Konu: J.R.R. Tolkien - Húrin'in Çocukları

  1. #1
    Mandos
    Guest





    ÖNSÖZ

    Muhtelif şekillerde (Silmarillion, Bitmemiş Öyküler ve Orta Dünya Tarihi kitaplarında) daha önce yayımlanmış olan Kadim Günlere dair efsanelerden, üslup ve biçim açısından anlaşılmaz ve tuhaf oldukları dışında, tamamen bihaber pek çok Yüzüklerin Efendisi okuyucusu olduğu inkar edilmesi imkansız bir gerçektir. İşte bu yüzden, uzun süredir, babam efsanenin bazı kısımlarını bitmemiş halde bırakmış olsa da, babamın yazdığı Húrin’in Çocukları efsanesinin uzun versiyonunu, eğer çarpıtma ya da icatlara başvurmadan yapılabiliyorsa, kendi cildi içinde, asgari editoryal müdahale ile ve her şeyden öte boşluk ya da kesinti içermeyen, sürekli bir anlatım içinde sunmak için iyi bir sebep olduğunu düşünüyordum.

    Düşündüm ki, Húrin ile Morwen’in çocukları Túrin ile Niënor’un kaderlerinin öyküleri bu şekilde sunulursa, bilinmeyen bir Orta Dünya’da geçen, canlı ve içten, fakat uzak çağlarda kalmış hissi veren bir sahneye ve öyküye yeni bir pencere açılabilir: batıdaki boğulmuş topraklar, Mavi Dağların ötesi, Ağaçsakal’ın gençliğinde yürüdüğü yerler ve Túrin Turambar’ın Dor-lómin’de, Doriath’ta, Nargothrond’da ve Brethil Ormanı’nda geçen hayatı.

    Bu yüzden, bu kitap öncelikle, Shelob’un postunun, “çeliği elf ya da cüce dövmüş olsa da, onu Beren’in ya da Túrin’in eli kullanıyor olsa da, hiçbir insanın gücünün delemeyeceği” kadar korkunç ölçüde sert olduğunu, ya da Elrond’un Rivendell’de Frodo’ya Túrin’den, “eskilerin kudretli elf dostlarından” biri olarak bahsettiğini hatırlayabilecek, ama onun hakkında bundan daha fazlasını bilmeyen okuyuculara hitap etmektedir.

    Babam genç bir adamken, 1. Dünya Savaşı yıllarında, daha sonra Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi kitaplarının metnini oluşturacak öykülerden bir işaret bile yokken, Kayıp Öyküler Kitabı adını verdiği bir öykü derlemesi yazmaya başladı. İlk yaratıcı edebiyat çalışması buydu. Üstelik zengin bir çalışmaydı, çünkü bitirmeden bırakmış olmasına rağmen on dört tamamlanmış öyküsü vardı. Tanrılar ya da Valar’ın anlatımları ilk kez Kayıp Öyküler Kitabı’nda ortaya çıkmıştır; benzer şekilde, Ilúvatar’ın (Yaratıcı’nın) çocukları elfler ve İnsanların; büyük düşman Melkor-Morgoth’un; balrogların ve orkların; Öyküler’in geçtiği yörelerin, batı okyanusunun ötesindeki “Tanrıların toprakları” Valinor’un ve daha sonra “Orta Dünya” adı verilecek, doğu ve batı denizleri arasındaki “Büyük Topraklar”ın anlatımları da.

    Kayıp Öykülerden üç tanesi çok daha uzun ve içerikçe zengindir ve üçü de elfler kadar insanlarla da ilgilidir; bunlar, Tinúviel’in Öyküsü ( Yüzüklerin Efendisinde, Aragorn’un Fırtınabaşı’nda hobbitlere anlattığı, Beren ile Luthien’in öyküsü olarak kısa bir biçimde geçmektedir; babam bu öyküyü 1917’de yazmıştı), Turambar ile Foalókë (Túrin Tuıambar ile Ejderha, daha önce olmasa bile 1919’da kesinlikle vardı) ve Gondolin’in Düşüşüdür (1916-17). Babam 1951’de, Yüzük Kardeşliği’nin yayımlanmasından üç sene önce yazdığı, yaptığı işi tarif eden uzun bir mektupta geçen ve sık sık alıntılanan bir pasajda, ilk zamanlardaki hırsını anlatır: “Bir zamanlar (gerçi süngüm düşeli epey oldu) birbiriyle bağlantılı, büyük ve yaratılışla ilgili olandan romantik peri-masalı düzeyinde olana dek değişen bir efsane bütünü oluşturmayı düşünüyordum —büyük olan, yeryüzü ile bağlantılı olarak düşük olana dayanacaktı, düşük olan engin bir fondan ihtişam alacaktı... Büyük öykülerin bazılarını eksiksiz olarak yazacaktım ve çoğu yalnızca öykü içinde geçecek, taslak olarak kalacaktı.”

    Bu anıdan da anlaşıldığı gibi, ilk zamanlardan itibaren, daha sonra Silmarillion adını alacak öyküde olduğu gibi, “öykülerin” bazıları daha eksiksiz bir biçimde anlatılacaktı; gerçekten de, 1951 tarihli aynı mektupta, yukarıda bahsettiğim üç öykünün Kayıp Öyküler Kitabı’ndaki en uzun öyküler olduğunu açıkça ifade etmektedir. Burada, Beren ile Luthien’in öyküsünün, “Silmarillion'daki ana öykü” olduğunu belirtmiştir ve öykü hakkında şunları söylemiştir: “Öykü (bana göre güzel ve güçlü) bir kahramanlık-peri-aşk öyküsü, arka plan hakkında çok genel ve belirsiz bir fikre sahip olunarak, kendi başına kabullenilebilir. Ama aynı zamanda, efsanedeki temel halkalardan biri, oradaki yerinin dışında ele alınınca asıl öneminden yoksun kalmış.” Sonra: “Aynı ölçüde eksiksiz bir biçimde işlenmiş başka öyküler de var,” diye devam etmiş, “ve aynı ölçüde bağımsızlar, ama tarihin geneli ile bağlantılı.” Bunlar, Húrin’in Çocukları ve Gondolin’in Düşüşü’dür.

    Dolayısıyla, babamın kendi sözlerinden kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlaşılabildiği gibi, anlatıları nihai bir biçimde, dilediği ölçekte tamamlayabilmiş olsaydı, Kadim Günlere dair üç “Büyük Öykü” (Beren ile Luthien, Húrin’in Çocukları ve Gondolin’in Düşüşü), Silmarillion olarak bilinen büyük efsanenin bilinmesine gerek bırakmayan, kendi içlerinde bütünlük sahibi çalışmalar olacaktı. Diğer yandan, babamın aynı yerde belirttiği gibi, Húrin’in Çocukları’nın öyküsü, elflerin ve insanların Kadim Günlerdeki tarihlerinin ayrılmaz bir parçasıdır ve o büyük öyküde geçen olaylara ve koşullara, zorunlu olarak, pek çok atıfta bulunulmaktadır.

    Anlatımın esası açısından pek de önemli olmayan kişiler ve olaylar hakkında bilgi veren bir sürü not ekleyerek okunmasını güçleştirmek bu kitabın amacına tamamen aykırı olurdu. Bununla beraber, böyle bir destek bazı yerlerde faydalı olabilir; ben de bu amaçla Giriş bölümünde, Kadim Günlerin sonuna doğru, Túrin ile Niënor’un doğduğu zamanlarda, Beleriand ve orada yaşayan halklar hakkında çok kısa bir taslak verdim; aynı zamanda, bir Beleriand ve Kuzey toprakları haritasına ek olarak, metinde geçen tüm isimlerin (her biri ile ilgili çok özlü notlar içeren) bir listesini ve sadeleştirilmiş soyağaçları ekledim.

    Kitabın sonunda iki bölümlü bir Ek var: ilki, babamın üç öykü için nihai bir biçim oluşturma girişimleri ile ilgili; İkincisi ise, bu kitaptaki, Bitmemiş Öykülerden pek çok açıdan farklı olan metnin oluşumu ile ilgili.

    Giriş ve Ek kısımlarındaki malzemenin düzenlenmesi ve sunumu konusundaki vazgeçilmez yardımı ve kitabı (benim ürkütücü bulduğum) elektronik iletim dünyasına taşıdığı için oğlum Adam Tolkien’e çok minnettarım.




    [Yeni üye olduysanız üye onayınızı bekleyiniz ya da üye olmak için TIKLAYINIZ.]

  2. #2
    Aktif Üye
    Üyelik Tarihi
    Aug 2015
    Mesajlar
    714

    Seviye: 41 
    Tecrübe: 2,270,300
    Sonraki Seviye: 2,530,022

    Beğenmiş
    1,790
    Beğenilmiş
    1,428
    Adı Geçen
    0 Konu
    Etiketlendiği
    0 Konu
    bağımsız kitaplar yazan yazarlardan farklı olarak, tolkien gibi yazarları yitirmenin sıkıntısı büyük. bu tür yazıcılar, büyük uçsuz bucaksız bir evren yaratıyorlar ve onların ardından eksikleri tamamlamaya çalışanların katkıları hep bir yere kadar yeterli oluyor. bizler de kendi düş gücümüzle baş başa kalıveriyoruz.

    kitap için teşekkürler değerli üstadım.
    .

FACEBOOK'TA PAYLAŞ

Konuya Mesaj Yazanlar: 1

profesyonel web tasarım
© Copyright 2021. Tüm Hakları Saklıdır. Çizgili Kitap | Çizgili Kitap Forum Kuralları