* Görüntüyü açabilmek için konuya Like verilmeli *
* Görüntüyü açabilmek için konuya Like verilmeli *
Benim için ne ihtişamlı bir seriydi bir zamanlar, tabi hala öyle, zaten Beyaz kapaklı seriye karşı zamanında tutkulu
olmasaydım, hislerim belki bu kadar olmazdı sanırım.. Bu seri beni tabiri caizse çocukluktan çıkartıp ilk gençlik ça-
ğı zamanlarımıza terfi ettirmişti.. Emek vermenin, para kazanmanın ve kıymet bilmenin özetiydi aslında 132'lik se-
rinin hikayesi. Çaydanlığa doldurup pazarda sattığım buzlu suların dili olsa da konuşsa, en çok nasiplenen seri ola-
rak 132'lik Teksas Tommiks'ler şahidim olsun ki,..
Şöyle de bir motto'su olsun bu hikayenin de, olmuşken tam olsun,.. Soğukkkk sudan içeeeennn, buz gibi buz...:))
Eline sağlık üstad, teşekkür ve saygılarımla...
Fransız çizimlerinin değil ama EsseGesse'li olanların bendeki çağrışımı da filim aralarında boyuna askılıkla asılı ufak tahta tezgahın
kenarına metal para ile tık tık vurularak ..Alaska-Frigo, buz gibi buz.. canhıraş nidalardı. Canhıraşın bir diğer anlamı da
yürek parçalayıcıdır biliyorsunuz. Eh, bizim için tam da öyleydi, elimizdeki kitapları satmış ancak parayı denkleyip sinemaya girmişiz,
hal böyle olunca bu seslenişe acınacak bir iç çekişle cevap verebiliyorduk ancak..
Ken Parker'in Alaska adıyla yayınlanmasında bu çocukluk hatıralarının da payı olabilir mi diye bazan kendime soruyorum.