Konu: Kapaklarla ilgili birkaç dipnot…

  1. #1
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Sep 2017
    Mesajlar
    122

    Seviye: 30 
    Tecrübe: 292,207
    Sonraki Seviye: 300,073

    Beğenmiş
    422
    Beğenilmiş
    510
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu

    Mevzuya damdan düşer misali girmek gibi algılanmasın, [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.] muhabbete istinaden
    konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Arası biraz soğudu ama anca fırsat bulabildim.

    Çizgiromana ilginin had safhada olduğu günleri yaşamış arkadaşlar bilirler, günümüzdekinin aksine,
    geçmiş dönem yayıncılığında kapaklar yeniden üretilerek yayınlanırdı.
    Ceylan Yayınları’nın efsane kapakçısı Samim Utkun, uygun gördüğü herhangi bir paneli
    kendi estetik anlayışıyla kapağa taşıyarak yayın içeriğine sadık kalan kapak çizerlerimizdendi.
    Süreç içinde bu uygulama içerikten tamamen bağımsız, örneğin Teksas kapaklarında
    kovboyların cirit attığı daha dinamik, sinemasal anlatımlı örneklere evrildi.

    Zamanında paylaştığım birbiriyle pişti olmuş örneklerde de, forumlardaki ÇR paylaşımlarında da çok kere kapakların ÇR gibi
    algılanmasından kaynaklı artı-eksi yönde yorumlanabildiğini gördüm. Oysa o kapakları çizenler, sinema afişi,
    reklam ilanı ve ürün ambalajından ürün logosuna kadar sipariş üzerine çalışan, iş yetiştirme telaşı içinde basın-yayın sektörünün
    görsel taleplerini karşılama adına koşuşturan ressamlardı. İhtimal ki çoğu da ya ilgi alanına girmediğinden ya da
    vakitsizlikten ÇR okuyucusu bile değildi...

    Yine tahminim, Ertuğrul Edirne’nin Cağaloğlu’daki ajansına iş yapan çizerler, ürünlerinin yurtdışında hangi kitap kapağı olarak
    karşılarına çıkacağını bilmiyorlardı.

    Ömer Muz ve Serdar Hızlı’nın Cüneyt Arkın’lı kapakları sözünü ettiğim ajansın yurtdışına pazarladıklarıdır.











    Ben, dönemin tüm olumsuzluklarına karşın bu basın emekçisi ressamların çok iyi iş çıkardığını ve yine o dönemin yabancı dergilerinden
    hiç de geri kalmayan, bazan bi’ tık üstünde övünülecek kapak stoğu oluşturduklarını düşünüyorum.
    Bu fikrimi örneklerle desteklemem ve onlar ne yapmış bizimkiler ne yapmışa gelirsek, olaylar örgüsü aşağıdaki gibidir.

    Seçimimi elbette ülkemizde çizgiroman ateşini en iyi harlayan Fumetti diyarı İtalya'dan hem çizgiroman hem de
    kapak çizeri iki efsane Ferri ile Galep’ten yana kullandım.

    ***

    Alttaki örnekler Gallieno Ferri'nin kapak hazırlamada kullandığı yöntemlerden biri.
    Zagor çizimlerini Mister No kapaklarına klonladığı böyle çok örnek var.
    Yayıncısı itiraz etmediğine göre okur olarak bizim de bi' şey diyecek halimiz yok; en fazla
    biraz kolaycılığa kaçmamış mı? diye aklımızdan geçirebiliriz ancak...





    ***


    Bu oldukça enteresan bir uygulama;
    Amerikalı kapak illüstratörünün çizimi Zagor, sonra da Mister No kapağında kullanılmış.
    Bir koyundan iki post çıkarma durumları...







    Asıl meslekleri ÇR çizerliği olmayan bizden örnekleri de Ferri kapaklarıyla karşılaştırdığımızda,
    iki boyutlu Ferri çizimlerinin başarılı uygulamalarla üç boyutlu görsellere
    terfi ettiğini görüyoruz.






    Konu Gabby tarafından (28.01.18 Saat 01:09 ) değiştirilmiştir. Sebep: Unutulan bir görsel eklendi...

  2. #2
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Sep 2017
    Mesajlar
    122

    Seviye: 30 
    Tecrübe: 292,207
    Sonraki Seviye: 300,073

    Beğenmiş
    422
    Beğenilmiş
    510
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Biraz da Aurelio Galleppini yani Tex'in grafik yaratıcısı namı diğer
    Galep cephesine göz gezdirelim…

    Arada aklıma düşen çocukluk yıllarımın unutulmaz muzip anılarından biri de, artık çok gerilerde kalan naif mahalle kültürü ortamında,
    en uygun an kollanarak, en olgun meyvelerin olduğu, kod adı meyvelere dalmak olan komşu bahçeden meyve aşırmaktı...
    Ferri gibi Galep'in arka meyve bahçesi de Amerikalı illüstratörler gibi gözüküyor.








    ***


    Yücel Köksal'ın Galep kapağına getirdiği farklı boyut dikkat çekici. Ayrıca 4.seri Tex kapağına
    taşınan Alex Raymond çiziminin, yine Yücel üstadın fırçasıyla olması gereken yerde yani
    Gordon'da kullanılması Galep'e ironik bir gönderme gibi olmuş.

    Aslında bu tür örnekler çok fazla. Amacım bizim kapakların kalitesiyle karşılaştırılması ve fikir vermesi
    olduğundan sayıyı sınırlı tuttum.








    ***


    Bir örnek de yıllar önce tescillenmiş çizimi devşirerek copyright ile korumaya alan
    Bonelli'den gelsin...





    ***



    Birkaç yıl evvel yerli kapaklarla ilgili benzer bir sohbet yaşanmıştı.
    Rahmetli Haluk Yücesoy (Profesör) bizim kapak ressamlarının hakkını
    teslim etiği mesajının sonunu "ilk taşı günahsız olan atsın" diyerek noktalamıştı.
    Ben de "gayet adil bir teklif, ama sıra bize gelene kadar sabah olur" diyerek
    aşağıdaki görseli paylaşmıştım.

    Bu vesileyle kendisini bir kez daha saygı ve rahmetle anıyorum, nur içinde yatsın...




  3. #3
    forumcekadam
    Guest
    İşte budur, müthiş.
    Söyleyecek çok söz eklenecek çok resim var.
    Bunlardan en önemli seri Tarzan'dır. Pek çok çizere
    kapak esinlenmesi için kaynak teşkil etmiştir.
    Resimlerde ise Hal Foster modelleri geçerlidir.

    Eleştirmek adına değil görsel zenginlikleri yanyana görmek için
    mutlaka gerekli.

    Sayın Gabby şapka çıkarılacak bir konu açmışsınız.
    Çok teşekkürler.

  4. #4
    EKDG
    Üyelik Tarihi
    Apr 2019
    Mesajlar
    2,056

    Seviye: 44 
    Tecrübe: 3,779,172
    Sonraki Seviye: 4,297,834

    Beğenmiş
    288
    Beğenilmiş
    3,026
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Tam isabet...Hayranlıkla gördüğümüz:
    üzerinde sohbet ettiğimiz , kapaklarla ilgili paylaşımı eskilerde yaşamamış arkadaşlar için ,örnekler sunarak pekiştirdiğiniz aydınlatıcı yazınız için teşekkürler.

  5. #5
    ramo7878
    Guest
    Tek kelimeyle helal osun kardeşim .Bravo.

  6. #6
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Jun 2015
    Mesajlar
    524

    Seviye: 39 
    Tecrübe: 1,692,519
    Sonraki Seviye: 1,757,916

    Beğenmiş
    3,837
    Beğenilmiş
    10,857
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Daha önceden bu tür paylaşımlar yapmıştım sevgili gabby'i dikikkatıden dolayı kutlarım.

  7. #7
    EKDG
    Üyelik Tarihi
    Apr 2019
    Mesajlar
    1,510

    Seviye: 42 
    Tecrübe: 2,775,504
    Sonraki Seviye: 3,025,107

    Beğenmiş
    203
    Beğenilmiş
    387
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Çok güzel bir konu olmuş devamını bekleriz,
    Teşekkürler.

  8. #8
    Teknik
    Üyelik Tarihi
    May 2015
    Nereden
    çArşı - Beşiktaş
    Mesajlar
    8,707

    Seviye: 56 
    Tecrübe: 28,525,588
    Sonraki Seviye: 30,430,899

    Beğenmiş
    28,415
    Beğenilmiş
    18,730
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Bonelli bu tip şeyleri yapmayı çok sever; bir vakitlerin sinema artisti ve sonrası Birleşik Amerika başkanı Ronald Regan'ı bile aynen alıp koyar serüvene, hatta Tenten'deki ikizleri de rahat rahat maceraya dahil eder, daha da ötesi Julia gibi baş kahramanları bile Hollywood kokar, özellikle Bonelli'de böyle yüzlerce örnek var ama Bonelli bunları hiçbir zaman saklamaya çalışmaz, zaten ne yaptıysa da kendi boynuna, keşke biz de boynumuza almasaydık, benim düşünceme göre yürütülmüş dahi olsa bir şeyi yürütmek; yürütmeye bahane olmamalı, diğer yandan; ah o vakitler darbeler ancak böyle olabiliyordu şeklinde eski zamanların darbelerini meşrulaştırmak bana doğru gelmiyor, ben şuna bakıyorum öncelikle; acaba bu darbelere gerek var mıydı, demokrasiye dışarıdan bir müdahaleye gerek var mıydı, darbe tüm zamanlarda her zaman yanlıştır ve gereksizdir, acaba orijnalleri çakma bile olsalar; çakma kitapların da çakma kapaklarını yapmaya lüzum var mıydı, kendi haline bırakmak yerine sanata dışarıdan müdahaleye gerek var mıydı, mağara adamlarının duvar çizimleri dahi ikiye ayrılıyor uzmanları tarafından; sanat içerikli ve zanaat içerikli diye, her eski mağara resmi; sadece eski diye sanat tarihçileri için sanata girmiyor, yalnızca tarihi esere giriyor, zanaat sıradandır ama sanat sıra dışı ve ona müdahale edilemez, darbeye gelemez, şu an geldiğimiz nokta gibi hemen bozuluverir, tabii eski günleri anımsatması açısından; benim için de nostalji anlamında bu kapakların değeri aşırı yüksek, ancak sanat olarak ne çocukken ne şimdi hiç bir zaman görmedim, burada zanaatkarların değil; dönemin yerli yayıncılarının işgüzarlığı var tabii, izin vermemeliydiler, bu işin baş aktörü eski yayıncılardır, tabii hepsi değil, az da olsa orijinal kapakları kullanan yayıncılar da oldu; belki de onların orijinal kapaklarıyla yayınlamaları yadırganmıştır diğer çakma kapakçı yayıncılar tarafından, lüzumlu olsaydı; şimdi basılan yayınlarda da çakma kapakların olması gerekmez miydi, mesela yeni yayınlanan eserlerde de günümüz yayıcılarının yine zanaatkarlara çizdirmesi gerekmez miydi, her şeyden öte; yapamazlar, çünkü okuyucu uyandı, o vakitler ne internet var ne bir şey; üstelik üniversite mezunlarında bile dil bilen adam neredeyse hiç yok, şu an ise içlerinde en az bir dil bilmeyen yok, mahkumdu okuyucu o yayıncılara; sanat anlayışını onlar nasıl çizerlerse kabul etmeye, ne verirsen onu yemeye ama o devir kapandı ve artık zor açılır, bence günümüz yayıncıları en doğrusunu yapıyor, aldıkları eserlerin kapaklarını çakmalarıyla değil, orijinalleri çakma olsun olmasın hiç bakmadan; bu orijinali diye ne olursa olsun aynen yayınlıyorlar, basmak için aldığım aslı orijinal mi değil mi bu benim işim değil diyorlar, bırakalım okuyucu; örneğin Bonelli'yi kendi değerlendirsin diyorlar, bu bizim üstümüze vazife değil diyorlar, işte asıl yayıncı budur, adı üstünde sadece yayınlar, bu fonksiyonda yayıncı parametresinin tek görevi bu, o zaman da yoktu şimdi de okuyucunun kimsenin aklına ihtiyacı yok, önceki yayıncılar çizgi roman kapaklarını sinema afişlerine benzetmeye kalkmakla doğru yapmadılar; tıpkı sanat diye Ankara Belediyesi gibi ucube şeylerin heykelimsi şeyleri meydanlara dikmesi gibi, sanatı sanattan anlamayanların eline verirsen oyuncak olur, o vakitlerin yerli kapak eylemi sanata dışarıdan yapılan son derece yersiz bir darbeydi, ancak benim gibi düşünenlerin aşırı az olduğunu yıllardır çok iyi biliyorum, şiirin vezni onlarca yıl sonra değişebiliyor, kabul görmesi çok çok zor oluyor, çünkü nostalji parametresi diğerlerini kapatıyor, bir zamanların divan şiiri değişecek diyenlere gülüyorlardı ama şimdi adı bile kalktı, hatta bu topraklardaki son şiir akımı olan İkinci Yeni çıktığında da dalga geçtiler ama şu an İkinci Yeni dillerden düşmüyor ama ne yazık ki içlerinden biri dayım olan şairlerinin teki bile hayatta kalmadıktan sonra, tabii sadece ilgili sanat alemi içinde dillerden düşmüyor, halktan akımın adını dahi bilmeyen milyonlar var ama sanat sayıya hiç bakmaz ve affetmez, nostalji etkisi altında olmayan tarafsız araştırmacılar, ilk taşını o eski yayıncıların attığı yığının altından çıkararak, ancak onlarca yıl sonra yazabilecekler ama kesinlikle gözden hiç kaçırmayacakları bir nokta olacak bence, çünkü hep böyle oluyor; sanat ölümsüzdür. Tabii bunlar benim düşüncelerim; bir gün de hem eski hem yeni yerli çizerlerle ilgili düşüncelerimi yazayım, onda da forumda tek taraftar olacağıma kesin eminim valla

  9. #9
    Admin
    Üyelik Tarihi
    May 2016
    Mesajlar
    204

    Seviye: 34 
    Tecrübe: 593,677
    Sonraki Seviye: 677,567

    Beğenmiş
    80
    Beğenilmiş
    1,325
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    o hararetli ve tempolu yıllarda bu kadar kapağı çıkarabilmiş olmalarına hep saygı duydum :)
    esinlenmelerin ve özellikle kapak kolajlarının hayranıyım diyebilirim kendim için. ilgiyle
    takip ettiğim yegane konular bunlar. gabby üstadımız açlığımızı giderircesine konu açıp mesaj
    yazdıkça aldığım tadı tarif bile edemem.

  10. #10
    EKDG
    Üyelik Tarihi
    Apr 2019
    Mesajlar
    2,056

    Seviye: 44 
    Tecrübe: 3,779,172
    Sonraki Seviye: 4,297,834

    Beğenmiş
    288
    Beğenilmiş
    3,026
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Şimdi düşünüyorum da o zaman western filimlerine olan ilginin kapaklarına yansıması söz konusudur diye..Amerikan vari kovboy filim furyası ülkemizde kol geziyor ve matineler yanında suareler eklemesi yapılarak müşterilere cevap veriliyordu.İşte çizgi romanda bu esinleme ve beğeni kapaklara yansımış iç macera daha önce okunmuş olmasına rağmen isim değişiklikleri ve kapak albenisi kitabın alınmasını sağlamıştır diye düşünüyorum.Aynı zamanda çizgi romana karşı olan açlık da söz konusu olduğunu göz ardı etmemek gerekir.

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 6

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları