır ' nominalismus ' değil mi_? Her hâlde. : )
Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' Petrus Abaelardus, bilaistisna ve de bilhassa tekil önermeler üzerinden Realismus' u eleştirir, meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...}, etc.*
* [Klasik] Mantık ' Logica Formalia ' & Kategorik Önermeler Üzerine ' De Propositionibus Categoriis ':
Klasik Mantıkta tekil önermeler, tümel önermeler hükmündedir, i.e., tekil önermeler tümel önermelere irca edilmiştir, lakin bu hâl, bazı karmaşalara yol açar, şöyle ki:
_ Tekil [olumlu, olumsuz] önermelerin ' propositiones singulares [affirmativae, negativae] ' özneleri, tekil şeyleri, ' birincil tözleri ' gösterir, ki çelişikleri de tekil [olumsuz, olumlu] olmalıdırlar, ki tümel [olumlu, olumsuz] önermelere ' propositiones universales [affirmativae, negativae] ' irca edildiklerinde de değişen bir şey olmaz, ki demek ki çelişikleri de tümel [olumsuz, olumlu] olmalıdırlar. Ne var ki Aristoteles' in Karşıtlık Karesi' ne ' translaticium contrarium quadratum ' göre, çelişikler, ne nicelik ne de nitelikçe aynıdırlar, meselâ, tümel [olumlu, olumsuz] ise, tikel [olumsuz, olumlu] veya tersi ' tikel [olumsuz, olumlu] ise tümel [olumlu, olumsuz] ' olmaları zorunludur, ki çelişki.
Meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} tümel olumlu önermeler ise, özneler, her hâlde birincil tözü göstermektedirler, ki çelişikleri, tümel olumsuz önermelerdir, tikel olumsuz önermeler değil. Ne var ki Aristoteles' in Karşıtlık Karesi' nden, çelişikler ' [Sokrates, Platon,...] {ölümlü değildir | filozof değildir |...} ' tikel olumsuz önermelerdir ' propositiones particulares negativae ', ki çelişki.
_ [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} ile Her [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} önermelerinde, konu yüklem ilişkisi de farklıdır ' ilki üye-sınıf ilişkisidir, ki müteaddi, diğeri alt sınıf-sınıf ilişkisidir, ki lâzım, ki çelişki ', ki bu da tekil önermelerin kendine özgü bir nitelik taşıdığını gösterir, &c.
_ Kategorik önermelerde düz döndürme ' conversio simplex in propositionibus categoriis ':
Si vera est [propositio analytica] universalis affirmativa, vera etiam est [propositio analytica] universalis affirmativa, seu si {quilibet | omnes} A continet B, etiam {quilibet | omnes} B continet A.
Analitik tümel olumlu önerme doğruysa, analitik tümel olumlu önerme de doğrudur veya her A, B'yi içeriyorsa, her B'de A'yı içerir.
_ Kategorik önermelerde sınırlı döndürme ' conversio per accidens in propositionibus categoriis '
Si vera est [propositio] universalis affirmativa, vera etiam est [propositio] particularis affirmativa, seu si {quilibet | omnes} A continet B, etiam {quidam | quoddam} B continet A.
Tümel olumlu önerme doğruysa, tikel olumlu önerme de doğrudur veya her A, B'yi içeriyorsa, bazı B'de A'yı içerir.
Meselâ, [Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} tekil olumlu önermeleri, tümel olumlu önermelere irca edildiklerinde, analitik olsalar da olmasalar da karmaşaya yol açarlar, şöyle ki:
Düz döndürme: [Ölümlü, Filozof,...] {Sokrates' tir | Platon' dur |...}
Sınırlı döndürme: Bazı [ölümlüler, filozoflar,...] {Sokrates' tir | Platon' dur |...}
Ne var ki, Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles' in felsefesinde ' Aristotelis philosophia ', {Sokrates | Platon |...} ve benzerleri birincil tözlerdir ' substantiae primariae ', ki konu olurlar, yüklem olamazlar ', filhakika ikincil tözler ' substantiae secundariae ' müstesna, ki hem konu hem de yüklem olabilirler, ki tümellerdir. '
Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Kategoriler adlı eserinde ne diyordu_? ' Categoriae vel Praedicamenta, [De Substantia], C. V, 2a10 '
Substantia autem est, quae proprie et principaliter et maxime dicitur, quae neque de subiecto praedicatur neque in subiecto est, ut aliqui homo vel aliqui equus.
Kelimenin en gerçek, birincil ve en kesin anlamıyla töz, ne bir özneye yüklemlenebilir ne de bir öznede mevcut olandır; örneğin bireysel bir insan veya at.
Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Metafizik adlı eserinde ne diyordu_? ' Metaphysica, liber III., C. V, 1001b30 '
Passiones enim et motus et ad aliquid et dispositiones et orationes nullius videntur substantiam significare; dicuntur enim omnia de subiecto aliquo, et nihil hoc aliquid.
Çünkü belirlenimler, hareketler, bağıntılar, haller ve oranlar, herhangi bir şeyin tözünü ifade eden şeyler olarak görünmemektedirler. Çünkü onlar belli bir özneye yüklenen şeylerdir ve hiçbiri bireysel bir töz değildir.
Şu hâlde, Orta Çağ Skolastik Filozofu ' philosophus scholasticus Medii Aevi ' Petrus Abaelardus' un "Tümeller, konuların yüklemi (attributs) dirler, bundan ötürü de konulardan önce varolamazlar" önermesi, tekil önermelerin kendine özgü niteliklerinden dolayı doğrulanmaktadır, değil mi_? Değil. Neden_?
[Sokrates, Platon,...] {ölümlüdür | filozoftur |...} önermelerinde, [Sokrates, Platon,...] konular, {ölümlü | filozof |...} yüklemler, diğeri de yüklemleri konulara bağlayan ektir, ki bağdır. ' Bağ olmaksızın önerme de olmaz, zira elde kavramlardan başka bir şey kalmaz. '
Bu önermelerin doğruluk değeri ne ise, tersine çevrilen şu önermelerin doğruluk değeri de aynıdır, i.e., bu önermeler {doğru | yanlış} ise şu önermelerin de {doğru | yanlış} olması zorunludur.
[Ölümlülük, Filozofluk,...] [Sokrates' in, Platon' un,... bir vasfıdır.]
Ne var ki önceki önermelerde yüklem olanlar {ölümlü | filozof |...} ' ki tümeldirler ', bu defa konu olmaktadırlar. : )
Felsefe:
Felsefeci Bertrand Russell' da aynı kanıdadır, zira Batı Felsefesi Tarihi III' te ' A History of Western Philosophy /Historia Philosophia Occidentalis ' ne diyordu_?
Descartes, Spinoza ve Leibniz felsefesine temel olan töz kavramı, mantıksal olan özne ve yüklem kategorisinden türemiştir.
Bazı sözcükler hem özne, hem de yüklem olabilir. Söz gelimi «gök mavidir», «mavi bir renktir» diyebilirim. Başka sözcükler (özel adlar bunun en açık örneğidir) asla yüklem olarak görülmezler, sadece özne olurlar ya da bir ilişkinin terimlerinden biri olabilirler. Böyle sözcüklerin tözleri gösterdiği ileri sürülür.
;................................................. .................................................. ..........................................
N.B.: != not equal to ' inaequalis '
_ Conceptualismus ' Realismus Immanens ': Tümeller, nitelik şeklinde tikellerde ve tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.:
Mantık:
p[articularia]i,j,k,... : Tikeller
U[niversalis]: Tümel
Bu görüşe göre, herhangi bir tümel ' e.c. U ';
i_ nitelik şeklinde tikellerdedir.
Herhangi tikellerde nitelik şeklinde U tümeli olsun, meselâ, pi, pj,... tikelleri, U tümelini içersin, ' i.e. Upi, Upj,... ' ki demek ki,
Upi, pj,... tikellerinde d e ğ i l, pi tikelindedir.
önermesi doğru, fakat Upi yerine U konulduğunda elde edilen
U, pj,... tikellerinde d e ğ i l, pi tikelindedir.
önermesi doğru d e ğ i l d i r.
Şu hâlde, U != Upi
Filhakika, Upi yerine herhangi diğeri, meselâ, Upj alınsa da değişen bir şey olmaz, meselâ,
Upj, pi,... tikellerinde d e ğ i l, pj tikelindedir önermesi doğru, fakat Upj yerine U konulduğunda elde edilen
U, pi,... tikellerinde d e ğ i l, pj tikelindedir önermesi doğru d e ğ i l, ki demek ki U != Upj
Ne var ki, tümel, tikellerdeki tekilliktir, çokluktaki tekliktir ' U = Upi = Upj,... ', ki çelişki.
N.B.: ' Kategorik önermelerdeki ' yüklem N ile, yüklemin gösterdiği N farklıdır, ilki terimdir, ki dildedir, diğeri kavramdır, ki zihindedir.
m[entes]i,j,k,... : Zihinler
N[otio]: Kavram
Bu görüşe göre, herhangi bir kavram, ki tümeldir ' e.g. N ';
ii_ tikellerin tasavvuru şeklinde de zihindedir.
pi,j,... N' dir önermesinde, ' N gibi bir yüklem, tikellere uygulandığında ', yüklem, mi, mj,... zihinlerinde aynı N kavramını göstermesi gerekir, i.e. Nmi, Nmj,... ' ki, demek ki
Nmi = Nmj,... ' N kavramı, zihinlerde özdeştir. '
Ne var ki, mi zihnindeki N kavramı ' Nmi ', mj, mk,... zihinlerindeki N kavramı ' Nmj, Nmk... ' ile ' özellikleri özdeş olmadığından ' özdeş o l a m a z, zira mesela, Nmi, mi zihninde, fakat mj, mk,... zihinlerinin dışındadır. Sözün kısası, mi, mj,... özdeş zihinler olmadıklarından ' farklı zihinler olduklarından ' birbirlerinin dışındadırlar, ki herhangi bir zihindeki N kavramının ' e.gr. Nmi ', mi, mj... zihinlerinde de bulunabilmesi, aşikârdır ki, imkânsızdır.
Nmi != Nmj,... ' N kavramı, zihinlerde özdeş d e ğ i l d i r. ', ki çelişki.
Felsefe:
Conseptualismus, genel terimin uygulandığı tikellerin aynı niteliği taşımasını istilzam eder, diğer taraftan da bu aynılık imkânsızdır; aynı bir genel terimin her biri ayrı olarak uygulanışlarında aynı kavramı icap ettirir, başka bir yönden de aynı kavramın farklı zihinlerde olması imkânsızdır; pi,j,k,... tikellerindeki N niteliğiyle, ' tikellerin ayırt edilebilmeleri yahut eksiksiz ve doğru bilgilerinin edinilmeleri ve benzeri nedenlerle ' bir şeyin başka bir şey hakkındaki tasdikinin yahut inkârının edildiği yargı aktı' ndaki ' ex.gr. pi,j,k,... N' dir ' N kavramının özdeşliğini gerektirir, öte yandan N niteliğiyle N kavramının özdeşliği imkânsızdır, &c.
Realismus' ta, tümeller, tikellerden ve zihinlerden bağımsızdır, ki demek ki bu ve benzeri çelişkilerden de bağımsızdır.*
* U = Upi = Upj,... & N = Nmi = Nmj,...
Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ', Metafizik ' Metaphysica, liber IV., C. IV, 1006a8-11 ' adlı eserinde ne diyordu_?
Totaliter quidem enim omnium esse demonstrationem est impossibile; nam in infinitum procederet, ut nec ita foret demonstratio. Si vero quorundam non oportet demonstrationem quaerere, quod volunt magis esse tale principium non habent dicere.
Çünkü her şeyi kanıtlamak imkânsızdır. Aksi takdirde sonsuza gitmek ' ad infinitum ' gerekir. Dolayısıyla bu durumda da kanıtlama, söz konusu olamaz. Eğer ortada kanıtlamasının aranmaması gereken doğrular varsa, onun bu ilkeden başka hangi ilkeye daha uygun düşeceği bize söylensin!
Antik Yunan Filozofu ' philosophus Graecus antiquus /Muallim-i Evvel ' Aristoteles, Sofistik Çürütmeler Üzerine ' De Sophisticis Elenchis, 166b20-28, Translitteratio Latina ' adlı eserinde ne diyordu_?
Öyleyse dilin kullanımına dayanan çürütmeler buralardan çıkar. Dilin kullanımına dayananlar dışındaki safsata türleri ise yedi: [i] Biri ilineğe bağlı ' fallacia accidentis ', [ii] ikincisi mutlak anlamda ya da mutlak anlamı yerine belli bir bağlam, yer, zaman ya da ilişki anlamında almayla ' fallacia secundum quid et simpliciter ', [iii] üçüncüsü çürütmeye ilişkin bilgisizlik yüzünden ' ignoratio elenchi ', [iv] dördüncüsü izleyen sonuca bağlı ' fallacia consequentis ', [v] beşincisi başlangıçta <soru konusu olan şeyi kanıtlanmış> kabul etmeyle ' petitio principii ', [vi] altıncısı neden olmayanı nedenmiş gibi ele almayla ' fallacia propter non causam ut causam ', [vii] yedincisi ise pek çok soruyu tek bir soru haline getirmeyle ortaya çıkıyor ' fallacia plurium interrogationum ut unius '.
;................................................. .................................................. ..........................................
_ Nominalismus: Tümeller, enikonu bir takım seslerden ' flatus vocis ' ibarettir, ki tikellerden başka hiçbir şey y o k t u r.
Felsefeci D. M. Armstrong, Bir Tümeller Teorisi: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 2' de ' A Theory of Universals: Universals & Scientific Realism, Volume II /Una Theoria Universalium: Universales & Realismus Scientificus, Volumen II ' ne diyordu_?
The argument of Volume I
It is argued that in the dispute between Nominalism and Realism the onus of proof lies with the Nominalist. For the distinction between token and type is apparently all-pervasive and prima facie incompatible with Nominalism. Five Nominalist strategies for analysing the proposition that an object, a, has a property, F, are distinguished:
Predicate Nominalism: a has the property, F, if and only if a falls under the predicate 'F'
Concept Nominalism: a has the property, F, if and only if a falls under the concept F
Class Nominalism: a has the property, F, if and only if a is a member of the class of Fs
Mereological Nominalism: a has the property, F, if and only if a is part of the aggregate (heap) of the Fs
Resemblance Nominalism: a has the property, F, if and only if a suitably resembles the paradigm case(s) of an F
Nominalizm ile Realizm arasındaki ihtilafta ispat yükümlülüğünün Nominalistte olduğu ileri sürülmektedir. Çünkü örneklem ' token ' ve tip ' type ' arasındaki ayrım görünüşe göre her şeyi kapsar ve ilk bakışta Nominalizm ile bağdaşmaz. Bir nesnenin (a) bir F özelliğine sahip olduğu önermeyi analiz etmek için beş Nominalist strateji ayırt edilir:
Yüklem Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a 'F' yükleminin kapsamına giriyorsa ' altına düşüyorsa '
Kavram Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F kavramının kapsamına giriyorsa ' altına düşüyorsa '
Sınıf Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'ler sınıfının bir üyesiyse
Mereolojik Nominalizm: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'ler toplamının (yığın) parçasıysa
Benzerlik Nominalizmi: a, F özelliğine sahiptir, ancak ve ancak, a F'nin paradigma durum(lar)ına uygun şekilde benziyorsa
;................................................. .................................................. ..........................................
Felsefeci D. M. Armstrong, Nominalizm & Realizm: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 1' de ' Nominalism & Realism: Universals & Scientific Realism Volume I /Nominalismus & Realismus: Universales & Realismus Scientificus Volumen I ' ne diyordu_?
Predicate Nominalism and two infinite regresses
If, then, in the course of an attempted Nominalist analysis it should happen that covert appeal is made to the notion of property, kind or type, the analysis has failed to achieve its purpose. The failure does not prove the truth of Realism, but it does show that that particular Nominalist analysis has failed in its purpose.
Şu halde, Nominalist bir analiz girişiminde, nitelik, tür veya tip kavramına gizli başvuruda bulunulmuşsa, analiz amacına ulaşmada muvaffakiyetsiz olmuştur. Muvaffakiyetsizlik Realizmin doğruluğunu kanıtlamaz ancak Nominalist analizin amacına da ulaşamadığını gösterir.
It appears, then, that the Relation regress holds against all Relational analyses of what it is for an object to have a property or relation. If a's being F is analysed as a's having R to a ø, then Raø is one of the situations of the sort that the theory undertakes to analyse. So it must be a matter of the ordered pair <a, ø> having R' to a new ø-like entity: øR. If R ve R' are different, the same problem arises with R' and so ad infinitum. If R and R' are identical, then the projected analysis of Raø has appealed to R itself, which is circular.
Eğer a'nın ø oluşu, a'nın ø ile bir R'ye sahip olması (Raø) ise, Raø da teorinin analiz etmesi gereken bir durumdur. O halde, sıralı <a, ø> çiftinin de ø-benzeri, øR bir nesne ile bir R'ye sahip olması gerekir. Eğer R ve R' farklıysalar aynı sorun R' için de ortaya çıkacaktır ki, şu hâlde, ad infinitum. Şayet, R ve R' aynı iseler, Raø'nin analizinde R ye başvurulduğu için de döngüseldir ' petiio principii '.
Felsefeci D. M. Armstrong' dan kan çıkartan bir hamle! : )
Bu mantık hataları, viz., ad infinitum ' sonsuza dek [geriye gidiş] ' & petiio principii ' varsayılanı ispatlanmış gibi kabul ederek çıkarımlarda bulunma, kendi kendisini kanıtlayan önerme,... ', her türden Nominalizmin esaslı hipotezlerini geçersiz kılmaya muktedirdir.
Tümeller, karmaşık ve enikonu kavranması da zordur. Bundan ötürü özetleyip geçeceğiz.
Bu önermelerdeki " [kapsamına girmek, altına düşmek], üyesi olmak, benzemek,... " ifadeleri, bir ilişki tipinin ' type ' örneklemleridir ' token ', ki açıklanabilmeleri, ancak ve ancak bir başka ilişki örneklemi ile ilişkilendirilmekle mümkündür, ki bu da art arda yeni tiplerin belirmesine yol açar, ki şu hâlde ad infinitum, yok öyle değilse de bu önermelerin analizlerinin ' ki bu da bir başka karşılıklı koşul önermesidir ' her iki bileşenlerindeki örnekleme ya da benzerlik ilişkisi aynı olduğu için de döngüseldir. ' [Klasik] Mantık' ta, R & R'; ya aynı değildir ya da aynıdır, ki başka bir hâl olamaz. '
;................................................. .................................................. ..........................................
Mantık & Felsefe:
Nominalist önermeler, ilişkiseldir ' R ', zira, tikel ve tikelle ilişkiye girdiği varsayılanlar ' yüklem, kavram, küme,... ' bazdır.
Yüklem & Kavram Nominalizmi:
_
ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F yüklemi ya da kavramı kapsamına girmektedir ' altına düşmektedir ', ki soyut tekil terimler olmamalıdırlar.#
# a F' tir önermesinde, a tekil terim ' konu ', F genel terimdir ' yüklem '. Genel terimlerden sıfat ve fiil işlevindekiler yalnızca yüklem, tür adlarıysa hem yüklem hem de konuda bulunabilirler. Tekil terimlerse ya somuttur ' özel adlar, adıllar, tekil betimlemeler ' ya da değildir ' soyut göndermeler, ad fiiller, tekil adlar '.
Özetle, bu tip önermelerin konusundaki bir somut olmayan ' soyut ' tekil terimlerin formu en genel hâliyle şu şekillerde olabilir:
a ' soyut gönderme '
a-olma ' ad fiil '
a-lık [a olma durumu] ' tekil ad '
Mantık, a-olma & a-lık arasında ' dil bilgisi açısından olmasa da olsa da ' bir ayrım gözetmez, meselâ, tümel olma, mekân-zaman dışı olma [dır, demektir,...] & tümellik, mekân-zaman dışılık [tır, demektir,...] önermelerinin doğruluk değeri farksızdır. Öyleyse, ' soyut ' tekil terimlerin formu şudur:
a ' soyut gönderme '
a-lık [a olma durumu] ' tekil ad '
;................................................. .................................................. ..........................................
Şu hâlde soyut tekil terimlerin {indirgenmeleri | elenmeleri} zorunludur, lakin böyle bir dönüştürme, oldukça müşküldür.*
a bir Fi' dir. ' Yüklem; sıfat ise, önüne hiçbir şey yazılmaz, tür adı ise, önüne genellikle -bir- sözcüğü yazılır. '
önermesinde, a, bir soyut gönderme ya da tekil ad, Fi bir soyut tümel olsun. Yüklem & Kavram Nominalizmi' nde, bu önerme şu önermeye dönüştürülür:
a olan şeyler Fi olan şeylerdir.
a & Fi olan " şeyler " tikellerdir ve önceki önerme, diğer önermeyi mantıksal açıdan içersin, bir başka deyişle, ilki doğru ise diğeri de doğru olsun.
Fakat böyle bir dönüştürmenin gerçekleşebilmesi için, önermelerin muadil olması zorunludur.
Ne var ki, öyle bir Fj bulunabilir ki, bu defa, diğer önerme doğru iken, önceki önerme doğru o l m a z, ki bu da, diğer önermenin önceki önermeyi mantıksal olarak içermediği demektir, ki bu yüzden de diğer önerme, öncekinin dönüştürmesi sayılamaz.
* Felsefeci D. M. Armstrong' un, Nominalizm & Realizm: Tümeller & Bilimsel Realizm, Cilt 1, Renkler Hakkında İki İfade' de ' Two Statements about Colours /de Coloribus Declarationes Duae ', sunduğu misal, kuşkusuzdur ki, albenilidir, şöyle ki:
a kırmızı[lık] ' red[ness] ', Fi renk ' colour ', Fj {-dilbilim- uzanım | uzam} ' extension ' için indirgenme mümkün değildir. : )
;................................................. .................................................. ..........................................
_
ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F yüklemi ya da kavramı kapsamına girmektedir ' altına düşmektedir '. Bu, konuların her biri ayrı olarak ' F yüklemi ' örneklemi ile ilişkili olmasına bağlıdır, ki bu da ' F yüklemi ' tipini çıkartır, ki bu tip açıklanmak istenildiğinde de, bu defa ' F yüklemi olma ' tipi çıkar ve ad infinitum.
N.B.: Nominalizm' in diğer türlerinde, ilk adımda bir küme, paradigma,... bulunduğundan, bu tarz bir ad infinitum ortaya çıkmaz.
{Sınıf | Küme} & Mereolojik Nominalizmi:
_
ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F nitelikteki tikellerden müteşekkil bir {sınıfın | kümenin} {üyesi | elemanı} olarak tanımlandığından, tek elemanlı bir küme için, herhangi bir tekilin ' v.g., ai ' tekil niteliği ' F ' göz önüne alındığında, tekilin o nitelikte olup olmadığı belirsizdir ' bilinemez ', i.a., kümenin başka nitelikteki üyelerinin bulunmasının herhangi bir işlevi yoktur. Hülasa, bir tekilin ' ai ' F nitelikte olma nedeni, o şeyin F nitelikteki tikellerin ' aj,k,... ' kümesinin bir elemanı olması olamaz, bilakis, o tekilin ' ai ', F nitelikte olması nedeniyle, söz konusu kümenin elemanıdır.
Ayrıca j >= 1 için, küme elemanları, n iken, n+j ya da n-j olursa ' artarsa ya da azalırsa ' kümenin kaplamı değişebilir, ki bu da küme kapsamındaki tikeller değişmektedir demektir.
Dahası, nitelikler, tikeller tarafından oluşturulan kümeler ile açıklandığından, v.gr., ai Fi' dir & ai Fj' dir önermelerdeki kaplamları aynı, anlamları farklı Fi ve Fj yüklemlerinin her ikisi de aynı kümeyi gösterir ' ai F kümesinin elemanı olur ', ki bu da Fi & Fj nitelikleri ayrımlanamaz demektir.
Ötesi, hem tümellerin inkâr edilmesi hem de tümel benzeri ' soyut ' bir {sınıfın | kümenin} tasdik edilmesi aşikârdır ki, çelişiktir.
_
ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[ların] ' ai,j,k,... ' F nitelikte olması için gerekli bir koşul olmasına rağmen, genel olarak, F' lerin toplamının bir parçası olmasının yeterli olmaması, i.e., yüklem ile bahsedilen toplamlar arasında bir karşılıklığın olmaması bariz dezavantajıdır, kuşkusuzdur ki, F nitelikli bir tikel, F olma durumunu ' F-lik ', F nitelikli topluluğun bir parçası olmasından almaz, tam tersine F nitelikli olduğu için, F nitelikli tikellerin toplamına aittir. Açıkçası, F olma niteliğinin F nitelikli tikellerin toplamı olduğu ve bir tikelin F nitelikli tikellerin toplamının bir parçası olması nedeniyle F nitelikli olduğu iddiası doğru değildir.
Üstüne üstlük, bu {n değerlikli | n. dereceden} ' n-adic ' ilişkiyle ilişkili şeylerin toplamı göz önüne alındığında, bu toplamın herhangi n parçası aynı ilişkiyle ilişkili olacak şekilde herhangi bir ilişki çok az olabilir.
Hülasaten, bu hipotez, kütle, şekil ya da benzeri kapsamlı nitelikler nedeniyle müşkülatla karşı karşıyadır, meselâ, kütlesi bir kg olan tikellerin toplamının her bir parçasının kütlesinin bir kg olduğu doğru değildir, zira bu tür parçaların çoğu farklı kütleye sahiptir; kare tikellerin toplamının her parçası kare değildir, çünkü ne her karenin toplamının kendisi karedir ne de bir karenin her parçasının kendisi karedir. Bu yüzden de kare tikellerin, kare tikellerin toplamının parçaları olması nedeniyle kare olduğu iddiası doğru değildir, &c.
N.B.: ai,j,k,... konu[ları] ya somut tekil terim yahut soyut tekil terim veyahut türdür.
Benzerlik Nominalizmi:
ai,j,k... F' dir ' ai F' dir, aj F' dir, ak, F' dir,... ' önermelerinde, konu[lar] ' ai,j,k,... ' F benzerlik {sınıfının | kümesinin} {üyesi | elemanı} ya da alt {sınıfı | kümesi} olmalıdır, yüklemler ve somut tekil terim olmayan konuların kapsamı benzerlik kümesidir ' soyut tekil terimler benzerlik kümelerine referansta bulunur ', ki bu benzerlik kümesinin herhangi iki elemanı da birbirine ' ai aj' ye & aj ak' ya,... ' benzer ve bu benzerlik ilişkisi de; yansımalıdır ' ai ai' ye, aj aj' ye,... benzer ', simetriktir ' ai aj' ye benzer ise, aj' de ai' ye benzer ', lakin geçişsizdir ' ai aj' ye, aj ak' ya benzer ise, ai ak' ya benzer değildir. '*
* ai & aj & ak tikelleri, sırasıyla, Fii, Fij, Fik & Fji, Fjj, Fjk & Fki, Fkj, Fkk niteliklerinde olsun. Eğer ki, Fij = Fji & Fjk = Fkj ise, ai, aj' ye ' Fij veya Fji ' olma bakımından, aj' de ak' ya ' Fjk veya Fkj ' olma bakımından benzer, lakin ai ak' ya hiçbir bakımdan benzemez, ki demek ki benzerlik ilişkisi geçişli olamaz.
_ Her bir yüklemin gösterdiği benzerlik kümesi belirlenmelidir. Özne konumundaki bir soyut tekil terimin ' F-lik ' benzerlik kümesi, o soyut tekil terimin karşılığı olan sıfatın ' F ' yüklem konumundaki benzerlik kümesiyle özdeştir.
Fijk: Fi & Fj & Fk, Fij'k': Fi & Fj' & Fk', Fij''k'': Fi & Fj'' & Fk'' paradeigmalar ve Fi algısal bir yüklem olsun. Buradaki kümenin öğeleri, ikişer ikişer benzer olmalıdır, ki öyledir de, fakat tek ortak özellik, Fi niteliğidir, ki Fi-lik' tir ' i.e. Fj != Fj' != Fj'', Fk != Fk' != Fk'' olduğundan başka bir ortak özellik yoktur '. Öyleyse, bu paradeigmalardan oluşan kümenin tüm öğeleri Fi olan fakat diğer açılardan farklı olan tüm tikellerden oluşan bir benzerlik kümesinin alt kümesi olmalıdır.
Ne var ki paradeigmalar kümesinin alt kümesi olduğu bir tek benzerlik dairesini belirlemek için genel bir yöntem y o k t u r.
_ Benzerlik kümesinin herhangi iki elemanı ' ai aj' ye & aj ak' ya,... ' birbirine benzerdir.
_ Benzerlik kümesinin dışındaki her tikel, bu kümenin en az bir öğesine benzer değildir.
Fakat ne mantıkça ne de felsefi açıdan geçerlidirler ' i.e., her iki koşul da geçersizdir ', şöyle ki:
Fij: Fi & Fj, Fik: Fi & Fk ve Fjk: Fj & Fk herhangi tikellerin ' ai,j,k... ' nitelikleri olmak üzere, F0, F1, F2 alt kümelerinin birleşimi olan F kümesini ele alırsak, F0, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri ' F0 için Fij: Fi & Fj' den, F1 kiçin Fik: Fi & Fk' dan ve F2 için Fjk: Fj & Fk' dan ' ve F0, F1 alt kümelerinin öğeleri Fi' den, F0, F2 alt kümelerinin öğeleri Fj' den, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri Fk' dan dolayı birbirlerine benzerdirler, ki ilk şart gerçeklenir.
' <-> {değil | olmayan}.
Bu kümenin dışında kalanlar olarak, Fi'j': Fi' & Fj', Fi'k': Fi' & Fk' ve Fj'k': Fj' & Fk' herhangi tikellerin ' a'i',j',k'... ' nitelikleri olmak üzere, F0', F1', F2' alt kümelerinin birleşimi olan F' kümesini ele alırsak, F kümesinin öğeleri F' kümesinin öğeleriyle ve F0, F1, F2 alt kümelerinin öğeleri F0', F1', F2' alt kümelerinin öğelerine benzer değildir, ki diğer şartta gerçeklenir.
Ne var ki F kümesinin bir benzerlik kümesi olması için, öğelerinin ikişerli değil, tüm öğelerin bir arada en az bir açıdan birbirine benzemesi, bir başka deyişle, ortak bir özelliği olmalıdır, lakin F kümesinin tüm öğelerinin ortak bir özelliği y o k t u r, şöyle ki:
F Fi'jk: Fi' & Fj & Fk, Fij'k: Fi & Fj' & Fk & Fijk': Fi & Fj & Fk' herhangi tikellerin ' ai',j',k'... ' nitelikleri olmak üzere, F0, F1, F2 alt kümelerinin birleşimi olan F kümesini ele alırsak, aşikârdır ki, ne Fi ne de Fi' & ne Fj ne de Fj' & ne Fk ne de Fk', F kümesinin tüm öğelerinin ortak özelliğidir ' i.e., ortak özelliği değildir. '
Şu hâlde, F kümesi bir benzerlik kümesi değildir, ki bu da, [iki şarttan müteşekkil] tanım, benzerlik kümeleri için gereklidir fakat yeterli değildir demektir, ki tanım geçersizdir. ' Her benzerlik kümesi, bir benzerlik dairesidir, fakat her benzerlik dairesi, bir benzerlik kümesi değildir. '
;................................................. .................................................. ..........................................
Realismus & Conceptualismus ' Realismus Immanens ':
a, F' dir önermesinde, F hiçbir zaman [töz olan] tikel ' ab particulari quod est de substantia ' olamaz.
a [töz olan] tikel ' ab particulari quod est de substantia ', F; ya [töz olmayan] tikel ' ab particulari quod non est de substantia ' özelliktir ya da [töz olan veya olmayan] tümel ' ab universali quod [non] est de substantia ' özelliktir ' ki, cins veya türdür. ' Meselâ,
Sokrates ' [töz olan] tikel ', beyazdır.
Ne var ki, a, her zaman [töz olan] tikel olmak zorunda değildir, bir başka deyişle, [töz olmayan] tikel ya da [töz olan veya olmayan] tümelde olabilir, ee.g.
Beyaz ' [töz olmayan] tikel ', bir renktir.
İnsan ' [töz olan] tümel ', fânidir.
Filozofluk ' [töz olmayan] tümel ', bir vasıftır.
Sözün kısası, bir şey, ya nesnedir ' [töz olan] tikel ', veya tikel özelliktir ' [töz olmayan] tikel ', veyahut nesne türüdür ' [töz olan] tümel ', ya da özellik türüdür ' [töz olmayan] tümel. '
;................................................. .................................................. ..........................................
Çizgiromanların Doğası Üzerine ' De Librorum Nubeculatorum Natura ' I:
Peki a, bir şey " i.e., aşağıdaki bu resim, ki [töz olan] tikel " olduğuna göre, F nedir_?
E! birli-yüklem olan bir varlık değişmezi ise, (x) E!x ' her şey vardır ' ve -]x E!x ' bazı şeyler vardır ' önermeleri üzerinden, a " bu resim " ise, E!a ' bu resim vardır ya da tikel niceleyici ve özdeşlik değişmezi olarak -]x (x = a) ' {bazı x' ler için | öyle bir x nesnesi vardır ki} x bu resim' dir. '
a, a' dır yahut F, F' dir, i.e., bu resim, bu resimdir ' ki önerme analitiktir '.
Ergo, F, ya varlık yüklemidir ya da a ile özdeştir. Bir başka deyişle_? F, ne [nelik olarak] Tommiks ne Nevada Ranceri ne Ceylan [yayınları] ne de Çizgiroman olma [durumudur], ki hiçbir bilgi sunmaz, ki demek ki hiçbir şeydir.
Demek oluyor ki, " bu resim " üzerinden " a [şeyi], F [türünden]' dir " ya da " a [şeyi], F-lik' tir [özelliğini taşımaktadır] " yalın önermeleri elde edilemez.
N.B.: Nominalismus' a göre de böyledir, zira her ne kadar tikel olduğu varsayılsa da, bir F yine bulunamaz.
Hülasa, " bu resim ", bir [çizgiroman] kapak resmi değildir, dahası hiçbir şey tanıtlamaz.
İ ç t e n l i k l e...
Sevgiyle...