ÖNSÖZ
Ne yazık ki, bazı serüven romanı yazarları için, halkın düşüncesine göre varsayım, suk sık yalanla karıştırılır. Birkaç yıl önce, bir Güney Pasifik romanı yayımladım. Olay, Salomon Adaları'nda geçiyordu. Edebiyat eleştirmenlerince, övgüye değer bir düşgücü olarak nitelendirildi.
Gerçek, bambaşka bir şeydir, diyorlardı. Artık, yeryüzünde, yağlı saçlı vahşilerim yaşamadığını herkes biliyor, çıplak gezmiyorlar ve insanların başlarını da kesmiyorlar.
Buna karşın, (ben bu satırları Honolulu'da, Havai Adaları'nda yazdım. Daha dün, Waikiki Plajı'nda bir yabancıyla konuşuyordum. Ortak bir dosttan. Kaptan Kellar'dan söz etti. Minota zenci gemisiyle Salomon Adaları'nda kaza geçirdiğim zaman, beni Eugenie adlı zenci gemisinin sahihi Kellar kurtarmıştı. Yabancı, bana, kaptanın kafasını zencilerin kopardığım anlattı. Gömülme işlerini düzenlemesi için Kellar'ın annesini temsil eden güvenilir birini de kaynak olarak gösterdi
İşte, bir başkası: Geçen gün, Salomon Adaları İnlgiltere komiseri olan M.G.M. Woodford'dan bir mektup aldm Oxford'daki oğluyla Ingiltere'de uzun süre kaldıktan sonra, görevine dönüyordu. Halk kitaplıklarının çoğunda şu kitabı arayıp bulun: Kafatası Avcıları Arasında Bir Doğacı. Bu doğacı, Bay M. Woodford'dur, o kitabın yazandır.
Ama, şu mektuba gelelim. Ona düşen günlük ödevler ortasında, yokluğu nedeniyle geciken ve bitirdiği bir işten söz ediyor. Ceza yüzünden, komşu adada oturanların gönderilmesi ve bu arada ortak dostların kafalarının toplanması söz konusudur. Beyaz ırktan bir tüccar, karısı çocukları ve çıraklarından biri. Gönderilme başarıyla sonuçlanır ve M. Woodford, öyküyü şu sözcüklerle bitirir:
«Dikkatimi çeken şey, yüzlerinde ne korku, ne de acı ifade bulunmaması, tersine huzur ve rahatlık okunmuş olmasıdır.» Bunu, kendi soyundan» iyi tanıdığı birlikte yemek yediği biri söylüyor!
Eskiden, Salomon Adalarında birlikte yemek yemiş olduğum öteki dostlar o zamandan beri kayıp. Onlar da aynı şekilde kayboldular. Malayta'ya zenci götüren Minota'yla yolculuk ediyordum, yanımda karım vardı. Küçük kamaramızın kapılarında, birkaç ay önceki bir olayın balta izleri duruyor hâlâ. Minota'nın kaptanı Mackenzie'nin öldürülmesi söz konusuydu. Langa-Langa'ya varınca, biraz önce bir köyü bombalamış olan İngiliz kuyu muhafızı Cambrian'a rasladık.
Belgelerin çok olmasına karşın, öyküme başka ayrıntılar eklemem yararsız. Kahraman köpeğimin başından geçenler, gerçek kelle avcıları dünyasında geçmiştir, bunu yeterince kanıtladığımı sanıyorum. Zenci toplamak için Minota'dayken, parlak tüylü, şahane İrlanda avköpeğinin Peggy adına karşılık verdiğini düşünün. Minota'nın sahibinin gözdesiydi. Bayan London ve ben, ona öyle bağlandık ki, kazadan sonra karım, Peggy'yi kaptandan çalmaya utanmadı. Bu suça katılmış olmam da beni hiç rahatsız etmedi. Peggy'yi öylesine seviyorduk! Zavallı küçük köpek, Avustralya'nın doğu kıyıları açığında boğulup gitti!
Jerry konusunda şunu da söyleyebilirim. Peggy, Komiser M. Woodford'un bulunduğu Florida'ya yakın olan Ysabel Adası'ndaki Meringe plantasyonunda doğmuştu. Peggy'nin annesini ve babasını da tanıdım ve bu sadık çiftin kıyıda yan yana koşmalarından büyük bir zevk duydum. Erkeğin adı Biddy, dişininki de Terrence'dı.
Waikiki Plajı
Honolulu, Oahu T.H.
5 Haziran 1915
JACK LONDON
Jack London - Tanrılar ve Köpekler: [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]
Jack London - Tanrılar ve Köpekler: [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]