Konu: Çarpık Kent Yaşamından Kesitler

  1. #1
    Çizgili Kitap
    Üyelik Tarihi
    Mar 2018
    Mesajlar
    998

    Seviye: 42 
    Tecrübe: 2,724,695
    Sonraki Seviye: 3,025,107

    Beğenmiş
    4,997
    Beğenilmiş
    548
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu

    Tuğba Demirci - 2013 Çarpık Kent Yaşamından Kesitler

    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]

  2. #2
    Altın Üye
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Mesajlar
    216

    Seviye: 35 
    Tecrübe: 807,409
    Sonraki Seviye: 824,290

    Beğenmiş
    1,188
    Beğenilmiş
    786
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    ÖZET
    DEMİRCİ, Tuğba. Çarpık Kent Yaşamından Kesitler, Yüksek Lisans Tezi,
    Malatya, 2013
    Rene Maunier’nin tanımıyla “ kent, nüfusuna oranla coğrafi temeli dar olan ve
    aileler, meslek grupları, sosyal sınıflar, mezhepler vs. gibi çeşitli heterojen grupları
    içine alan karmaşık bir yerleşme grubudur” (Aktaran Yörükan; 1968:14-17).
    Kent dışında metropol, megalopolis gibi daha büyük yerleşim yerleri vardır.
    Metropolis, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel anlamda bölgenin merkezi olacak
    kadar büyük ve nüfus yoğunluğunun yoğun olduğu yerleşim yerleridir. Megalopolis
    ise metropol şekilde gelişen ve onu da aşacak büyüklükte olup uluslararası önemi
    olan, dünyanın sembol yerleşim yerlerine denir.
    Mağara döneminin ilk izlerine MÖ 15.000’lerde yapıldığı düşünülen mağara
    resimlerinde rastlanılsa da, ilk yerleşim tarım kültürüne sahip olmalarından dolayı
    Neolitik Çağ’da (MÖ 8.000-5500) yaşanmıştır. İlk kentsel yerleşim ise Mısır, Sümer,
    Mezopotamya gibi büyük uygarlıklarda meydana gelmiştir. Rönesans Dönemi’yle
    başlayan tarihsel yenilikler, ilerlemeler, icatlar sosyal hayata ve kente yansımıştır.
    Rönesans, Reform Hareketleri, Aydınlanma Felsefesi, Fransız Devrimi, Sanayi
    Devrimi, Pozitivist Bilim ve Varoluşçuluk felsefesi yepyeni bir dünya görüşü,
    toplumsal yapılanma başlatmıştır. XIX. yy.da Sanayi Devrimi’yle iş dünyasındaki
    değişiklik, iş alanlarının artması, ekonomik yenilikler kapitalizmin temellerini
    oluşturup dallanıp budaklanmasına ve ekonomi, siyasal, toplumsal alanda çok
    büyük yeniliklerin meydana gelmesine sebep olmuştur.
    1800’lerde özellikle İngiltere’de yaşanan bu hızlı değişim kentleşme sürecinin
    başlamasını sağlamış, sonrasında da Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyaya
    yayılmıştır. Kentleşme süreci, kapitalizmin gücüyle yaşanan teknolojik ilerlemeler ve
    ekonomik güçlenmeler ülkelere, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke
    sınıflamasını yaptırmaktadır. Mekanik ve betonarme yaşamla, kapitalizmin tüketim
    çılgınlığıyla, kitle iletişim araçlarının gücüyle, çağdaşlaşma adına moda furyasının
    vii
    bulaşıcı hastalık gibi yayılmasıyla globalleşme ve küreselleşme oluşmaya
    başlamaktadır.
    Gelişmiş ülkeler 1800-1850 yıllarından sonra kentleşme sürecinde hızla
    ilerlerken; Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu ülkeleri 50 veya 100 yıl geriden
    takip etmiştir. Birinci dünya ülkeleri kapitalizmin getirdiği tüketim kültürünü adım
    adım yaşarken ikinci ve üçüncü dünya ülkeleri bu süreci atlamalarla yaşadığı için
    daha abes durumlarla karşılaşmaktadır. Bu nedenle de gelişmekte olan ülkeler
    temelini sağlayamadığı bir süreçte birçok olumsuzluk ve karışıklıkla hızla
    büyümektedir. Bu hızlı ilerleme çarpık kentleşme, göç, gecekondu, anomi (kişisel
    düzensizlik veya karmaşa), yabancılaşma, kültürel kimliği kaybetme, doğa tahribi,
    modaya ve kapitalizme esir olma gibi birçok sorunu meydana getirmektedir. XIX. ve
    XX. yy.da yaşanan bütün bu yenilikler hızlı ve çarpık kentleşmekte olan yaşam
    merkezlerinde yok olan insani duyarlılıklar, hasta bireyler, kimliksiz kişilikler ve
    yalnız bireylerden oluşan kitleler oluşturmaktadır. Birey kendi eliyle var ettiği kentte,
    kent öznesi olarak intihar etmektedir.
    Hızlı kentleşmenin meydana getirdiği yeni yaşam alanlarının ve artan
    sorunlarının içinde yaşayan bireyler, psikolojik ve fiziksel anlamda yıpranma
    yaşadıkları için böyle bir konu ele alınmak istenmiştir. Plastik sanatlarda son
    zamanlarda ele alınan çağın bu sorunları birçok sanat türünde yorumlanmıştır. Bu
    nedenle ve konunun yaşamımıza yakınlığından dolayı kent konusu belirlenen
    çerçevede araştırılıp plastik sanatların öğeleriyle ele alınmıştır. Kentin çarpıklığı,
    karmaşıklığı, yoğunluğu, hızı, dinamiği ve kirliliği çalışmalarda tuval üzerine plastik
    unsurlarla çözümlenmiş, yorumlanmış ve yansıtılmıştır. Böylece çarpık kentleşmenin
    var ettiği sorunlar, bunalımlar, karmaşıklıklar ve kirlilikler resim dili ile bir farkındalık
    oluşturmak amacıyla ifade edilmeye çalışılmaktadır.

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 1

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları