İsmail Öneri - 2019 - Pamukkale Üniversitesi
Türkiye'den Beyin Göçü (2007-2017)
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
İsmail Öneri - 2019 - Pamukkale Üniversitesi
Türkiye'den Beyin Göçü (2007-2017)
[Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
"Beyin Göçü" göçü diye kastedilen "Nitelikli Beyin Göçü" yoksa ülkemizde beyin göçü 2002'den beri var ülke olarak beynimizi evde bıraktık bizim yerimize düşünenlere uyduk gidiyoruz bakalım.
Elleriniz dert görmesin.
;¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
İstanbul Teknik Üniversitesi Profesörlerinden Mustafa İnan' ın Anısına...
Yurdu terk eden kabiliyetler
Büyük bilimadamımız Prof. Dr. Mustafa İnan' ı sevgi ve saygıyla anıyoruz.
;¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤ ¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Tezsiz Yüksek Lisans Projesi için çok teşekkür ediyoruz sevgili Melange.
İ ç t e n l i k l e...
Sevgiyle...
Hey gidi "haymatloslar" hey. Nereden nereye.
Aşağıdaki liste bunların sadece bir kısmı. 2. Dünya Savaşı'nda Almanya, Macaristan, Polonya, Avusturya gibi ülkelerden göçüp ülkemize gelen beyinler. Fizyoloğundan bakteriyoloğuna, heykeltıraşına, ressamına, felsefecisine, şehir planlamacısına, doktoruna, tarihçisine, müzisyenine, kimler yok ki içlerinde. Ünlü keman virtüözü Liko Amar Suna Kan'ı yetiştiren hocadır örneğin. Rudolph Belling ülkemize heykelciliği geliştiren adamdır. Willbrandt modern tarım uzmanıdır ve ülkemizde kooperatifçiliğin kurucusudur.
Ne yazık ki yöneticilerin totaliter tavrı yüzünden bir çoğunu kaçırmışız elimizden sonradan. Ama kaldıkları sürede ne çok şey katmışlar ülkeye.
İstanbul'a gidenlerden bazıları:
Tıp Fakültesine: Fricdrich Dessauer, Erich Frank, Josef Igers- heimer, Adolf Kantorowicz, Wilhelm Liepman, Rudolf Nissen, Philipp Schwartz, Max Sgalitzer;
Matematik ve Tabii İlimler Fakültesine: Fritz Arndt, F. L. Breusch, Curt Kosswig, E. F. Freundlich, Alfred Heilbronn, Arthur v. Hippel, Richard v. Mises, Willy Prager;
Hukuk ve - sonradan bağımsız hale gelecek olan - İktisat Fakültesine; Josef Dobretsberger (Avusturya), Ernst Hirsch, Richard Honig, Gerhard Kessler, Fritz Neumark, Wilhelm Röpke, Alexander Rüstoıv, Andreas Schwarz, Kari Strupp;
Yüksek Teknik Okulu Mimari bölümüne: Clemens Holzmeister (Avusturya), Gustav Oelsner, Bruno Taut.
Bunlar da Ankara'ya gelenlerden bir bölümü:
Fritz Baade, Hans Bremer, Wolfram Eberhard, Albert Eckstein, Otto Gerngross, Emil Gotschlich (Avusturya), Hans Gustav Güterbock, Benno Landsberger, August Laqucur, Alfred Marchionini, Eduard Melchior, Kari Menges, Paul Pulewka, Georg Rohde, Walter Ruben, Wilhelm Salomon Calvi, Martin Wagner.
Şimdilerde ise sığınmacı ve işsiz göçü alıp durmadan beyin göçü veriyoruz dışarıya. Yukarıda bir yerlerde Nereden nereye demiştim değil mi?
Detaylı ' ve de bilgilendirici ' açıklamalarınız için teşekkür ediyoruz.
Bu ve de benzeri mevzulardaki naçizane görüşümüz, budur:
Yabancı bir ülkede yaşamak kolay bir iş olmadığından bu topraklara herhangi bir nedenle gelen ve bir zaman sonra da giden yabancılara bir şey demiyoruz, lakin -AR-GE, uzmanlaşma, &c. nedenler hariç- öz değerlerimizin, hangi nedenle olursa olsun terkedip gitmelerine mutlak surette karşıyız.
Bize göre, göçeceklerin, göçüp gitmeden önce, üzerinde düşünmeleri gereken hayat-i önemi hâiz bir şey vardır, ki şudur:
O pek kıymetli beyinleriniz var ya, hah, işte onu elde edebilmeniz için, yüzlerce yıldır sonu gelmez harplerden harap ve bitap düşmüş ve de -Batılılarca- ha bire horlanan bu yoksul -lakin onurlu- Millet & Devlet, dişinden tırnağından arttırarak, sizi yurtlarında barındırarak, ta ilkokuldan üniversiteye dek, okullarında -dile kolay- onlarca yıl okutarak uğraşıp durdu, değil mi_? Herhâlde.
Peki bunca eza ve cefaya bu yoksul -lakin onurlu- Millet & Devlet niçin katlandı_? Bir başka millet & devlete hizmetkâr olasınız diye mi_?
Efendim para, pul ya da ne bileyim işte, şu, bu_? Biz, bu ve benzeri şeylerden anlamayız. Ne var ki, bir misalle de anlatabiliriz.
Bu Millet & Devlet için, -elden geldiği müddetçe- yapamayacağımız hiçbir şey de yoktur ve dahi her eza ve cefaya da katlanırız. Lakin dünyaları bile verseler farketmez, bir an için bile olsa, -Millet & Devlet ile *Müttefik bir Millet & Devlet hariç- bir başka millet & devlet için çalışmayız, parmağımızı bile kımıldatmayız, dahası, böyle bir hâli, zül addederiz, ki asla katlanamayız.
* Sözde Müttefik -i.e. Batılı- Millet & Devletleri kastetmediğimizi belirtmemize bile gerek yoktur, değil mi_? : )
İ ç t e n l i k l e...
Sevgiyle...