Konu: İttirgit

  1. #1
    Teknik
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Nereden
    çArşı - Beşiktaş
    Mesajlar
    8,699

    Seviye: 56 
    Tecrübe: 28,316,839
    Sonraki Seviye: 30,430,899

    Beğenmiş
    28,379
    Beğenilmiş
    18,695
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu

    Son biram da bitince bir sigara yakıp balkona çıktım. Daha iki nefes çekmemiştim ki karşıdaki sokak lambası söndü. Okkalı bir küfür salladım belediyeye. Nasıl olduysa sokak tekrar aydınlandı. Demek küfür işe yarıyordu bu gece. "Dilimi tutana aşk olsun!" diyerek derin bir nefes çektim sigaradan. Kimden başlayayım diye düşünürken, beni uyuz eden meyhaneci bozuntusu geldi aklıma. Sonra da önüme kim çıkarsa artık...
    O heyecanla evden fırladım. Apartman kapısı arkamdan küt diye kapanınca sokak lambası yine söndü.
    "Senin gibi kapının da, lambanın da, hayatın da!"
    Yoldan geçen bir gölge, gerisini getirdi.
    "Anasını avradını!"
    Öfkeme destursuz dalan karaltıya baktım.
    "Sen kimsin lan!"
    Ne hikmetse sokak lambası bir yanıp bir sönmeye başladı. Lambanın yamukluğuna inat gölgenin sesi gür çıktı.
    "Anca beraber kanca beraber! Birlikte küfredince daha güzel oluyor abi."
    "Git işine be!" diye bağırdım. "Ancana da, kancana da başlatma şimdi."
    Tekrar yanan sokak lambası gölgeyi aydınlattı. Direk gibi bir genç, bir ayağı ile ittiği zımbırtıyla gelip önümde durdu.
    "Derdin ne abi?"
    "Sana ne?"
    Öbür ayağını da zamazingoya koyup "Atla!" dedi. "Gezdireyim seni biraz, rahatlarsın."
    "Ulan, ben ayakta zor duruyorum, bunun üstünde nasıl duracağım?"
    "Tutun bana abi, korkma, düşmezsin!"
    "Delikanlı adam tutunmaz!"
    Daha lafımı bitirmeden şerefsiz sokak lambası yine söndü. Şöyle ağız dolusu küfretsem yanar mı diye düşünürken, ortalık yeniden aydınlandı. Cebimden paketi çıkarıp bir sigara yaktım. Bıçkına da uzattım.
    "Kullanmıyorum abi."
    "Bu zıkkımın esiri olmadın demek, aferin sana!"
    Karanlığı şenlendiren bir sesle irkildim.
    "O salağın her lafına tav ola ola, sen de gerzekleştin!"
    Yoldan geçen cazgırlığa dayanamayan lamba tekrar yandı. Şöyle bir baktım kıza, Allah sahibine bağışlasın. Oğlan da dönüp ona bakınca çocuğun atkuyruğunu fark ettim. Bir zamanlar benim saçlar da uzundu. Bir sabah uyandım ki kelaynak olmuşum. Benimki gece almış makası eline...
    Telefonlu uzaklaşırken, "Ah şu karılar, kızlar!" dedim. "Ne onlarla ne onlarsız..."
    "Öyle," diyen çocuk gülümsedi. "Geliyor musun abi?"
    Delikanlı adam böyle şeylere binmez demeye kalmadan, zımbırtının üstünde buldum kendimi.
    "Hadi, çek bakalım!"
    Oğlan güldü.
    "Taksi mi bu abi."
    "Ya ne?"
    "İttirgit!"
    "Sen bana küfür mü ediyorsun lan? Ne ittiri ne gittiri?"
    "Bunun adı öyle abi, Türkçesi yani."
    "Adamı katil eder bu kelime yahu!"
    "Gül geç abi, takma kafaya."
    Tek ayağından güç alan çocuk, miktiri kaydırınca yapıştım beline.
    "Korkma!" dedi sıkı sıkı tutunduğum kerata.
    Daha bir metre gitmemiştik ki lamba yine söndü.
    "Işığına da, belediyene de, seni oraya dikene de..."
    Karanlık sokaktan çıkana kadar sövdüm. Gecenin bu saatinde caddeyi boş bulan bıçkın hızlanmaya başlayınca bir hoşuma gitti... ATM'lerin önünden geçerken, "Hadi abi," dedi çocuk. "Sen hayata, ben bankaya!"
    Okkalı küfürler savurarak geçip gittik bankamatiklerin önünden. Sırada ganyan bayii vardı. Bağırtımı duymayan atlara, ikinci ayakta dördü tek geçirene, altıncı ayağa seni yazıyorum diyen itlere, virajı iyi dönemeyen beygirlere, hayallerime nal toplatan jokeylere dümdüz gidiyordum.
    Benim hızıma yetişemeyen at kuyruklu gülüyor, ben devam ediyordum. Hele o benden uzak adamın afişlerinin önünden geçerken bir saydırdım ki sormayın. Bu arada küfürlerimden gaz alan ittirgit coşmuş, uçuyordu.
    Bir ara aşka gelip ayağımı havaya salladım, miktirin dengesi bozuldu. Zımbırtıyı zor toplayan çocuk, "Aman abi!" diye bağırdı. "Az kalsın savruluyorduk."
    "Sıkıntı yok!" dedim. "Daha bizim meyhaneye gideceğiz, hızlı sür!"
    "Ne meyhanesi abi?"
    "Balıkçı barınağına doğru gazla!"
    Tam o yana dönerken, polis sireni yolumuzu kesti. Hemen yavaşlayan bıçkın, miktiri kenara çekince canım sıkıldı. Sireni yetmezmiş gibi ışıkları da gözümü alan polis aracı zınk diye durdu önümüzde.
    "Sen konuşma abi," diye fısıldadı. "Ağzını açma, ben idare ederim."
    Yanımıza gelen memurun sesi sert çıktı.
    "Caddenin ortasında işiniz ne? Kaldırımın suyu mu çıktı?"
    "Haklısın abi," dedi at kuyruklu. "Bu saatte trafik yok diye yaptık bir hata."
    "Alkol var mı?"
    "Yok be abi, alkol kim, biz kim..."
    "Kimlikleri göreyim."
    Çocuk kimliğini çıkarırken, şimdi yandık, dedim içimden. Evden çıkarken ne telefon ne kimlik almak geldi aklıma.
    Delikanlının kimliğini geri veren polis, bana ters ters baktı.
    "Seninkini de göreyim!"
    "Evden çıkarken almayı unutmuşum."
    Beni tepeden tırnağa süzen memur, başıyla ayaklarımı gösterdi.
    "Terlik de pek yakışmış! Öbür teki nerede?"
    Eğilip ayaklarıma baktığım an beynimden aşağıya kaynar sular döküldü. Sarhoş kafayla ayakkabı yerine bizimkinin çiçekli tokyolarını giymişim.
    "İttirgit yüzünden memur bey," dedim. "Biri düşmüş galiba."
    "Ne ittiri lan! Sarhoş musun sen?"
    "Biraz..."
    Çocuğa bakan polis, "Neyin oluyor bu senin?" diye sordu.
    "Dayım olur abi," dedi hiç tereddüt etmeden. "Evde kavga etmişler, yengem de bunu kapıya koymuş. Açılsın diye biraz gezdiriyordum."
    Cık cık eden polis, bir bana bir at kuyrukluya baktı.
    "Al götür bunu evine! Kaldırımdan sür, yoksa basarım cezayı."
    Polis arabası uzaklaşırken, çocuğun omzunu sıvazladım.
    "Kavga mavga yok, bizimki anasına gitti. Sağ ol, var ol."
    Güldü at kuyruklu.
    "Bana değil, şu çiçekli parmak arasına teşekkür et abi. İyi ki onu giymişsin, yoksa zor kurtulurduk elinden."
    Eğilip ayaklarıma baktım. Çıplak olan, terlikliye küfrediyor gibi geldi bana. Yoksa terlikli mi öbürüne küfrediyordu?
    "Atla abi, gidelim!"
    Miktirin üstüne çıkıp çocuğa tutundum. Hoplaya zıplaya yol aldık kaldırımlarda. Beni sokak lambasının önünde bırakan kerata, "İyi geceler abi," dedi. "Üç gündür eve gitmiyorum, annem konum atmış!".
    Lambanın sönmesiyle çocuk gözden kayboldu.
    Apartman kapısını ittirip içeri girdim. Merdivenleri çıkarken iki ayağımın da çıplak olduğunu gördüm. Dönüş yolunda öbür terlik de düştü galiba. Anahtarları içerde unuttuğumu da dairenin kapısına gelince fark ettim.
    Bastım küfrü!
    Yine de ne kapı açıldı ne sokak lambası yandı.
    Çöktüm kapının önüne, sızmışım...


    Nickinin Saklı Kalmasını İsteyen Üyemiz





    (Siyasi içerikli sadece bir cümle yazarın onayıyla çıkarılarak yayınlanmıştır.)

FACEBOOK'TA PAYLAŞ
profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları