Konu: Çizgi Roman Atları...

  1. #51
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,065,355
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,579
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  2. #52
    Ç. R. Düzenleme
    Üyelik Tarihi
    Nov 2015
    Mesajlar
    346

    Seviye: 37 
    Tecrübe: 1,065,355
    Sonraki Seviye: 1,209,937

    Beğenmiş
    1,742
    Beğenilmiş
    1,579
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu



    İ ç t e n l i k l e...

    Sevgiyle...

  3. #53
    Super Moderator
    Üyelik Tarihi
    Sep 2018
    Mesajlar
    936

    Seviye: 40 
    Tecrübe: 1,922,451
    Sonraki Seviye: 2,111,327

    Beğenmiş
    11,904
    Beğenilmiş
    2,141
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Alıntı machine_code Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Sıkışan silahşor atını sağa yatırıyor. Şöyle solak bir kahramanımız yok mudur yahu, şu atı diğer tarafa yatıracak koca alemde? Neyse neyse, biz yine Teks'e bırakalım bu at üzerinde insan avı işini. Çözüm onda.


  4. #54
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Sep 2017
    Mesajlar
    1,495

    Seviye: 44 
    Tecrübe: 3,610,012
    Sonraki Seviye: 4,297,834

    Beğenmiş
    5,231
    Beğenilmiş
    4,355
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Değerli paylaşımlar için çok teşekkür ederim.Karşılaştırmalı bir dil bilim sözlüğü gibi karşılaştırmalı kapak resimleri ansiklopedisi haline gelen çok ilginç bir o kadar değerli adeta bir altbilim dalı mahiyetinde ustaca kurgulanmış sahnelerin tarihin derinliklerinden mercek altına alabilmek gerçekten maharet ister.
    Bu nedenle ilgiyle takip ediyorum çalışmaları.
    Özgün olduğunu düşündüğüm bir çok çizimin içinde , dışında , hatta özünde fazlaca esinlenme olduğunu görmek üzücü olduğu kadar nereden bulunabilmiş sorusunuda akla getirmiyor değil.Henüz digital ağlarla Dünya'nın küresel bir çevrime uğramadığı dönemler de bu resimleri bulup esinlenmek bile çok zor olsa gerek.
    Netekim bulunmuş olması da yeterli sanırım.
    Günümüzün küresel digital ağları ( bir nevi örümcek ağı gibi ) , manyetik ızgaraları , hipnotik kısa videoları , canlı yayın platformalarının olmadığı bir dönemde esinde olsa affedilebilir diye düşünüyorum iyiniyetle...
    Son 3-4 yıldır yaşadığımız süreç o kadar hızlı ilerliyor ki yaşıyormuyuz yoksa bir proğramın içinde tanıklıkmı ediyoruz o kadar hızlı ve değişken bir zamandayız.
    2016 Yılı Fetö / Pdy darbe girişimi...
    1980 Siirt Eruh PKK baskını ile başlayan düşük yoğunluklu savaş sonrası , Ortadoğuda merkezi bir yer edindirilmeye çalışılan örgütleşme sonradan cephe haline getirilmeye çalışılma durumları...
    Bütün Dünya'da tasfiye edilen örgütlerin son halkasının son durumunun ne olacağı sorunu.
    ETA , İRA ,Kızıl Kmerler , Zapatistalar tasfiye edildi.Son olarak El - Kaide 'ye Devlet olarak Afganistan verilerek tasfiye edildi.
    Henry Kissenger'ın ABD nin direkt müdahale etmeme politikasını Vİetnam savaşı sonrası bir doktrin haline getirmesi ve askeri ve ekonomik olarak yardım edeceğiz şeklinde ki yerleşik Coni politikası...
    Ardından yanıbaşımızda Irakta Devletin ortadan kaldırılması , Suriye de Devletin ortadan kaldırılması , Libya da Devletin ortadan kaldırılması ve Ortasahada top çeviren bir futbol takımı gibi Ortadoğu'nun Devletsizleştirilmesi ve göçmen üretilmesi projesinin nasıl bir kararlılıkla uyguladığına şahitlik etmekteyiz. Biz Medya , Tv , Tiktok ,Whatsapp ile bir nevi uyuşturulurken ki bana göre günümüzün yaygın uyuşturucusu Medya ve türevleri olup herkes bağımlılık atmosferine sokulmuş durumdadır.Bir yandan da arkaplanda çalışan ama görünmeyen işletim sistemleri gibi bir proğram adım adım izleniyor bütün Dünya 'da...
    Çok ilginç bir o kadar önemli günlerdeyiz. Farkıdalığın çoğunda dip azında zirve yaptığı , kimisinin değil neredeyse herkesin bir kovan bilincine sokulduğu ve özgür düşüncenin dahi bir yerlerden kontrol edildiği izlenimi veren şüphelerin derinleştiği , can acıttığı günlerdeyiz.
    Geçenlerde Whatsapp tan felsefe başlıklı bir grupta benzer konular konuşulurken genelimizi sirayet eden komplo teorisi üretmeyelim ikazı yanıp yanıp sönmüştü.Tabi Sokrates'in için de ki Cin aslında komplo değil realiteydi.Bilmedikleri konularda akıl yürütme teknikleri kullanan filozofları hala aşamıyoruz BELKİ...
    Keşke komplo teorisi olsaydı yaşadıklarımız.
    Her yıl 150.000 -300.000 çocuk nasıl kaybolur ve izi bulunamaz komplo teorisi bunlar haliyle itibar etmeyiniz.Onun yerine Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nün " Mübarek " ine müracaat ediniz.
    Banada öyle geliyor ki derin bir aldatmacanın içinde , derin bir ayrıştırmanın ortasında , derin bir tezgahın , derin bir dümenin , derin bir kandırmacanın maalesef tam içindeyiz.
    GERÇEK NEDİR NEO ? BEYNİMİZE GELEN ELEKTRİKSEL İMPULSLARMI ?
    Yada evrende boşluk yoktur ve bütün katmanlarda canlılık vardır diyen Arşimed haklımıydı.
    Bilgi dönemi kapandı diyen yazarlara artık katılmamak mümkün değil bilinç her şey artık.
    Bilgi dediğimiz şey ham varlığı ile henüz bizim bilincimizde harmanlanmamışken bir tık uzakta zaten var.Bilinç güçtür artık.
    Konuyla ne ilgisi var bu yazılanların gerçekten fazlaca alakası yok değerli dostlar.
    İçimden geçenleri paylaşmak istedim sadece ilgisizlik ilgisi ilgimi çekti.
    Selam ve saygılarımla.

  5. #55
    Çizgili Kitap
    Üyelik Tarihi
    Mar 2018
    Mesajlar
    988

    Seviye: 41 
    Tecrübe: 2,213,950
    Sonraki Seviye: 2,530,022

    Beğenmiş
    4,310
    Beğenilmiş
    486
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    Biz Medya , Tv , Tiktok ,Whatsapp ile bir nevi uyuşturulurken ki bana göre günümüzün yaygın uyuşturucusu Medya ve türevleri olup herkes bağımlılık atmosferine sokulmuş durumdadır.Bir yandan da arkaplanda çalışan ama görünmeyen işletim sistemleri gibi bir proğram adım adım izleniyor bütün Dünya 'da...
    abolardis

    Günümüzde teknolojinin kötüye kullanımı ve kitlelerin afyonuna dönüşmüş sosyal medya canavarının insanlara nasıl zarar verdiğini detaylı anlatan bir çalışma var; Johann Hari'nin Çalınan Dikkat isimli kitabı. Okunmaya değer bir çalışma.

    “Bizi daha hızlı yürümeye, daha hızlı konuşmaya, daha çok çalışmaya iten bir kültür içinde yaşıyoruz; üretkenlik ve başarının kaynağının bu olduğu öğretiliyor bize.”
    Johann Hari, Çalınan Dikkat


    “Kitap okumak çoğumuz için yaşadığımız en derin odaklanma biçimini oluşturuyor – tek bir konuya sakin sakin saatler ayırıyor, zihninizde demlenmesine izin veriyorsunuz. İnsan düşüncesinde son 400 yılda meydana gelmiş en derin gelişmelerin anlaşılıp açıklandığı mecra burası. Ve bu deneyim ortadan kaybolmaya başlamış durumda.”
    Johann Hari, Çalınan Dikkat


    “ABD Zaman Kullanımı Anketi’ne göre, 2004 ile 2017 arasında zevk için kitap okuyan erkeklerin oranı yüzde 40, kadınların ise yüzde 29 azalmış. Kamuoyu araştırma şirketi Gallup’un verilerine göre, yılda tek bir kitap bile okumayan Amerikalıların oranı 1978 ile 2014 arasında üç katına çıkmış. Amerikalıların yaklaşık yüzde 57’si tipik bir yılda tek bir kitap bile okumuyor şu an. Hatta 2017 yılına gelindiğinde ortalama bir Amerikalı günde 17 dakikasını kitap okumaya ayırırken, 5,4 saatini telefon başında geçirmeye başlamış. Girift edebi kurmacalar bilhassa ağır bir darbe almış. Modern tarihte ilk defa Amerikalıların yarısından azı zevk için edebiyat kitapları okuyor bugün. Daha az araştırılmış olsa da benzer trendler Britanya ve diğer ülkeler için de geçerli görünüyor. 2008 ile 2016 yılları arasında roman piyasası yüzde 40 küçülmüş. Ciltsiz kurmaca kitap satışı tek bir yılda -2011- yüzde 26 azalmış.”
    Johann Hari, Çalınan Dikkat


    “Finlandiya’da çocuklar yedi yaşından önce hiç okula gitmiyorlar – sadece oyun oynuyorlar. Yedi ile on altı yaş arasındaki çocuklar 9:00-14:00 saatleri arasında okulda oluyorlar. Hemen hiç ev ödevi verilmiyor, liseden mezun oluncaya kadar hemen hiç sınava girmiyorlar. Finlandiyalı çocukların hayatının merkezinde serbestçe oyun oynamak bulunuyor: Öğretmenlerin her kırk beş dakikalık ders için çocuklara on beş dakika oyun süresi tanıması yasal zorunluluk. Sonuç ne peki? Çocukların sadece yüzde 0,1’ine dikkat sorunları tanısı koyuluyor; Finlandiyalılar dünyanın en çok okuyan, sayısal becerisi ve mutluluk düzeyi en yüksek insanları arasındalar.”
    Johann Hari, Çalınan Dikkat



FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 8

Konu Etiketleri:

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları